Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın Yayla, eğitimin önemine dikkat çekerek, “İlme, irfana, âlime ve arife hürmeti esas alan bir medeniyetin bakiyesi olan Türkiye’de, öğretmenlere, yürüttükleri önemli mesleğin maddi karşılığının hakkıyla ödenmemesinin yanında manevi karşılığı olan saygının bile çok görüldüğü günleri yaşıyoruz. Bugün gelinen noktada ülkemizin artık temel sorunlarından biri öğretmenlere ve emeklerine saygı sorunudur. Ölümle sonuçlanan şiddetin sorumlusu, eğitim sistemine ve eğitim hizmetine öğretmenlerle birlikte el ele kalite kazandırması gereken Millî Eğitim Bakanlığı’nın yanlış politikaları, öğretmeni şamaroğlanına çeviren uygulamalarıdır” dedi.

Denizli 1 No’lu Şube’nin Afyonkarahisar’da düzenlediği teşkilat eğitim programında konuşan Hasan Yalçın Yayla, sendikacılığın teori ve pratiğine yönelik, kavramsal çerçevesinden stratejisine, tarihinden insan unsuruna kadar ele alarak, Türkiye’de sendikal mücadelenin niteliğini artırmak amacıyla eğitim programları gerçekleştirdiklerini söyledi.

Kongre sürecinde ortaya koydukları hedefler doğrultusunda teşkilat eğitimine büyük önem verdiklerini ifade eden Yayla, “Tüm örgütlenmeler ve kurumlar için en önemli unsur insandır, insan için de en büyük kazanım eğitimdir. Üreterek ve eğiterek teşkilatımızı daha donanımlı, daha mücadeleci ve daha kararlı hâle getirmek için bu faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Adanmışlık ruhuyla alanda mücadele veren temsilcilerimizle el ele, gönül gönüle bu kutlu yolda birlikte yürümeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Haksızlığa uğrayan herkesin yanındayız

Türkiye’nin sendikal tarihinin olumsuz örneklerle dolu olduğunu kaydeden Yayla, şöyle devam etti: “Esnafın camı, kaldırımın taşı, milletin arabasıyla sorunu olan yaklaşımların bizim kitabımızda yeri olmadı, olamaz. Sendikacılığı köhne zihniyetin sopası olarak görenlere inat insan onurunu merkeze alarak bu alana yeni bir soluk getirdik, sendikacılığı kavga zemininden çıkararak hizmet zeminine taşıdık. Kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan, vesayet odaklarıyla mücadele eden ve milletin değerleriyle özdeşleşen bir sendikanın temelini atmış, ‘Hangi düşüncede olursa olsun, hangi fikir kampı içerisinde yer alırsa alsın, herkesin insan olarak kabul görmesi, kimsenin inancından dolayı horlanmaması lazım. İsterse benim inancımın tam zıddı olsun. Ben ona da hakk-ı hayat tanınmasının kavgacısıyım’ diyerek sendikal anlayışını ortaya koymuş, bu doğrultuda hak ve özgürlük mücadelesini yürütmüştür. Bizler de bu anlayışla sendikal çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

Sesimize kulak verilseydi, birçok sorunu konuşmazdık

Daha iyi bir eğitim için çalışmalar yaptıklarını, eğitim çalışanlarının sorunlarından arınmış bir şekilde işlerinin başına gitmeleri için çaba harcadıklarını dile getiren Yayla, “Dikkat çektiğimiz sorunlara zamanında ve kabul oranı yüksek çözümler üretilseydi, beklentileri karşılayan adımlar atılsaydı, yanlış uygulamalarda ısrar edilmeseydi, bugün birçok sorunu konuşmuyor olacaktık. Yıllardır ‘öğretmene saygı’ dedik, eğitimin aktörü olan ‘öğretmenleri figürana dönüştüren uygulamalardan vazgeçin’ dedik. Yetkililer ısrarla duymazdan geldi. Bildiğini okumaya devam etti. Gelinen nokta oldukça düşündürücüdür. Şiddet aldı başını gidiyor, eğitim çalışanları sık sık şiddete maruz kalıyor, bazısı ölümle sonuçlanıyor. Son olarak İzmir Ödemiş’te Okul Müdürümüz Ayhan Kökmen öğrencisi tarafından silahlı saldırıya uğradı ve hayatını kaybetti. Bu olayın son olmasını temenni ediyorum. Ayhan öğretmenimizin öldürülmesi aslında bir sonuçtur. Bu sonucun sebepleri, Millî Eğitim Bakanlığı’nın yanlış politikaları ve hatalı icraatıdır. Siz öğretmene performans getirirseniz, mülakatla öğretmen alarak insanları kutuplaştırırsanız, öğretmenin özlük haklarını 4/B ile ortadan kaldırmaya çalışırsanız, her 4 yılda bir eğitim çalışanlarına sınav yapmaya kalkışırsanız, eğitimcinin itibarını ayaklar altına aldırtırsanız işte sonuç bu olur” ifadelerini kullandı.

‘Ben yaptım, oldu’ anlayışından vazgeçilmelidir

Sendika olarak müfredattan öğretmen atamaya kadar milletin geleceğine yön veren eğitimle ilgili birçok çalışma yaptıklarını kaydeden Yayla, “Bu gibi menfur olayların yaşanmaması için üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Bakanlığın ‘ben yaptım, oldu’ anlayışından vazgeçmesi, paydaşların sesine kulak vermesi, görüş ve önerilerini göz önünde bulundurarak çalışma yapması gerekmektedir” diye konuştu.


Eğitim-Bir-Sen Denizli 1 No’lu Şube Başkanı Kazım Tefçi’nin de bir konuşma yaptığı programda, Çalışma Hayatı Uzmanı Tarkan Zengin ‘Etkili Sendikacılık ve İletişim’ başlıklı bir sunum yaptı.