Ali Yalçın, eğitime ilişkin bazı konuların ele alındığı görüşmede, Bakan Yılmaz’a, Eğitim-Bir-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından hazırlanan “Türkiye’de Suriyeli Çocukların Eğitimi: Güçlükler ve Öneriler” başlıklı raporu da takdim etti.

Sorun üreten değil, beklentileri karşılayan adımlar atılmalıdır

Eğitim çalışanlarının ivedilikle çözüme kavuşturulması gereken sorunlarını Bakan İsmet Yılmaz’a ileten Yalçın, mülakata dayalı öğretmen istihdamından vazgeçilmesini, sözleşmeli öğretmenlerin aile bütünlüğünü esas alan bir düzenlemenin yapılmasını, ataması yapılan öğretmenlerin güvenlik soruşturmalarının bir an önce tamamlanmasını, FETÖ soruşturması kapsamında açıkta bekleyen eğitim çalışanlarının soruşturmalarının kısa sürede tamamlanmasını, liyakate dayalı kariyer sistemini öngören bir yönetici atama yönetmeliğinin hayata geçirilmesini istedi.

Eğitim çalışanlarını huzursuz eden, kamu vicdanını yaralayan, adalet duygusunu zedeleyen, iş barışını bozan uygulamaların terk edilmesinin, nitelikli bir eğitim, güvenli bir gelecek için önemli olduğunu vurgulayan Yalçın, köklü değişikliklerin yapıldığı süreçlerin eş güdümlü bir şekilde paydaşlarla görüşülerek şekillendirilmesinin, hedeflenen amaca ulaşma açısından elzem olduğunu dile getirdiİ.

Suriyeli çocukların okullaşması ve kaliteli bir eğitim alması sağlanmalıdır

Görüşmede ‘Suriyeli çocukların eğitimi’ raporu hakkında da bilgi veren Yalçın, Türkiye’de bulunan Suriyeli çocukların önemli bir kısmının okullaştığını ama halen yüzde 100’e erişemediğini, bunun önündeki engellerin bir an önce kaldırılması gerektiğini belirterek, “Geçen altı yıllık süreçte yüz binlerce Suriyeli Türkiye’de çocukluktan yetişkinliğe geçmiştir. Bunların hangi beceri ve vasıf ile yetişkin hayatına geçiş yapacakları oldukça önemlidir. Çünkü yeterli beceri ve vasfa sahip olmadan iş hayatına atılan gençler düşük gelirli işlerde çalışmak zorunda kalmaktadır. Bu ise, eğitimden yoksun kişilerin geleceğe olumsuz bakmasına, yoksulluğun pençesine düşmesine neden olacaktır. Kaliteli bir eğitim, Suriyelilerin hayata yeniden tutunması, yerleştikleri ve göç ettikleri ülkelerde kendilerine yeni bir hayat kurması ve geleceğe umutlu bir şekilde bakabilmesi açısından önem arz etmektedir. Okula gitmeyen çocukların tespit edilmesi için Türk ve Suriyeli öğretmenler, okul yöneticileri, ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşları, Suriye toplumunun kanaat önderleri gibi kesimler birlikte hareket etmeli ve tarama çalışmalarıyla okullaşmamış çocukların tespit edilerek okullaşmaları sağlanmalıdır. Bina ve derslik sayısı acilen artırılmalıdır. Suriyeli öğretmenlerin seçiminde özen gösterilmeli ve bu öğretmenlerin mesleki yeterliliklerinin geliştirilmesi için hizmet içi eğitimler verilmelidir” dedi.

Birçok Suriyeli çocuğun savaşın ve göçün etkilerinden kaynaklanan psiko-sosyal sorunlar yaşadığı dikkate alınarak, etkin rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetleri verilmesi gerektiğini kaydeden Yalçın, her Suriyeli çocuğa kaliteli eğitim sunmak için, başta Millî Eğitim Bakanlığı olmak üzere, il, ilçe ve okul yöneticileri ile öğretmenlere, Suriyeli çocuklarla ilgili işlemlerle ilgilenen diğer kamu kurumları çalışanlarına ve sivil toplum örgütlerine büyük sorumluluklar düştüğünü söyledi.

Sınav ve iyi bir liseye yerleşme kaygısı aile ve öğrenciler üzerindeki baskıyı artmıştır

Kaldırılan ortaöğretime geçiş sisteminin yerine kurulacak sisteme ilişkin görüş ve önerilerini de Bakan Yılmaz’la paylaşan Yalçın, ortaöğretime geçiş sisteminin ciddi bir kriz haline gelmesinin temel nedeninin, sınavla öğrenci alan okul sayısındaki artış olduğunu, bütün sınavsız öğrenci alan liselerin Anadolu liselerine dönüştürüldüğü bir ortamda sınavların ve iyi bir liseye yerleşme kaygısının eğitim sistemi, aile ve çocuklar üzerindeki baskısını gittikçe artırdığını dile getirdi.

TEOG’la birlikte tüm öğrencilerin merkezi olarak puan üstünlüğüne ve tercihe göre yerleştirilmesi yapıldığından, her yıl binlerce öğrencinin herhangi bir okula yerleştirilemediğini ve zorunlu olarak açık liseye aktarıldığını ifade eden Yalçın, “Buna ek olarak, öğrenciler ilk yerleştirildikleri okuldan memnun olmadığından, farklı okullara kayıt olmak için birkaç hafta nakil süreçleriyle uğraşmaktadır” diye konuştu.

Eğitime Bakış 2016 raporumuzda soruna dikkat çekmiştik

Eğitime Bakış 2016: İzleme ve Değerlendirme raporunda konuya dikkat çektiklerini ve TEOG’un yerleştirme ayağıyla ilgili düzenlemeye ihtiyaç olduğunu, eğer bu konuda adım atılmazsa TEOG’un kendisinin tartışmaya açılacağı bir noktaya gidileceğini ifade ettiklerini hatırlatan Yalçın, “TEOG, sınav kaygısını azaltması, adalet duygununu güçlendirmesi, okul içi bir etkinlik olarak görülmesi, telafi imkânı sunması dolayısıyla ölçme ve değerlendirme boyutuyla şimdiye kadar uygulanan sistemler içerisinde en az tartışılanıydı. Fakat yerleştirme kısmına neşter atılmaması, nakil taleplerini tetiklemesi, ulaşım güçlüğü çekilen okullara yerleştirme yapılması gibi nedenlerle memnuniyetsizliğe sebebiyet verdiği için sistemin kendisi tartışmaya açıldı” şeklinde konuştu.

Yeni sistem arayışında ortak akıl işletilmelidir

Yalçın, yeni sistemde ortak kabulün yüksek olabilmesi için konunun, karar mekanizmalarına sunulmadan önce paydaşlarla istişare edilmesi, tartışmaya açılması gerektiğini kaydederek, bunun, çaprazların görülmesi, demokratik ve katılımcı bir yöntemin uygulanması açısından önemli olduğunun altını çizdi.

Genel Başkan Ali Yalçın ve Başkan Vekili Latif Selvi, Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin ile de bir araya geldi.