Eğitim-Bir-Sen olarak Millî Eğitim Bakanlığı’na başvurarak, 657 sayılı Kanun’un 103 ve 222 sayılı Kanun’un 43. maddelerine açıkça aykırı şekilde rehber öğretmenlerin tercih danışmanlığı, alan ve ders seçimi, öğrenci tanılama sürecine bağlı olarak yapılacak çalışmalarda yaz tatili döneminde zorunlu görevlendirilmelerine son verilmesini talep ettik. Başvurumuzda söz konusu görevlendirmenin rehber öğretmenlerin isteklerine bırakılması; bu görevlerin rehber öğretmenlerin istedikleri mahalde ifa edilebilmesi ve söz konusu görevler karşılığı ödenen ek ders ücretinin en az 6 saat olmak üzere artırılması konularında düzenleme istedik.

Bunun yanı sıra, Genel Sekreterimiz Latif Selvi ve Genel Başkan Yardımcımız Hasan Yalçın Yayla, Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Ahmet Emre Bilgili ile bir görüşme yaparak, rehber öğretmenlerin mağdur edilmemesini istedi.

657 sayılı Kanun’un “Yıllık izinlerin kullanılışı” başlıklı 103. maddesinde, “Öğretmenler yaz tatili ile dinlenme tatillerinde izinli sayılırlar. Bunlara, hastalık ve diğer mazeret izinleri dışında, ayrıca yıllık izin verilmez” hükmü bulunmaktadır.

222 sayılı Kanun’un “Okul Öncesi Eğitim ve Öğretim Kurumları ile İlköğretim Okullarının Açılma, Kapanma ve Öğretime Ara Verme Zamanları” başlıklı 43. maddesinin (a) fıkrasında, “Öğretmenler, yaz tatili içinde aralıksız iki ay izinlidirler. Ancak, bu iki aylık izin sürelerine dokunulmadan kalan tatil zamanlarında yönetmeliğinde saptanacak meslekle ilgili çalışmalara katılmakla yükümlüdürler” hükmü yer almaktadır.

Söz konusu hükümlere rağmen Millî Eğitim Bakanlığı Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliği’nin 37. maddesinden hareketle rehber öğretmenlerin tercih danışmanlığı, alan ve ders seçimi, öğrenci tanılama sürecine bağlı olarak yapılacak çalışmalarda yaz tatili döneminde görevlendirildiği; bu çalışmaları yerine getirmek üzere görev yerlerine dönen öğretmenlere herhangi bir harcırah ödemesi yapılmadığı gibi, bu çalışmalar karşılığı ödenen ek ders ücretinin ise yapılan çalışmaya nazaran yetersiz olduğu görülmektedir.

İdarelerin belli bir hukuksal düzenlemeyi gerçekleştirmek isterken, üst hukuk normlarına uygunluğu gözetmeleri ve yargısal kararlarla ortaya konan amaçların normatif kurallarda vücut bulmasını sağlamaları hukuki bir zorunluluk ve hukuk devleti ilkesinin gereğidir.

Nitekim Kamu Denetçiliği Kurumu, “Rehber öğretmenlerin, yükseköğretime yönlendirme ve tercihle ilgili iş ve işlemler için tatil dönemlerinde görevlendirilmesi hakkında” 8.2.2019 tarihinde, “Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 90’ıncı maddesinin ikinci fıkrası gereği yapılan görevlendirmelerin, milli eğitimin temel amaçları çerçevesinde ve kamu yararı amacına yönelik olduğu gözetilmekle birlikte, rehber öğretmenlerin izinlerine ve görevlendirilmelerine ilişkin ayrıksı hükümler içeren bir yasal düzenleme bulunmadığından, Anayasada düzenlenen dinlenme hakkı ve hukuki güvenlik ilkesi açısından yapılan görevlendirmelere ilişkin yasal düzenleme yapılması gerektiği” yönünde tavsiye kararı vermiştir.

Yasal düzenlemelere ve Kamu Denetçiliği Kurumu’nun tavsiye kararına rağmen, kanuna alenen aykırı bir yönetmelik hükmünden hareketle rehber öğretmenlerin anayasal ve yasal hakları olan yaz tatili ve dinlenme haklarının ihlal edilerek zorla çalışma yükümlülüğüne tabi tutulmaları kabul edilemez.

Bu nedenle, öğrencilerimizin tercih döneminde mağdur olmamaları, öğretmenlerimizin zorla çalıştırılmamaları, tatil ve iş döneminin sağlıklı yürüyebilmesi için doğru adımların atılması herkesin lehine olacaktır. Rehber öğretmenlerin anayasal ve yasal tatil ve dinlenme haklarına saygı duyulmalı, kanunlar çerçevesinde söz konusu görevleri isteğe bağlı, rahat ifa edilebilir hâle getirilerek tatil döneminde fazla çalışma ekseninde artırımlı olarak ücretlendirilmelidir.