Milli Eğitim Bakanlığı müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı ataması için yapılan mülakatlar 21 Temmuz’da tamamlandı. 24 Temmuz itibariyle de illerin büyük kısmı sonuçları açıkladı. Yalnız sonuçlar, geçen yılların aksine, toplu sonuç listeleri şeklinde açıklanmak yerine sorgulama ekranı üzerinden sadece yönetici adayları ile paylaşıldı. Kamuoyunda adam kayırmacılık ve torpil ile eş anlamlı hale gelmiş mülakat yönteminin nasıl bir haksızlık ve adaletsizliğin önünü açtığının daha net anlaşılabilmesi için sonuçların liste şeklinde açıklanması yeterliydi. Böylece kazanan adayların hangi sendikaya üye olduklarının herkes tarafından görülmesi yoğun şaibe atmosferini ortadan kaldıracak ve gerçekler ortaya çıkacaktı. Zira medya organlarında çarşaf çarşaf sınav öncesinde ele geçirilen tamamı Eğitim Bir-Sen üyesinden oluşan kazanan listeleri yayınlanmaktadır. Noterden tasdik ettirilmiş, sınav sonrasında da kazananların listeyle birebir aynı olduğu görülmüş bu listeler kamuoyundaki rahatsızlığı artırıcı bir rol oynamaktadır.

MEB tarafından yönetici atama yönetmeliğinde yapılan değişiklikle yazılı sınav kaldırıldı ve bu yıl sözlü mülakat yolu ile atama yapıldı. Şaibe yaratan mülakatın kaldırılarak yazılı sınav sonuçlarına göre atama yapılması noktasındaki taleplerimiz devam ederken yazılı sınavın da kaldırılarak sadece sözlü sınavların baz alınmaya başlanması torpille yapılan atamaların pervasız şekilde yapılmasının önünü açmıştır. Ayrıca yönetici adaylarının sonuçlara itirazının mülakatı yapan komisyon tarafından değerlendirilecek olması, itiraz eden adaya hakaret etmekle eşdeğer olsa gerek. Ayrı bir itirazları değerlendirme komisyonu kurmak çok mu zordur?

Yeni Türkiye'de eskiyi mumla aratacak, adaletsizliği, istismarı ve iltiması üst seviyeye çıkarıp çığ gibi büyüyen mağduriyetlere sebebiyet verecek bir uygulama olan, nesnelliği ve güvenilirliği tartışmalı mülakat sistemi, müdür atamalarından sonra öğretmenlere de uygulanmış ve sayısız adaletsiz uygulamalar kamuoyuna yansımıştı. Şirkete eleman alır gibi on binlerce insanı atamak için mülakat yapılmasının tek bir nedeni olduğunu defalarca yazmış, bu adaletsiz uygulamadan vazgeçilmesi gerektiğini söylemiştik. Mülakat yolu ile atanan yandaş sendikaya üye müdürlerin ne kadar başarısız oldukları ve okullarda büyük sorunlara yol açtıkları orta yerde dururken şimdi müdür yardımcıları da mülakatla atandı ve daha büyük sorunların önü açılmış oldu.

Bir kenar mahalle okulunda kadrolaşmak gibi abuk-sabuk hedefler peşinde koşarak ait oldukları geleneğin itibarını yerle bir ettiklerinin farkında olmadıkları gibi uyguladıkları yöntemlerle münafık ürettiklerinin de farkında değiller maalesef. MEB okulları liyakatsiz, donanımsız, yönetici olma yeterliliğine sahip olmayan bizim oğlanlarla dolu. Yazıktır, günahtır, ayıptır. Cumhurbaşkanı kaç defa söyledi bakkal yönetmiyoruz devlet yönetiyoruz diye. Devlet organları bu ciddiyetten kendilerini azade kılabilirler mi? Koskoca bir bakanlığın personel istihdamını bir sendikanın inisiyatifine bırakmak ne büyük bir ciddiyetsizliktir. Bakkal dükkânına çırak bile bu ciddiyetsizlikte alınmıyor.

Bu ülke paralel cemaatin ihanetinden bu halkın özverisi ve canını ortaya koymasıyla kurtuldu. Yeni paralel örgütler yaratmaya yarayacak mülakat gibi uygulamalara artık son verilmeli. Kimse kusura bakmasın tekrar eden aptallığa kimse tecrübe demiyor. 28 Şubat sürecinde askeri ve sivil vesayetin bu tarz uygulamalarından çok çektik. Aynı eziyeti bugün, o dönemde birlikte saf tutarak direndiğimiz zulmün mağdurlarından çekmek, çok daha ağır geliyor. 

Özgür Eğitim Sen, mülakat uygulamasının ilk gününden beri bu adaletsizliğin karşısında yer alıyor ve son verilmesi için çağrıda bulunuyor. Bu uygulama insanları ahlaksızlaştırıyor. Eline kazanacakların listesi tutuşturulan komisyon üyelerini de, siyasi referans bularak, sendikayı aracı kılarak mülakatı geçen adayı da ahlaksızlaştıran bu sisteme son verilmeli. Emaneti ehline veren, liyakati gözeten bir anlayış hâkim kılınmalı. Eğer öğretinizi hakim kılmak istiyorsanız bunu; haksızlığa, adaletsizliğe sapmadan, kul hakkı yemeden, kimseyi mağdur etmeden, fırsatçılara prim vermeden, toplumda kamplaşmaya kutuplaşmaya yol açmadan, partizanlık ve tarafgirlik batağına düşmeden, zulme bulaşmadan en doğru ve en dürüst yöntemlerle yaparsanız kazanırsınız. Aksi takdirde zulüm ile âbâd olunmayacağını bir gün hatırlasınız fakat artık âhirinizin berbâd olduğunu, çok geç kaldığınızı anlarsınız.

29.07.2017

Bekir BİRBİÇER

Özgür Eğitim-Sen MYK Üyesi