Yıllardır verilen kadro müjdesine henüz sevinemeden gündemin değişmesi ve hayallerinin suya suya düşmesine tanık olan kamuda ki yüz binlerce taşeron işçi aldığı düşük ücret neticesinde gitgide mutsuz. Özellikle kamuda gelir adaletsizliğinin ortaya çıkardığı taşeron çalışma sistemi, işçileri hayata küstürdü. Sosyal haklardan mahrum edilen işçiler için sanki umutlar tükenmiş durumda. Kara kışın gelmesiyle birlikte ekonomik olarak geçim sıkıntısı içinde cedelleşen taşeron kamu çalışanlarını artık hiçbir kadro haberi ve açıklama tatmin etmiyor. İşçiler kadroya inanmıyor.

Yıllarca kamu kurumlarında hizmet veren yüz binlerce işçi halen asgari ücretle geçimini sağlamaya çalışıyor. Bir çoğunun gariban işçi olarak çalıştığı kurumlarda, aynı işi yapan memurlarla maaş bakımından arada uçurumlar var. Hal böyle olunca ve verilen sözler de tutulmayınca ister istemez taşeron işçiler moralmen çökmüş durumda. Sosyal medyada ve basında çıkan taşeron haberlerine itibar etmeyen ve inanmayan taşeron işçilerin artık devlet büyüklerinden bir beklentisi kalmadı. Kadro istemediklerini her fırsatta dile getiren taşeronlar, sadece insanca yaşanabilir bir maaş istiyoruz, yine taşeron olarak çalışalım, bizim statü gibi bir derdimiz yok, sadece maaşlarımız iyileştirilsin, çoluk çocuğumuza ailemize daha eşit şartlarda katkı sunalım, ifadelerine yer veriyorlar.

Umutsuzluğun dip noktasını yaşayan taşeron işçiler için, bundan sonra hiçbir haber ve açıklama değer görmeyeceğe benziyor. Mutsuzlukları yüzüne yansıyan ve bir çoğu kamuda önemli birimlerde hizmet veren taşeron işçiler, barış ve huzur içerisinde çalışamamakta. Bulundukları kurumlarda yüzü gülmeyen taşeron işçilerin sosyal haklarını ne bir savunan ne de yaşadıkları haksızlığı dile getiren var. 

Kısacası taşeron işçiler mutsuz, umutsuz, bıkmış, usanmış, neşesi kör olmuş, sevincini yitirmiş.. Bu saatten sonra kadro gelse ne olur 15 yılımız geçti, 20 senedir mağduruz diye sitem eden taşeronların mutsuzlukları sadece yüzlerine değil, evlerine, ailelerine, yaşantılarına yansımış adeta. Ekonomik açıdan çökmüş olan işçilerin mutsuzluğu sadece çalıştıkları kurumları değil, ilişki kurdukları toplumun diğer bireylerini değil, tüm Türkiye'yi sarmak üzere.. Buradan şu çıkıyor, gariban gülerse herkes güler, yoksul sevinirse herkes mutlu olur. Taşeron işçilerin gönlünde açılan derin yaraların sarılması ve onarılması çok güç gibi görünüyor. 

15 yıldır asgari ücret alan işçinin bu hale gelmesinde parmağı olanlar bu işin sorumluluğunu ve vebalini taşıyor. Oysa şirket patronları yedi ceddine yetecek kadar servet üstüne servet ilave etti, çoğusu multimilyarder oldu. Sen de taşeron işçi kardeşim kış geldi, evinde soğuk yerde otur, ayın sonunu getirmek için travmalar geçir. 

Zengin zenginleşmeye devam etsin, fakir iyi fakirleşsin, bu gerçek sadece kişileri değil ülkeleri yıkar, dünyayı yok eder..