ABD kararını vermiş; İkinci İsrail'i PKK üzerinden kurma plânını yürütüyor…
İkinci İsrail'in kurulmasının önündeki tek engel Recep Tayyip Erdoğan.

Serdar ARSEVEN Büyük planı yazdı. 

İşte O Yazı;

Hedefleri bu…

Uzun vakittir buna işaret ediyorduk;

ABD kararını vermiş; İkinci İsrail'i PKK üzerinden kurma plânını yürütüyor…

PKK terör örgütünün kuracağı “DEVLET”in dış politika kurumlarından üniversitelerine kadar bütün mekanizmalarının SİYONİSTLER tarafından oluşturulmasını istiyor!..

ABD'nin bütün başkanları, “DEVLET POLİTİKASI”nın gereğini yapıyor; Baba Bush, Oğul Bush, Obama ve şimdi de Trump.

İkinci İsrail'in kurulmasının önündeki tek engel Recep Tayyip Erdoğan.

O'nu bitirebilirlerse, işi büyük ölçüde bitirmiş olacaklar.

O'nu bitirmeye de karar vermiş durumdalar.

Bizler,  Recep Tayyip Erdoğan'ı destekliyoruz ki, topraklarımızın bir bölümünü de içine alan “ARZ-ı MEV'UD”un yolu tıkansın!..

Bölünmeyelim!..

Vatansız kalmayalım!..

Bir Cumhurbaşkanı; hele Recep Tayyip Erdoğan gibi ülkesinin üzerine titreyen, piyasaların moralini güçlü tutmanın ekonomik istikrar açısından ne kadar önemli olduğunu bilen  bir Cumhurbaşkanı…

Ortada çok büyük tehlikeler olmasa, “SEVR”den bahseder mi?

“Bıçak sırtındayız!” der mi?

Kanser tedavisinde “geç kalınmış aşama”yı ifade eden “metastaz”a vurgu yapar mı?

Durum çok çok ciddi;                                              

Trump'un, en amansız düşmanlarımızdan birine silah verme işini imzalaması aslında resmen “SAVAŞ” sebebidir.

Ne var ki, ABD'ye savaş açacak halimiz yok.

ABD, Merhum Kanuni döneminin Fransa'sı değil; biz de Merhum Kanuni döneminin Osmanlı'sı değiliz.

Yakın geçmişimizdeki halimizle kıyasladığımızda çok daha etkin ve güçlü bir ülkeyiz ama henüz süper güç değiliz.

Sayın Ardan Zentürk, Star gazetesindeki köşesinden ABD'ye tepki gösterirken, “Diplomasiyi bırakın, bombalayın, Erdoğan ABD'ye gitmese de olur!” demiş…

Birçok görüş sahibi bugünlerde benzeri ifadelerle öne çıkıyor…

Ama…

Bu işler “güç” işler ve “güç”le alâkalı işler.

Gaza gelmeden, kararlılık ve sabırla götürmeliyiz işlerimizi.

Sayın Erdoğan ve diğer önde gelen ülke yöneticilerinin “doz”u gayet dikkatli bir şekilde ayarlamaya çalıştığını görüyor ve bu tavrı destekliyoruz.

MESELEYİ BİLELİM!..

Yazının başında dedik ya;

ABD kararını vermiş; güneyimizde İkinci İsrail PKK üzerinden kurulacak!..

O kararı uygulamalarının önündeki en büyük engel de Recep Tayyip Erdoğan.

Bunu nicedir yazıyoruz.

Bazı gazetelerimiz, dünkü sayılarında bunun altını net bir şekilde çizmeye başlamış:

“Belli ki Amerika, İsrail'in de güvenliğini öne çıkararak, Suriye topraklarının neredeyse yarısını PKK'ya vermeye, bu terör örgütü üzerinden bölgede İKİNCİ İSRAİL'i oluşturmaya çalışıyor.”

Analizleriyle dikkat çeken Sayın İlhami Işık'ın yazdıkları da konunun “özüne” vurgu yapmakta…

Demiş ki Işık;

Maksat gerçekten DEAŞ ile mücadele olsa, ABD elbette PKK'yı değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni tercih ederdi. Türkiye ısrarla ‘DAEŞ ile mücadelede varım!' diyor ama ABD ve diğerleri ısrarla PKK'yı tercih ediyor. Demek ki sorun DEAŞ'ın bitirilmesi sorunu değil!”

Elbette değil!..

DAEŞ, PKK, FETÖ; eşgüdüm içinde hareket ettirilen terör örgütleri.

Hedef belli değil mi; Milat'ta ve daha önce görev yaptığımız çeşitli gazetelerde yer alan bir çok yazımız, televizyonlardaki nice konuşmamız, Irak-Suriye-Kıbrıs üçgenindeki  “Siyonizm” tezgâhına dikkat çekiyor.

