Milat Gazetesi Yazarı Seyit Mehmet DENİZ Balıkesir'e Atanan Müftünün 2 ay sonra niçin görevden alındığının perde arkasını yazdı.

İşte Deniz'in 'Kutsal Valilerimiz!' başlıklı o yazısı;

Daha önce Milli Eğitim Bakanlığı'nın sendika, vakıf, dernek ve cemaat tavsiyesi ile atadığı ‘itme ve çekme ile hareket eden vagon tipi' idarecilere görev vermekle hata ettiğini yazmıştım.

Bu gün kimin önerisi ile hangi kriterle atandığını bilemediğimiz valilerimizden birini konu edineceğim.

İl Müftüler Kararnamesinin üzerinden daha iki ay bile geçmeden Balıkesir İl Müftüsü İbrahim Öcüt'ün merkeze çekilmesi, bir anda dikkatlerin üzerine çevrilmesine yol açtı.

Olayı dikkat çekici kılan yön ise Müftü İbrahim Öcüt'ün göreve başladığı günden bu güne çalışkanlığı, nezaketi, vakur duruşu ile bilinmesi…

Merakla beklenen olayın ayrıntıları yeni yeni ortaya çıktı.

Meğer İl Müftüler Kararnamesiyle Çanakkale İl Müftülüğü'nden Balıkesir İl Müftülüğüne atanan Müftü İbrahim Öcüt, göreve başlar başlamaz Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı'nın despot tutum ve davranışlarıyla karşı karşıya kalmıştı.

Müftü Öcüt'ün Vali Yazıcı'yı ziyaretiyle başlayan nezaketsizlikler zinciri Vali Yazıcı'nın İl Müftüsünü evrak taşıma memurluğuyla görevlendirmesine kadar vardı.

Sonrası malum! Müftü Öcüt, dalaşmak yerine çalıyı dolaşma tercihiyle büyük bir nezaket örneği sergileyen Diyanet İşleri Başkanlığınca merkeze görevlendirildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın valiler ve kaymakamlara yönelik olarak yaptığı konuşmalarda “Halkın hizmetkarı olun! Halkın arasına karışın. Fakirin fukaranın elinden tutun. Gidin yardımı bizzat kendi elinizle ihtiyacı olana teslim edin…” sözleriyle Vali Yazıcı'nın bu tavrını bağdaştırmak elbette mümkün değil.

Vali Yazıcı Türkiye'de nezaketsiz tutumuyla tek değil elbette…

“Kapısında bırakın milleti daire başkanlarını saatlerce bekleten, yaptığı toplantılarda milletin içinde yanındaki memur ve polislere fırça atan, açılan soruşturmalara müdahil olup ‘atın bu adamı meslekten' deyip soruşturmayı yönlendiren, ettiğim ettik çaldığım düdük hesabı iş bilmediği halde iş bilir geçinip maiyetindeki memurların performans ve moralini düşüren…” valilerin kulağı ne zaman çekilecek?

Valilerin mesleğiyle ilgili şikayetlerin yanında adabı muaşeretten nasibini almayan kaba yönleri en bariz özellikleri...

Protokol takıntısı ile geleni geldiğine ortaya koyduğu tavırla pişman ettiren valilerimizin birçoğunun psikolojik sorunları olduğu konuşuluyor.

 Psikolojik sorunlardan mı yoksa mesleğin sorumluluğunu kaldıramamanın ezikliğini kibir ve suratsızlıkla kamufle etme çabası mıdır nedir bilinmez. Ama birçok valimizin antisosyal kişiliğe sahip oldukları dikkatlerden kaçmıyor.

Gelen rivayetlere göre valilerimizin insani ilişkileri sıfır… En basit insani ilişkileri yok denecek düzeyde.

Hatta bazı valilerin kimse ile karşılaşmama adına mesai giriş ve çıkışlarında özel kordon oluşturup arabasına bindiği kıyasıya eleştiriliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kolay kolay adam harcamadığı, iyiliği dokunan kimseye minnet duyup koruduğu herkesin malumu.

Lakin birinci dereceden Erdoğan'ın dışarıya dönük yüzü olan valilerin, valilikten öte evrak memurluğu yapıp koltuğunda oturduğu görmezden gelinemez.  

Elbette kendilerine sorulsa valilerimizin sıralayacağı çok bahaneleri olacaktır. Ama valilik/idarecilik bahane uydurma yeri değil örnek olma, sorun çözme, moral verme, yeni arayışlar ve fırsatları ganimetlere dönüştürme makamıdır.

Valileri ‘hamili kart yakınımdır' deyip atadığı beceriksiz daire başkanı ve bürokratlarla boğan sorumsuz milletvekillerini elbette biliyoruz.

Yazının Tamamı İçin TIKLAYINIZ

Seyit Mehmet DENİZ / Milat Gazetesi