Haftalardır Türkiye gündeminin ilk sırasında yerini alan 31 Mart Yerel Seçimleri geride kaldı. Her ne kadar kesin sonuçlar henüz açıklanmamış olsa da, prosedür işliyor. Bugün yarın her şey tamamlanır… Şimdi yeniden eğitim gündemine odaklanma zamanı. Çünkü eğitimin sorunları çözüm bekliyor.

Geçtiğimiz hafta Anadolu Eğitim Sendikası Hukuk Sekreteri Muhammet Ali Gezici’nin yaptığı ve Eğitim Radyosu’nda da yayınlanan derlemede de dile getirilmişti. Hükümetin ikinci 100 günlük eylem planlarının Milli Eğitim Bakanlığı’yla ilgili bölümlerinde “istisnalar hariç” bir ilerleme yok.  Sorunlar yığılmış durumda.

Nisan ayına geldik, özellikle son sınıf öğrencileri ve veliler 2019-2020 eğitim öğretim yılında temel eğitimden ortaöğretime geçişte sınavsız okullara yerleştirme kriterlerinin güncellenmesini bekliyor. Bakan Selçuk işleyişin bu yıl için değişmeyeceğini açıklamıştı ama bazı detayların değişeceğinin de altını çizmişti. Bu arada Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mustafa Safran’ın bu yıl yapılacak lise yerleştirmeleriyle ilgili hazırlıkların tamamlandığına ilişkin bir açıklaması da oldu. Safran’a göre, adrese dayalı yerleştirmelerde lise dağılımları sağlıklı bir şekilde yapıldı, mahalle mahalle, semt semt, cadde cadde konunun üzerinde çalışıldı. 2019-2020 adrese dayalı lise yerleştirmelerinde her bölgede Anadolu ve meslek lisesi olacak… Bu açıklama bir anlamda, MEB’in imam hatip dayatmasından vazgeçtiği gibi algılanabilirse de gerçek pek öyle görünmüyor. İhtiyacın ve talebin kat kat üzerinde açılan imam hatip okullarıyla ilgili düzenleme yapıldığına dair bu açıklamadan başkaca bir bilgi ortada yok. MEB, ilçe ilçe, okul düzenlemelerini ve kontenjanlarını açıklayarak, daha şeffaf bir yol izlemelidir.

3600 gösterge ile ilgili bir gelişme yok. Ücretli öğretmen ders ücretlerinin artırılacağı açıklanmıştı… Bir gelişme yok…

Öğretmenlik Meslek Kanunu hazırlıklarının tamamlandığı bilgisi kamuoyu ile paylaşıldı. Taslağa ilişkin hiçbir bilgi paylaşılmadı. Birkaç madde ile ilgili düzenlemeler basına sızdı ama konunun bütünlüğünü anlamak açısından verimli değildi.

Öğretmen meslek kanununda mutlaka yer alması gereken özel okul öğretmenleriyle ilgili sorunları daha önce dizi halinde yayınlamıştım. Eğitim-Bir-Sen Bursa Şubesi ve genel merkezi, değişik zamanlardaki açıklamalarında bu talebi tekraren dile getirdiler. Öğretmen meslek kanununda bu konuda bir düzenleme öngörüldü mü, öngörülmedi mi, bu konuda da bilgi yok…

Temel liselerin yanı sıra özel öğretim kurslarının da kapatılacağı açıklandı. Bu işlem 5580 sayılı kanunda değişiklikler yapılarak gerçekleştirilecek. Ama neyin nasıl yapılacağı konusunda da kamuoyuna verilen bir bilgi yok.

MEB’in kamuoyunda ısrarla çözümü beklenen ve görece yüksek öncelik tanıdığı konulardaki çalışmalarının bu denli sis perdesinin arkasında bırakılmasını anlayabilmemiz çok kolay değil.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, açıkladığı Eğitim Vizyon Belgesi’nde yer alan yol haritasına uyularak çalışıldığını vurguluyor. Bu tavrında haklılık payı elbette olabilir.
Ama kamuoyunun da bir an önce çözülmesini beklediği sıcak sorunlar var. Öğretmenlerin atama talebi var. Liselere giriş sınavı ile ilgili beklenen düzenlemeler var. Adrese dayalı liselere geçişle ilgili sorunlar var. Okullarda teftiş sorunu var. Kapatılan özel öğretim kurumları var (kurslar ve temel liseler), eğitim sektörü içerisinde bu faaliyetleri yürüten girişimciler ne yapacağını bilemez duruma geldi. Sektörden “resmen” kovuluyorlar mı, yoksa farklı alanlarda çalışma yapabilecekler mi? Bunu anlamak öğrenmek istiyorlar. Çıt yok…

MEB bu yakıcı sorunların tamamını bir kenara süpürmüş, sadece eğitim vizyon belgesine odaklanmış bir kurum görüntüsü veriyor.

Sözün özü…
Beklentiler çok… İcraat (maalesef) yok…

Tayfun ÇAVUŞOĞLU / Eğitim Radyosu