Milat'taki 6 Nisan 2017 tarihli yazımız da bunların bir özeti niteliğinde…

Siyonizm, Arz-ı Mev'ud hayalini gerçekleştirme yolunda ilerlerken, önünde engel olarak gördüğü Recep Tayyip Erdoğan“itibar suikastleriyle bitirmeye” çalışıyor.

Tıpkı, Rahmetli Abdülhamit Han'a, tıpkı Rahmetli Erbakan Hoca'ya yaptığı gibi!

17-25 Aralık FETÖ darbe girişimden bir ay sonra, bugünün bir çok “nevzuhur kahraman”ı,  “Dubakali n'olcek!” diye beklerken, biz bir kitap yayınlamıştık:

Dostmodern Darbe

O kitabın kapağında üç “âbide” şahsiyet vardı:

Rahmetli Abdülhamit Han, Rahmetli Erbakan Hoca ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan.

İkisinin bütün direnişlerine rağmen kurtulamadığından bakalım Sayın Recep Tayyip Erdoğan kurtulabilecek mi?

Rahmetli Abdülhamit Han Hazretleri, Osmanlı'nın yıkılmasını geciktirdi ama engelleyemedi.

Rahmetli Erbakan Hoca da malûm; Siyonistler tarafından devrildi!..

Rahmetli Erbakan ve Sayın Erdoğan'ın çabaları olmasaydı, Allah bilir, “YENİ DEVLET”imiz de yıkılmış olabilirdi.

Bu iki büyük Devlet ve Millet Adamı, bölünmenin ve yok olmanın ya engellenmesine ya da ertelenmesine vesile oldu.

Hangisine vesile olduklarını bilemiyoruz.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a sahip çıkmanın bu ülkeye sahip çıkmak anlamına geldiğini ise çok iyi biliyoruz.

Gelecekte ne olacağını yalnızca Allah bilir.

Bize düşen, üzerimize düşeni yapmaktır.

“MERKEZ”DEKİ AK PARTİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kuveyt dönüş yolunda yaptığı açıklamalar, daha öncekileri tamamlar nitelikte.

Sayın Erdoğan, “Mürit aramıyoruz” demişti.

Sonrasında, kendisinden “rol” çalarak, O'nu, Bu'nu “dışlama” tavrına girenlere mesaj göndermişti; “Benim adıma ancak Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü konuşabilir!” cümlesiyle.

Son olarak da “Muhafazakar Demokrat” kimliğini literatüre kendilerinin kazandırdığına işaret etti ve “Merkez”e vurgu yaptı.

Bu AK Parti'nin inşa ettiği bir “Merkez.”

Mümkün olduğunca geniş bir çerçeve, aynı idealler etrafında toplamayı hedefleyen bir bakış açısı.

Birlik ve beraberliğe her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğumuz bu noktada, “dışlayıcı” değil “kuşatıcı” olmak, yüzde yüz beka meselesi haline geldi.

“İsraf Haramdır!” ve en büyük israf da “insan israfı”dır.

Bizim gibi yaşamayan ancak hukuka riayet noktasında bizimle aynı yerde duran çevre ve kişilere de açık olacak kucağımız.

Bir de…

Türkiye'nin son 15 yıldaki atılımlarına katkıda bulunmuş bazı önemli şahsiyetleri dışlamak gibi bir tutum da zarar verir.

Ha, bir de;

Özel hayatlar üzerinden “tartışma” meydana getirmek de son derece yanlış işler.

Herkes hesabını Allah'a verecek.

Kimsenin hesabı bizden sorulmayacak.

Hayatta olmayanları istismar etmek de, onlara hakaret etmek de yanlıştır.

Ortalığı karıştıracak tavırlardan uzak duralım.

İşimize bakalım.

RECEP TAYYİP ERDOĞAN'A YENİ DÖNEM REHBERİ

Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasını taşıyan çok güzel  metin…

Okuyalım:

“Bugün, 21,11,1987, Cumartesi, saat 18.40. Doludere Köyü Yardımlaşma ve Kalkınma Derneği Lokali'nde Doludereli kardeşlerimle bir ziyaret vesilesiyle beraber olduk. Allah'a hamdolsun, gayretlerimizin görüntü görüntü güzelliğinden çok ruh güzelliğine yönelik yapılanmaya vesile olmasını insanlarımızın birbirine MENFAAT BAĞLARI İLE DEĞİL, İNANÇ BAĞLARI İLE BAĞLANMASINI temenni ediyor, gösterdiğiniz ilgi ve muhabbete en kalbî duygularımla cevap vermek istiyorum.

Allah'a emanet olunuz.

Saygılarımla.

