Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz darbe ve işgal girişimi sonrası, terör örgütü elemanlarının kamudan temizlenmesi ekseninde yapılan idari ve hukuki tedbirler, toplumun hemen her kesimince gerekli ve yerinde bulunmuştur. Ancak bu tedbir ve girişimlerin bir mağdur kitlesi ortaya çıkaracak kadar ölçüsüz yürütülmesi, FETÖ/PDY ile mücadelede sürece büyük zarar vermektedir.

Bylock kullandığı veya Banka Asya’da hesabı bulunduğu gerekçesiyle açığa alınan ya da görevinden uzaklaştırılan çok sayıdaki kamu görevlisi, masumiyetini yargı makamları nezdinde ispatlamasına rağmen hakları ya teslim edilmemekte ya da bu işlem yeterince hızlı yapılmamaktadır.

Özellikle son dönemde yapılan ihraçlarda hukuki belgeleri ve sosyal çevre şahitliğiyle masum olduğu tespit edilen kamu görevlilerinin ihraçlarında sorun olduğu görülmektedir.

Bylock kullandığı gerekçesiyle ihraç edilenler teknik olarak söz konusu programı kullanmadıklarını ispat ettikleri halde haklarında düzeltici bir işlem yapılmamış olması büyük bir hak ihlalidir. Anılan programdaki istismara açık durumlar göz önüne alınarak detaylı bir araştırma ve inceleme yapılmadan tasarrufta bulunması mağduriyeti sebebidir. Bir kısım eğitim çalışanı ise Bank Asya’da hesabı olduğu gerekçesiyle ya açığa alınmış ya da ihraç edilmiş durumdadır. Ancak sonradan görüldüğü üzere, bu kişilerin bir kısmı örgüte finansal destek sağlayanlar değil, aksine kira ödemesi, para havalesi, altın ya da döviz hesaplarının cari hesaplara çevrilmesi gibi çeşitli vesilelerle banka ile geçici ilişkisi bulunan kişilerdir. Basit bir bankacılık işlemi ile örgütün finansal işlemlerine aracılık edilmesi arasında ciddi bir inceleme yapılmaması mağduriyetlere neden olmuştur.

Buna ek olarak, hâlâ mülki idare amirleri tarafından haklarında yapılan soruşturmalar neticelenmiş, herhangi bir suç unsuruna rastlanmamış kişiler haklarında hiçbir işlem yapılmamasına rağmen halen görevine iade edilmemiştir. Soruşturmaları tamamlanmış, haklarında bir işlem yapılmamış kişiler derhal görevlerine iade edilmelidir.





Belge 1 

Belge 2 

Yukarıdaki örneklerde de görüldüğü üzere, masumiyetini adli merciler önünde ispatlamış, hiçbir terör örgütüyle bağlantısının bulunmadığını ortaya koymuş olan eğitim çalışanları, söz konusu adli evrakları Bakanlığa veya mülki idare amirliklerine sunarak göreve iade talebinde bulunmalarına rağmen hiçbir gerekçe gösterilmeksizin işlem yapılmamaktadır. Bu örnekler istisnai kararlar olmayıp bunlar gibi yüzlercesi bakanlık ve valiliklerde gereğinin yapılmasını beklemektedir.

Adli makamlarca masum olduğu gerçeği bir kez daha ortaya konulan kişilerin görevlerine iade edilmemesi, bir yandan idari tedbirlerin, toplum nezdinde yüksek saygınlığı bulunan kamu görevlilerine karşı karakter suikastı için fırsat görülmesine; diğer yandan toplumun adalet duygusunun yara almasına, terörle mücadeleye olan destek ve inancın zayıflamasına, kamu idaresinin itibarının zedelenmesine neden olmaktadır.

“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” şiarıyla hareket etmeyi ilke edinen hükûmetten, Millî Eğitim Bakanlığı’ndan ve mülki idare amirliklerinden beklentimiz, masum olduğu ortaya konulan kişilerin mağduriyetlerine son verilmesi, haklarının iade edilmesi, bürokratik yapının ürettiği sorunlu işleyişi ve iyi niyetli olmayan kişi ve kesimler kaynaklı işlemleri durduracak/sona erdirecek bir kararlılığın gösterilmesi için gerekli adımların ivedilikle atılmasıdır.