Memur-Sen Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen basın açıklamasıyla toplamda 2 milyon TL’lik bağış gerçekleştirildi. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Adnan Ertem, İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, Deniz Feneri Derneği Başkanı Mehmet Cengiz ve Memur-Sen’e bağlı 11 sendikanın genel başkanlarının katılımıyla kampanyanın duyurusu yapıldı.

Burada konuşan Genel Başkan Ali Yalçın, bütün dünyada hissedilen ve insanı ilgilendiren her konuyla ilgili doğrudan, etkili ve yıkıcı sonuçlar üretme kapasitesine sahip koronavirüs salgınıyla karşı karşıya olduklarını ifade ederek, Türkiye’nin ilk andan itibaren gerek milletin hassasiyeti ve gerekse devletin ortaya koyduğu mücadele sayesinde salgına karşı idari ve insani tedbirler noktasında önemli mesafeler kaydettiğini ifade etti.

Konuşmasında Yalçın, “Özellikle sağlık hizmetlerini sunan kamu görevlisi arkadaşlarımıza, sağlık çalışanlarımıza; bu süreçte sağlık çalışanı sıfatını anne, baba, evlat, eş ve kardeş sıfatlarının önüne koymak noktasındaki emsalsiz fedakârlıklarından dolayı minnettarız” ifadelerini kullandı.

Herkes Salgınla Mücadele Noktasında Evde Kalmalı

“İnsan-İnsan temasının en aza indirilmesine yönelik tedbirlerin doğal sonuçlarından biri hiç kuşkusuz; üretim süreçlerinin, ticari ve sınai faaliyetlerin, eğitim başta olmak üzere birçok kamu hizmeti ile bu hizmetlerle ilişkili birçok özel sektör faaliyetinin durmasıdır” diyen Yalçın şöyle devam etti: “Günlük çalışan, günlük kazanan ve ihtilacını karşılayan birçok insan, ihtiyaçlarını karşılayacak gelirden mahrum durumdalar. İnsanlar, hayatlarını sürdürmek için çalışmak, hayatta kalmak için ise evde kalmak zorundalar. Bu çelişkinin ürettiği ve üreteceği mağduriyetlere gözlerimizi kapayamayız. Kesinlikle uyulması gereken bir husus var; zorunlu olmadıkça herkes salgınla mücadele noktasında ‘evde kal’malı. Fakat yine kesinlikle olması gereken bir başka husus daha var; hiç kimse salgınla mücadele sürecinde de zorda kalmamalı, yalnız kalmamalı, darda kalmamalı. Hayatı eve sığdırdığımız bugünlerde insanlığı, vefayı, yardımlaşmayı ve dayanışmayı da vakte sığdırmalıyız. Salgın sürecinin zihinlerimize kazıdığı eylem infak, yüreklerimizde yaşattığı değer vefa olmalı. Vefa, ‘niye’ sorgusunun gereksiz, infak ‘kime’ sorusunu anlamsız görerek el vermek, omuz vermek, gönül ve değer vermektir.”