'İmam Hatipler ve İlahiyatçılar İşidçi yetiştiriyor' diyen modern zamanın yeni fetösü diye adlandırılan Mustafa İSLAMOĞLU'na he kesimden tepki yağıyor. 

İmam hatip düşmanları ile örtüştü

İslamoğlu'nun sözlerine tepki gösteren ÖNDER Genel Başkanı Halit Bekiroğlu, twitter sayfasından yaptığı açıklamada, 'Bu talihsiz açıklama, imam hatip ve ilahiyatlara düşmanlık yapanların argümanlarıyla örtüşmüş, bizleri rencide etmiştir. Hemen düzeltilmelidir!' dedi.

FETÖ ve IŞİD'in en az girebildiği yer İmam Hatipler

İslamoğlu'nun sözlerine yanıt veren İlahiyatçı ve Eğitimci Yazar Erol Erdoğan, FETÖ ve IŞİD'in en az insan devşirebildiği yerin İmam Hatipler olduğuna dikkat çekerek, yapılan yorumun büyük bir haksızlık olduğunu kaydetti.

Erdoğan şunları söyledi: 'İmam Hatip okulları ve İlahiyat müfredatının kesinlikle iyileştirilmesine ihtiyaç var ama bunu IŞİD bağlamında söylemek haksızlık olur. Hem FETÖ ve hem IŞİD'in en az insan devşirdiği yerdir İmam Hatipler ve İlahiyatlar. İmam Hatip ve İlahiyat müfredatının iyileştirilmesini daha çok 28 Şubat'ın bu okulları baskılaması, küresel İslam düşmanlığı-İslamofobia, savunmacı değil özgün dini bir dil, Kur'an ve Hadisi daha iyi anlama, modern dönemlerde İslam'ın çözümlerini yeniden üretebilme kabiliyeti gibi gerekçeler üzerinden konuşmalıyız.'

Dİn Öğretim Genel Müdürlüğ üDaire Başkanı İhsan ERKUL da Mustafa İslamoğlu'na isim vermeden çok sert tepki gösterdi. 

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi

ERKUL;

Bugün bir yazarın sosyal medya hesabından İmam hatip okulları ve ilahiyat fakülteleri için iddia ettiği görüşünü bu camianın bir mensubu olarak şiddetle redettiğimi, kınadığımı ifade ediyor ve özür bekliyorum. Ülkemizde yaklaşık yüz yıllık bir geçmişe sahip olan imam hatip okulları kendi okul kültürünü oluşturabilmeyi başarmıştır. Bu kültürün oluşmasında okullarda verilen eğitim içeriğinin ve şeklinin önemli bir etkisi vardır. Öncelikle, okullarda verilen eğitimde din ve ahlak boyutunun öne çıkması kendine özgü okul ikliminin oluşmasına, toplumda kardeşlik duygusunun gelişmesine, sevgi ve saygı kültürünün kökleşmesine sebep olmuştur.
İmam Hatip Okullarında verilen eğitim içeriğinin özgünlüğü ve çeşitliliği halkın büyük ilgisini görmüş ve “imam hatip lisesi” adıyla markalaşarak günümüze kadar gelmiştir.İslami ilimler ve din eğitim alanında hazırlanan ve uygulanan öğretim programlarında, okutulan ders kitaplarında bilimsel yaklaşım ve çoğulculuk esas alınmaktadır.
İmam hatip okullarında verilen eğitimde ve ders kitaplarında ayrımcılıkları ve mezhebî farklılıkları öne çıkaran bir anlayış değil Kur’an ve sünnet merkezli, temel islâmî kaynaklara dayalı bütünleştirici ve birleştirici bir yaklaşım ortaya konulmaktadır. Akaid ve Kelâm, Fıkıh ve Temel Dini Bilgiler gibi derslerde, mezheplerin görüşlerine ve ibadetlerdeki yorumları ve uygulamalarına da yer verilmektedir.

Okullarda verilen din eğitiminde İslam dîni içerisinde ortaya çıkan farklı fıkhî yorumlar ve düşünce oluşumları bir zenginlik olarak kabul edilerek öğrencilerin bu bilgileri doğru bir şekilde öğrenmesi hedeflenmektedir. Bunun sonucunda, öğrencilerin Kur’an ve sünnet (Hz. Peygamberin uygulamaları) çerçevesinde doğru inanca sahip olmaları, doğru bilgi, doğru düşünce ve doğru davranış kazanmaları hedeflenmektedir. Ülke insanının dînî inanış ve anlayışlarını göz ardı etmeksizin bid’at ve hurafelerden arındırılmış, sahih bir din öğretimi, devletin denetim ve himâyesinde gerçekleştirilmektedir.Okullarda hem çağın gerektirdiği fen ve sosyal bilimlerinin olması, yabancı dil ve sanat derslerinin verilmesi, hem de İslâmî ilimlerin öğretilmesi toplum tarafından büyük kabul görmesini sağlamıştır. Çocuklarının sağlıklı bir din eğitimi alarak modern çağın gerektirdiği bilgilerle donanmalarını isteyen ülkemiz insanı, maddi destekleri ile okulların inşa edilmesinde öncülük yapmıştır. Hayırseverler tarafından veya sırf imam hatip okulu inşaası için kurulan vakıf ve dernekler tarafından yapılan okullar, devlete teslim edilmiştir. Devletin verdiği/vereceği din eğitimine güvenen ülke insanı, böylece ona olan güvenini göstermiş ve teslim ettiği binalarda kendisine emanet ettiği çocuklarına sağlıklı bir din eğitimi verilmesini istemiştir. Halkın bu talebinin karşılanması ve devlet tarafından din eğitimi verilmesi devlet kurumlarına ve ülke yöneticilerine olan güveni sağlamış, halk-devlet birlikteliğine vesile olmuştur. Özetle imam hatip okullarımızda uygulanan müfredatın geliştirilmesi ve eksik noktaların düzeltilmesi için çalışmalar yapılmalıdır. Nitekim Genel Müdürlüğümüz tarafından bu çalışmalar yapılmaktadır. Bu ayrı bir konu. Ancak şunu kesinlikle söyleyebilirim: İŞİD, FETO vb. yapıların en az zemin bulduğu kurumlar İlahiyat ve İmam hatip okullarıdır. Aklı selim sahibi herkesin kabul ettiği bu gerçek ortada dururken bu tarz iddiaları öne sürmek ülkemizin gözbebeği olan İlahiyat ve İmam hatip okullarına yapılan büyük bir iftiradır.