Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Mustafa Karataş ile 4B sözleşmeli öğretmenlerin sorunlarına yönelik yaptığımız görüşmede, öğretmenlerin birbirleri arasındaki farklılıkların eğitimde kaliteyi etkileyebileceğine dikkat çekti. Özellikle sözleşmeli öğretmenlerin 6 yıllık zorunlu görev sürelerini eleştiren Karataş, bir öğretmenin 6 yıl boyunca zorunlu görevde tutulmasının, ailevi şartların dâhil tayin gerekçesi olarak kabul etmemesinin yanlış olduğunu belirtti.

Sözleşmeli ile kadrolu öğretmenlerin arasındaki farklılıkları ve bu farklılıklarla ilgili oluşan sorunları aktaran Karataş, Milli Eğitim Bakanlığı´nın ve hükümetin bu alanlarda bir an önce düzenleme yapması gerektiğini vurguladı. Karataş, “Özellikle son dönemlerde, artık Bakanlığın rutine dönüştürdüğü sözleşmeli öğretmen istihdamı ve bu alanda arkadaşlarımızın yaşadığı bir takım sıkıntılar bulunmaktadır. 2016 yılı Eylül ayında yaklaşık 18 bin 500 sözleşmeli öğretmen alımı yapıldı. 2017 yılı Mart-Nisan ayları arasında yine 20 bine yakın sözleşmeli öğretmen alımı olacak. Genel anlamda baktığımız zaman, ülkemizin içinden geçtiği sıkıntılara göz önünde bulundurulduğunda, istihdam edilebilmek bile bulunmaz bir nimettir. Fakat istihdamın şeklinden kaynaklanan birçok sıkıntının olduğunu da gündeme getirmek istiyoruz. 2010 yılında 70 bin sözleşmeli öğretmen kadroya geçirilerek, yeniden bir sözleşmeli-kadrolu ayrımına son verdik. Şimdi hal böyleyken, aradan 6 yıl geçtikten sonra, o dönemdeki sıkıntıları bildiğimiz hale tekrar bir sözleşmeli ataması yapılması yanlış olmuştur. Çünkü sorunlu bir istihdamdır. Yaşanan sorunları sadece biz değil mevcut Bakanlıkta biliyor. Ancak bu şartlar halinde tekrardan aynı sorunları ortaya çıkacak bir istihdam şekliyle yapılması yanlıştır. Halka hizmeti Hakka hizmet olarak gören bir anlayışın böyle bir uygulama yapması olmadı.” dedi.

TAHİN SORUNU ÇÖZÜLMELİ

Tahin sorununu anlatan Karataş, “Sözleşmeli olarak atanan öğretmenler kendi bulundukları yerde 4 yıl boyunca çalışmak zorunda, 4 yıldan sonra kadroya alınacak, kadroya alındıktan sonra 2 yıl daha o çalıştığı bölgede bulunarak tahin hakkına sahip olabilecek. Bu içinde o kadar çok problemi taşıyan bir husus ki, işin neresinden bakacağımızı şaşırıyoruz. Bu atanan insanların içerinde 10-15 yıllık evli insanlar var. Eşi özel sektörde çalışan insanlar var, okuyan çocuğu var. Şimdi biz bunları ‘kardeşim sözleşme şartlarımız bunlardır, bu şartlara uymuyorsanız bu sözleşmeye imza atmayın´ diyerek geçiştirebiliriz ama bu geçiştirme mantıklı, akli ve vicdani olmaz. Çünkü Türkiye´de işsizlik sorunu var. Bu işsizlik sorunu, insanların ne iş bulursam çalışacağım, çalışırım noktasında insanları çalışmaya mahkûm eden bir pozisyon var. Bu şekilde istihdam edilen arkadaşların eş özrü tahini yapamamaları büyük bir sıkıntıdır. Yani şuanda Anayasa´da ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı´nın özellikle üzerinde durduğu aile birlikteliği noktasında bir başka bakanlık olarak 6 yıl bu insanları kendi eşlerinden ayrı çalışmaya mahkûm eder bir pozisyona düşürüyoruz. Doğu´da ve Güneydoğu´da bu öğretmenleri buralarda mecbur etmek yerine cezbedici tekliflerle bir yıl daha fazla çalışmalarını sağlamak daha uygun olmaz mı? Nasıl ki tarım ve sanayide buraya cazibe merkezi özelliği getirilerek destekler veriliyorsa, nasıl ki askere, polise bu bölgelere ek ödenek veriliyorsa öğretmenlere de verilmelidir. Zoraki bırakılmak eğitimde kaliteyi de düşürecektir. Bir öğretmen sıkıntılarıyla nasıl ders anlatabilecek. Daha dün ilçelerimizdeki okulları gezerken bir sözleşmeli bayan arkadaşımızla görüştük. Çocuğu metropol şehirlerde tedavi olması gerekiyor ama tahin hakkı verilmiyor. Öğretmen diyor ki, çocuğumun tedavi için büyük bir şehre gitmesi, tedavi içinde benim bu işi yapmam gerekiyor diyor. Bu anneyi zor durumda bırakarak nasıl başarı beklenebilir ki? Bu alanda gerekli çalışmalar, yapılarak bu mağduriyetin ortadan kaldırılması gerekiyor.” dedi.

BU FARKLAR MAĞDUR EDİYOR

Kadrolular ile sözleşmeliler arasındaki diğer farklılıklara değinen Karataş, “Bu sözleşmeli arkadaşlarımızın idari olma şansları da yok. 3 yıldır kadrolu görevinde bulunan bir öğretmen idareci olurken, 6 yıl görev yapan ve sözleşmeli olduğu için idareci olamayacaklar. İstihdam şeklinden dolayı kaynaklanan bu sorunun, engelin kaldırılması gerekmektedir. Yine bu arkadaşlar nöbet tutuyorlar ama ücretlerini alamıyorlar. Sözleşmeli olmalarından dolayı kaynaklanan bu sorun emeğin karşılığının alınamamasındandır. Yine hali hazırda ücret eksikliği de var. Bir öğretmen ders başına 10 TL alırken sözleşmeli öğretmen 9 TL alıyor. Bu dengesizlik huzuru bozan şeylerdir. Şuanda ülke olarak bir geçiş sürecindeyiz. Evet oyu kullanmaya hazırlanıyoruz ama bu tür farklılıklardan kaynaklanan sorunlarla bu insanları nasıl olacak. Öğretmenlik önemli bir meslektir. Gelecek nesilleri bunlar yetiştire3cek. Ancak bir şeyleri zorunlu ve eksik kılarak öğretmenleri zor durumda bırakarak nasıl başara sağlanabilir. Bu alanlarda çalışmalar, planlamalar yapılarak bu yanlışlıklar düzeltilmelidir.” şeklinde konuştu.

Muhammed COŞKUN / Günebakış Gazetesi 

Kamudan haberleri ve gelişmeleri  Ajanskamu farkıyla aktarmaya devam edeceğiz.

Ajans kamu Haber/ www.ajaskamu.ne