Memur-Sen İzmir Temsilciliği, anayasaya değişikliğine ilişkin 16 Nisan’da yapılan referandumda ‘evet’ tercihini aylar öncesinden açıklamış ve halkın bilgilenmesi için çeşitli programlar düzenleyerek sürece katkı koymuştu. İzmir İl Temsilcisi Ali Musa Bina, referandumun ardından yaptığı açıklamada, vesayetin imhasına yeni Türkiye’nin inşasına onay veren millete teşekkür etti.  Referandum sonucunda Türk milletinin; Türkiye’nin öze dönüşüne, geleceğe doğru kararlı yürüyüşüne, güven ve istikrar perspektifiyle yükselişine hız kazandıracak Anayasa değişikliğine ‘evet’ diyerek onay verdiğini ifade eden Bina, “Milletimiz; referandum sürecinde, sandık aşamasında ve sonucun açıklanması sonrasında akl-ı selime dayalı tavırlarıyla demokratik olgunluğunu, sandığa gitme oranıyla demokrasinin asli öznesi ve siyasal iradenin mutlak sahibi olduğunu, vesayeti bitirme noktasındaki kararlılığıyla Yeni, Büyük ve Güçlü Türkiye hedefindeki öncü sorumluluğunu bir kez daha tescillemiştir. 16 Nisan’da milletimiz, içerideki vesayet yanlıları yanında dışarıdaki vesayet destekçisi ülkeleri de tekrar tevessül edemeyecekleri şekilde devre dışı bırakmıştır” ifadelerini kullandı.

“UYANIŞ, DİRİLİŞ VE ŞAHLANIŞ”

Türk halkının iradesine ket vurulamayacak, özgürlüklerin önüne set çekilemeyecek, vesayetin esamesine, ihanetin zerresine tahammül edilmeyecek bir gelecek ve Türkiye noktasında milli mutabakatını ortaya koyduğuna dikkat çeken Bina, “16 Nisan, bu yönüyle bir uyanış, diriliş ve şahlanış miladı olarak tarihe kaydedilmiştir. 17 Nisan, milletimizin hem kendisinin hem ülkesinin hem de dünyanın yarınlarına yön verme noktasındaki hür iradesini haykırışının ilk günüdür. 16 Nisan’da yaşanan ve 17 Nisan’dan itibaren yola çıkan, milletin tarihin akışını değiştirme gücüdür. Hiç kimse ama hiç kimse, milletin kararını yanlış yorumlama, kararlığına duyarsız kalma hatasına düşmemelidir. Türkiye’deki herkes, her kesim, her kurum,  her parti, her sivil örgüt bu karara sadece saygı duymamalı, milletin iradesinin gereklerini yapmak konusunda referandumda tercihi ne olursa olsun sorumluluk almak heyecanını, birikimini bütün samimiyetiyle ortaya koyacağını da milletin huzurunda deklare etmelidir” diye konuştu.

“MAZLUMLAR İÇİN GÜVEN VE ADALET KAPISI”

16 Nisan’da içerdeki vesayet mahfilleri yanında dışarıdaki vesayet destekçisi ülkelerin de devre dışı bırakıldığını kaydeden Bina, şunları söyledi: “Referandumdaki Evet kararını, milletimizin; terörün, ihanetin, küresel sömürünün öznelerini, tetikçilerini eylemlerini, söylemlerini, kumpas ve tezgahlarını sınır dışı etme kararı, yurda sokma kararı olarak görüyoruz. Anadolu’nun bütün renkleriyle birlikte ve hür yaşadığı, farklılıkların zenginlik, vatandaşlığın hukuki eşitlik olarak yaşandığı Yeni Türkiye, sadece insanlarımız için değil dünya mazlum ve mağdurları için de güven ve adalet kapısıdır. Bunun bilincinde olarak, 17 Nisan’dan itibaren üreten Türkiye, büyüyen Türkiye, gelişen Türkiye, çözüm üreten, sorun tüketen Türkiye, demokratik devletin, özgür bireyin, sivil toplumun cari olduğu Türkiye için ter akıtmalı ve kafa yormalıyız. Türkiye’yi hak ettiği yere birlikte, el ele taşımalıyız. Kamplaşmanın, kutuplaşmanın, birbirine sırt dönmenin bize ödettiği faturaları unutmadan, geleceğe dair güvenli adımlarla, istikrarı kuşanmış bir siyasal kurguyla yol almalıyız. Bunu başarırsak, ufku açık millet; yolu açık Türkiye’yi hem kuracak, hem koruyacak hem de hak ettiği zirveye taşıyacaktır.”

'AGİT RAPORU TARAFSIZ DEĞİLDİR'

Bina, AGİT’in seçim raporunu eleştirerek, “AGİT raporu bağımsız ve tarafsız bir rapor değildir. AGİT’te görevli gözlemcilerin PKK sempatizanı olduğunu biliyoruz. Türkiye'nin seçimlere ve referandumla ilgili hukuki altyapısı bellidir” dedi.