Recep Tayyip Erdoğan

RP MKYK Üyesi, İstanbul İl Başkanı.

KESTANELER VE ÇATI ADAYI MERAL AKŞENER

Yüzde 48,5'luk Hayır oyu bir “blok” u ifade etmiyor.

İki kestane ile yedi sandalyeyi; her sandalyenin üzerine bir kestane yerleştirmiş bile olsanız, toplayamazsınız.

Sekiz etmezler yani.

Elmalarla armutlar toplanmaz, kestanelerle sandalyeler nasıl toplansın?

CHP ile Saadet'i üst üste koy bakalım…

Rahmetli Necip Fazıl Üstadımızdan mülhem bir cümleyle:

“Vücutlar kabul etse de ruhlar kusar!”

Şimdilerde…

Eski Faziletli, Yeni CHP'li Mehmet Bekaroğlu ile Eski MHP'li Meral Akşener arasında inceden temaslar devam ediyor.

“Çatı Adayı Meral Akşener!”

Olabilir mi?

Deneyecekler ama…

Sonuç alabilme ihtimalleri sıfıra yakın.

Bu ihtimal, “EVET” cenahı büyük hatalar yapmazsa sıfıra iner!..

Yaparsa…

Neyse!..

FETÖ İLE MÜCADELEDE DURUM TESPİTİ

Bir okuyucumuzdan gelen, “Allah Recep Tayyip Erdoğan'a güç, kuvvet, uzun ve sağlıklı ömür versin. Allah O'nu başımızdan eksik etmesin, yoksa işler fena!” duasıyla girdikten sonra bu bölüme…

Maddeler halinde verelim vaziyeti:

1-) FETÖ'nün FETÖ'cü olmayanları FETÖ'cü diye fişletip, Recep Tayyip Erdoğan“devirecek” bir toplumsal muhalefet hareketini gittikçe güçlendirdiği yönündeki kanaat gittikçe yaygınlaşıyor. Burada FETÖ'nün “kötümserlik havası oluşturma” çabasının da etkisi var. Bizim medya, algı oluşturma mücadelesinde sınıfta kalmış durumda. Yer kavgası, özü berbat ediyor!

2-) Damad KAVURMACI'nın “hastalık” gerekçesiyle serbest bırakılması, bu toplumsal muhalefet hareketinin gücüne güç katıyor. “İmaj gerçektir!”. Dikkatli olmak şart!

3-) Uzun yıllar boyunca Ülke, Reis ve Ak Parti için fedakârca çalıştıklarına şahit olduğum nice “okuyucum”un “Neler Oluyor?” çerçeveli soruları, bizi iyice güç durumda bırakıyor.

Net görüntülere ihtiyaç var. Bir takım “olumsuz” görüntüler enseyi karartıyor.

4-) Her önüne geleni FETÖ'cü ilan eden “nevzuhur goygoycu yazarlar”ın bazı “Güçlü FETÖ'cülere” dokunmamak için bin türlü figür yapmaları, sıkıntıyı iyice arttırıyor.

5-) “Allah Reis'e güç, kuvvet, çok uzun ömür versin… Yoksa, bu iş fena!” diyen dostlarımızın sayısı hızla artıyor.

6-) 21 Haziran'daki AK Parti Kongresi'yle birlikte gerçekleşmesi beklenen güçlü, etkili temizlik harekatına  bağlanan umutlar gittikçe artarken, beklentilerin karşılanamamasının sebep olacağı riskler her geçen gün büyüyor… Köşe bucak temizlik şart!

7-) Ülkesini seven bütün vatandaşlarımız, “At ve it izlerinin birbirinden ayrılmasını” sağlayacak, güçlü, etkili bir mekanizmanın “KÜLLİYE” önderliğinde ve bir an evvel kurulmasını istiyor. Böyle bir mekanizma yok gibi!..

8-) Her namuslu vatan evlâdı, “YENİ DÖNEM” kadrosunun;

FETÖ ile mücadelede kararlı, kendisi ve birinci derecedeki yakınları Devlet'e iş yapmamış, dürüst, gayri meşru ilişkilere girmemiş, girmesi teklif dahi edilemeyecek kadar güçlü karakterli kişilerden oluşmasını bekliyor…

9-) HADİ, böyle giderse 1000 maddeye çıkacak olan “olumsuzlukları”  bizi bırakan görev aracındaki TÜRKÜ ile bitirelim:

Hey oynayan yavrular, ağaçta kuş yavrular, ellerin derdi biter, benim derdim yavrular!..

Serdar ARSEVEN / MİLAT

kamu haber, kamu ajans, Kamudan haberleri ve gelişmeleri  Ajanskamu farkıyla aktarmaya devam edeceğiz.

Ajans kamu Haber/ www.ajaskamu.net