Geçen gün okulunun eğitim kalitesini yükselterek tercih edilir olmasını sağlayan bir müdürle odasında sohbet ediyorduk. Tam bana bu başarıyı nasıl yakaladığını anlattığı bir sırada telefonu çaldı.

Arayan ilçenin kaymakamıydı. Müdürden bir öğrenciyi okula kayıt etmesini istiyordu. Müdür kaymakama uygun bir dille sınıfların 40’ar öğrenci olduğunu, bunun üzerine çıkması halinde eğitim kalitesinin düşeceğini, bu kötülüğü çocuklara yapmamamız gerektiğini, komşu okulda sınıf mevcutlarının az olduğunu onların bu kaydı almasının daha uygun olduğunu anlatsa da çok fazla direnemedi ve “Tamam kaymakamım, gönderin kaydını yapayım.” deyip konuşmayı bitirdi.

Bu ülkenin eğitiminin temel sorunlarından biri nicelik ve nitelik yönünden okullar arasındaki uçurumdur. Bu sorun sınavların eğitimi, testlerin çocuklarımızı esir almasına ve sonuçta hayattan, mutlu olmaktan ve gerçek başarıyı yakalamasından alıkoymasına sebep olmaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın, okullar arasındaki bu farklılığı ortadan kaldırmadan, eğitimin diğer sorunlarını çözmesi pek mümkün değildir. Bu sebeple bu sorunun çözümüne öncelik vermelidir. Kabul ediyorum bu çetrefilli, çözümü uzun vadede gerçekleşebilecek bir sorundur. Ancak öğretmen ve okul yöneticilerini iyi yetiştirerek önemli ölçüde soruna çare üretilebilir. Bunun nasıl yapılacağı da sır değildir.
Saygılarımla.
Muhammet YILMAZ
Eğitimci-Yazar