Eğitim alanında bir sistem kurmak ve onu kalıcı hâle getirmek mümkün olmadı. AK Parti iktidarında her bakan ayrı bir heyecan ve vizyonla köklü değişiklik yapacağını duyurdu. Değişim kaçınılmaz bir durumdur ama mağduriyet oluşturan değişimler de istikrarı bozuyor. Bu sebeple özellikle eğitim alanındaki sancılar giderilemedi.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, daha önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi söylevleriyle umut veriyor. Kendi deyimiyle millet de icraat bekliyor. Bakan Selçuk, '15 Ekim'de vizyon belgesini açıklayacağız' dedi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin en çok takip edilen bakanı belki de Ziya Selçuk’tur. Çünkü yaklaşık 20 milyon öğrenci ve 1 milyon personeli bünyesinde bulunduran bakanlığı o yönetiyor. Hemen her evde öğrenci var. Her aile bu durumun takipçisi.

Bakan Selçuk, “Veriyi görmeden planlama yapmam. 15 Ekim'e kadar bir sabretsin insanlar. Ben bilerek acil icraatlara geçmemeyi tercih ediyorum. Eğitim uzun soluklu bir iş. Biz bir maraton koşuyoruz' dedi.

Eğitim camiası Bakan Selçuk’tan ümitli. Yukarıdaki açıklama bile işin ehemmiyetini gösteriyor. Zira eğitim hamasi konuşmalarla yürümez, planlanamaz. Bakan da bu durumu iyi bildiği için emin adımlarla gidiyor. Anlaşılan o ki yine değişim var! Özellikle lise ve üniversiteye geçişte değişim bekleniyor.

Çağın şartlarına uygun değişimden kaçamayız, buna tamam ama bizim köklü bir maarif geleneğimiz vardı. Batı tarzı teorilerle de bir yere gidemeyiz. Umarız bakanlık yetkilileri bu duruma dikkat eder. Gerçi öğretmen yetiştirme konusunda geriye dönüş sinyali verildi. Bakan Selçuk, 'Eski öğretmen okuluna benzer bir öğretmen eğitimine yönelmek söz konusu' dedi. Bu bile eski-yeni kıyaslamasının doğru yapıldığını gösteriyor. Demek ki eskide kaldı diye her şey kötü değilmiş.

Milli Eğitim Bakanlığı yeni vizyon belgesini açıklayacak. Bunu heyecanla bekliyoruz. Bir taraftan da beklentilerimizi dillendirmek istiyoruz. Son zamanlarda özel okullara ciddi anlamda talep var. Bu güzel ama iyi takip edilmesi gerekiyor. Uygulanan programlar, kullanılan kitaplar, görevlendirilen öğretmenler bakımından takibi gereken konular bunlar. Maddi gücü bulan herkesin özel okul açması engellenmeli.

Öğretmen yetiştirme konusunda yeni adımlar bekliyoruz. İhtiyaca göre öğretmen yetiştirilmeli. Böylece yığılma olmaz. Her yerde eğitim fakültesi olmamalı. Atamalarda mülakat kesinlikle kaldırılmalı.

Sözleşmeli öğretmenlik huzursuzluk demektir. Huzursuz öğretmen başarılı olamaz. Öğretmenlere kariyer sistemi 2005 yılında getirildi ama devamı olmadı. Bu konu da gündeme alınmalı.

Liselere giriş sistemi bu yıl çok sıkıntılı geçti. Mesleki eğitime giden öğrenci azaldı. Oysa Bakan Selçuk, “Mesleki eğitimi güçlendirmeden asla yükseköğretim talebini düşüremeyiz. Mesleki eğitim iyileşir ve çocuklar tatmin olursa sınava olan talep de düşecek. Yani iki faktör var. Sınava olan talebin doğal olarak düşmesini bekliyoruz. Sınav değiştirmeyeceğiz, sorusunu, adını değiştirerek problemi çözmeye çalışmayacağız. Kısa vadede dediğimiz şey bir sene sonunda olmaz.” diyor.

Sınavsız yerel yerleştirmede her öğrenci Anadolu lisesine gitmek istiyor. Anadolu liseleri ise akademik yönden başarıya odaklanmış durumda. Bu yıl Anadolu liselerine kaydolan öğrencilerin çoğu aslında mesleki eğitimde olmalıydı. Ne yazık ki yanlış tercih oldu. Marka değeri olan Anadolu liseleri bu yılki aldıkları öğrenciler ile akademik yönden zayıflatılmış olacak. Gelecek yıl bu sistemin uygulanmaması daha yararlı olur.

Eğitimde sancımız fazla. Ağrı kesicilerle bu iş çözülemez. Taşın altına gövdemizi koymalıyız. Yeni vizyonun hayırlı olmasını dileriz.

Ali BAL / MİLAT