Tonbul, açıklamasında Orta Vadeli Programın sosyal tarafların katılmaması ve nihai şeklinin sosyal paydaşlarla paylaşılmamasını eksiklik olarak nitelendirdi.

 

Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul, Resmi Gazete’nin 27 Eylül 2017’de yayımlanan mükerrer sayısında yayımlanan Orta Vadeli Program (OVP) ile ilgili çeşitli medya organlarında çıkan haberlerle ilgili olarak “Resmi Gazete’nin 27 Eylül 2017’de yayımlanan mükerrer sayısında yayımlanan Orta Vadeli Program (OVP) ile ilgili çeşitli yazılı ve görsel basın yayın organlarının yanı sıra internet sitelerinde yer alan kamu hizmeti alanına ilişkin değişiklikleri konu eden haberlerle ilgili olarak değerlendirme yapma ihtiyacı ortaya çıkmıştır” dedi.

Yapılan açıklamada “Söz konusu haberlerde; Resmi Gazete’de yayımlanan OVP’nin emekli ya da görevden ayrılmış kamu görevlilerinin hatta özel sektör çalışanlarının kamu kesimi program ve projeleri ile misyonlarında gönüllü ve/ veya ücretli çalışmasına imkan sağlayacak esnek bir istihdam mekanizmasının hayata geçirileceği, kadın istihdamına ve kamuda taşeron uygulamalarına yönelik düzenleme yapılacağına dair maddesi yer almaktadır” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada Hacı Bayram Tonbul, OVP ile ilgili kamuoyunun yeterli bilgiye sahip olmadığı noktasından hareketle, önümüzdeki 3 yıllık dönemin mali, sosyal politika ve kamu yönetimi gibi araç ve uygulamalarına yön verecek bir programın, sosyal tarafların katılımı olmaksızın hazırlanması ve nihai şeklinin sosyal paydaşlarla paylaşılmaması eksikliğinin  not edilmesi gerektiğini belirtti.

Tonbul, “Kamu personel sistemini, kamu hizmeti ve kamu yönetimi zeminini doğrudan ilgilendiren uygulamaların istihdam türleriyle çalışma yöntemlerinin bu alandaki mevcut duruma, kamu görevlilerinin beklentilerine ve onların temsilcisi konumundaki yetkili Konfederasyon ve sendikaların değerlendirme ve tekliflerine karşıtlık üretmemesi gerekir” ifadelerini kullandı.

Tonbul, “Kamu hizmeti alanında, asli ve sürekli nitelikteki faaliyetlerin kamu görevlileri eliyle yürütülmesinin anayasal zorunluluk olduğu bir gerçektir. Yönetim, hizmet üretimi ve denetim faaliyetlerinin idarenin bütünlüğü içerisinde yürütülmesi ise kamunun yararına kamu idaresinin ise planlama ve uygulama noktasında buna uygun davranışlarda bulunmasına dayanak oluşturmaktadır” dedi.

Tonbul, çalışanlar ve kamu hizmetinin sürekliliğine dikkat çekerek “Bu yönüyle emekli ya da görevden ayrılmış kamu görevlilerinin ya da özel sektör çalışanlarının kamu hizmetlerinde görev, sorumluluk ya da yetki kulvarında yer alması hem kamu hizmeti tanımına, hem de kamu personel mevzuatına bütünüyle aykırıdır. Söz konusu düzenleme kapsamında kamu hizmetleri ile projeleri ya da programlarıyla ilişkilendirilecek olanların maaş karşılığında ya da gönüllü olarak çalışma seçeneklerine sahip olması ise hem mevcut çalışanlar açısından hem de kamu hizmetinin sürekliliği ve denetimi açısından sorunlar ve zafiyetler oluşturacaktır. Halen kamu personel sistemi içerisinde görev yapan kamu görevlileri arasından ihtiyaç duyulan alanlarda program ve projelerde hizmet ve başarı üretecek uzman ve yönetici personel vasıflarına sahip önemli sayıda yetkin ve yetişmiş insanımız olduğunu görmeyen ya da kabul etmeyen bu türden yaklaşımları reddediyoruz. Görevde yükselme sınavlarının yapılmaması noktasındaki idari tavır yükselme ve kariyer yapma imkanlarına yönelik kısıtlamalar mevcut kamu personelinin önüne konulurken sistemin dışındakilerin ihtiyaç olduğu algısı olduğu üzerinde uzman ya da yönetici vasfıyla kamu hizmeti ile ilişkilendirilmesi çalışmalarını, kamu personel sisteminin köküne kibrit suyu dökme girişimi olarak değerlendiriyoruz. Kamu personel sistemi hizmetlerin sürekliliğine, hizmet görenlerin de iş güvencesine, kariye ve liyakat ilkeleriyle yükselmesine ihtiyaç duyulan dönemlerde ve alanlarda kurumlar arası dayanışmanın sergilenmesine imkan ve fırsat sağlayan normatif bir alandır. Bu alanda esnek çalışma, gönüllü istihdamı ya da götürü usulü ücretlendirme gibi piyasa ve rekabet alanlarına özgü uygulamalar yarar değil hüsran üretecektir” sözlerini kullandı.

Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul’un açıklamasının devamında ise şu sözlere yer verdi:

“Bu kapsamda orta vadeli programda yer alan ve bütünüyle kamu personel sisteminin mevcut düzenine, kamu görevlilerinin kazanılmış hak birikimlerine son verilmesi riski içeren bu yanlıştan ve arayıştan dönülmelidir. Gönüllülük kavramı üzerinden kulağa hoş gelmesi çabası gösterilen bu arayışların ve planların hangi saikle ve neleri hedef alarak yapıldığını öngörebiliyoruz. Vergilere ilişkin düzenleme ile kamu görevlilerinin gelirlerine göz diken orta vadeli program bu düzenlemelerle de kamu görevlilerinin güvencesine kariyerine ve liyakat zeminine saldırı aparatına dönüştürülmüştür. Türkiye’de kamu görevlisi olmak için emek sarf eden binlerce genç vatandaşın, kamu görevlisi sıfatıyla görevde yükselmeye odaklanan insanın olduğu göz ardı edilerek sistem dışı personel alımı çabası olarak gördüğümüz bu türden yaklaşımlar yetkili emek örgütü sıfatıyla bize demokratik her tür tepkiyi hayata geçirme hakkı verecektir.

Siyaset kurumuna son anayasa değişikliği ile 18 yaşından itibaren seçilme suretiyle dahil olması sağlanan gençlere güvenilirken mevcut kamu personel sistemi içerisinde bulunan ya da bu sisteme dahil olmak için ter akıtan gençlerin uzman olacağına, proje, program ve misyon çalışmalarında sorumluluk alıp başarılı olacağına neden inanılmıyor? Eğer gerçekten yetkin ve yetişmiş kamu görevlisi noktasında bir ihtiyaç varsa bunun karşılanamamasının nedeni bu nitelikleri karşılayan personel olmaması değil niteliklerin tespitini sağlayacak görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının ısrarla yapılmamasıdır. Bütün iyi niyetimizi kullansak dahi gönüllü çalışan kapsamında kamu personel sistemine yeni bir istihdam türü dahil edilmesini uygun bulmak mümkün değildir. Kaldı ki 4c, sözleşmeli personel, vekil uygulamaları, ders ücreti karşılığı çalışma ve son dönemde daha geniş bir alana yayılan taşeron uygulamaları ile kamu hizmetlerinde süreklilik ilkesi ile bağdaşmayan istihdam türlerine yenilerini ekleme çabasını mevcut sorunları çözmeme ısrarı olarak da görmek gerekiyor.

Memur- Sen olarak; kamu görevlilerimizin mevcut uzman ve yönetici ihtiyacını karşılayacak birikim ve sahip olduğu gerçeğinin siyasi irade ve bürokrasi tarafından kavranması gerektiği düşüncesindeyiz. Bunun aksi yönünde yapılacak her çalışma ve verilecek karar kamu görevlilerini yok saymakla, kamu hizmetini önemsememekle, kamu personel sistemindeki birikimi yok etmekle eş değerdir. Yol yakın, çözüm basit orta vadeli program kamu personel sistemini ve mevcut kamu hizmeti düzenini hedef alan tasarı ve planlardan bütünüyle arındırılmalıdır.”