Diplomaya dayalı alan değişikliği üzerine onlarca yazı yazı yazdım.Bir çok kez bakanlığa giderek ; üst makamlardaki yetkililerle yüz yüze görüşmeler yaptım.Bu konuda bakanlığın tutumunun son derece haksız ve yersiz olduğunu dile getirdim.Sonuç ise her defasında bildiklerini okumak oldu…

Yıllar sonra eğitim kökenli Sayın Ziya Selçuk beyin bakanlığa gelmesi ile birlikte eğitim camiasında esen pozitif rüzgar, bakanlıkça atılan yapıcı ve olumlu adımlar alan değişikliği konusunda da bakanlığın inisiyatif alarak kanayan yaraya dur deneceğinin göstergesi idi.

En son MEB Müsteşarı Sayın Yusuf Tekin ile bu konuyu konuştuğumda bana ; “binlerce alan değişikliği bekleyen öğretmen var bu kadar kişi varken alan değişikliği yapmak doğru olmaz, atama bekleyen gençlerimize bunu izah edemeyiz” demişti.Ben de kendisine sanıldığı kadar çok sayıda alan değiştirmeyi bekleyen kişi olmadığını düşündüğümü ifade etmiştim.Nitekim 5 yıl sonra yapılan diplomaya dayalı alan değişikliği ile benim haklı olduğum resmi sayılarla belgelenmiş oldu.

Aralık 2018 diplomaya dayalı alan değişikliği için 6903 öğretmen başvuru yaptı.Bunlardan 4207 tanesi alan değiştirebildi.

Yaklaşık 5 yıldır alan değişikliği yapılmadığını düşünürsek, yani 5 yıllık birikmeyi hesaba katarsak ne kadar az sayıda öğretmenin alan değişikliği için başvuru yaptığı ve bunların da çok azının ( açık gösterilen norm sayıları bazı branşlarda oldukça kısıtlı olmasından kaynaklı) alan değiştirdiğini görebiliriz.

Diplomaya dayalı alan değişikliği, mevcut kadrolu öğretmeninden daha fazla verim elde edilebilmesi ve öğretmenlerin kendilerini gerçekleştirebilmeleri adına her yıl yapılması gerekmektedir.Aralık 2018 de yapılan ve üstte belirttiğim gibi kısıtlı norm açık gösterilmesi nedeni ile alan değiştiremeyen yaklaşık 2500 öğretmen unutulmamalıdır.

Milli Eğitim Bakanlığı 2023 Vizyon Belgesinde dahi öğretmenlerimizin birer yan dal sahibi olmasından bahsedilirken ; öğretmenlerin ikinci kez üniversite okuyup alan değiştirme istekleri yok sayılmamalıdır..Diplomaya dayalı alan değişikliği yıllar önce yapıldığı gibi her mayıs ayında yapılıp rutin hale bindirilmelidir.Böylelikle mevcut alanında verim alamayan ya da mutlu olamayan kadrolu öğretmenler içinde bir seçenek doğmuş olur.

Bakanlığımızın geçen yıl olduğu gibi duyarsız kalmayıp, en kısa zamanda çözüm odaklı bir açıklama ile personelini mutlu edeceği düşünüyorum.

Saygılarımla …

MURAT MEHMET GÜLER

Eğitimci Yazar