Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, sendika olarak 28 Şubat’taki ve 15 Temmuz’daki duruşlarının belli olduğunu kaydederek, “Tavrımız hep milletten, haktan, emekten, özgürlüklerden, mazlum ve mağdurlardan yana oldu. Hep nöbette kalarak mücadelemize devam edeceğiz” dedi.

Manisa’nın Alaşehir, Salihli ve Turgutlu ilçe temsilcilikleri tarafından düzenlenen programlarda konuşan Latif Selvi, her üyenin etkinliklere katılması, ‘ben gelmezsem bir eksik olur’ zihniyetiyle çalışması gerektiğini belirterek, gelecekte söz sahibi olabilmek için daha çok çalışmaları gerektiğini söyledi.

Hak ve özgürlük mücadelesi verdiklerini, kritik süreçlerde sorumluluk aldıklarını dile getiren Selvi, “Emeğin, alın terinin karşılığını almak, insan haklarını ve onurunu korumak, özgürlük alanlarını genişletmek için çeyrek asırdır mücadele veriyoruz. Sendikacılığa yeni bir soluk getiren teşkilat olarak, nerede bir haksızlık varsa, nerede bir mağduriyet yaşanıyorsa, nerede hakkını alamayan biri varsa, orada olduk, olmaya da devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

İnsanın haysiyeti için mücadele vermekten daha değerli bir şey yoktur

Sorumluluklarının farkında olarak hareket ettiklerinin altını çizen Selvi, “Biz milletimizin, kamu görevlilerinin dertlerini dert edinen bir sendikayız. Derdi olanın yükü ağırdır. Ama her şeyden önce bu kutlu bir mücadeledir. İnsanın haysiyeti için mücadele vermekten daha değerli bir şey yoktur. Onun için de hem coğrafyamızın, komşularımızın, bizden ümidi olanların ümit ışığı olmak durumundayız. Biz bunun için hem ülke adına hem çalışanlarımız adına hem de bize ümit bağlayanlar adına bu sorumluluğu yerine getiriyoruz ve bundan sonra da getireceğiz. Hiç bir kirli odağa teslim olmayız. Her şey bilgimiz, birikimimiz, tecrübemiz ve cesaretimize bağlıdır. Bunun için de kimseye öyle istediğiniz gibi bu memlekette hoyratça davranabilirsiniz dedirtmeyeceğiz ve demeyeceğiz. 28 Şubat’ta da, 15 Temmuz’da da duruşumuz bellidir. Bundan önce de, sonraki duruşumuz da nettir. Hep nöbette kalarak mücadele edeceğiz. Biz müşfik bir dil olarak Mevlana’nın dilini kullanmasını; aynı zamanda zalimlerin karşısında şahinleşmek için Kılıçaslan’ın torunları gibi hareket etmesini de biliriz” ifadelerini kullandı.

Değişimin önünü kesemeyecekler

16 Nisan’da yapılacak anayasa değişikliği referandumunun önemine değinen Selvi, hükûmet sistemi değişiminin karşısında uluslararası şer odaklarının kirli emellerini harekete geçirdiklerini dile getirerek, “Millet olarak şahlanıyor ve ayağa kalkıyoruz. Çünkü bu değişimin önünü kesemeyecekler. Uluslararası odaklar Batı’nın uydusu olan zayıf bir Türkiye istiyorlar. Bunun için üstü örtülü vesayet mekanizmalarıyla kirli bir savaş başladı. Herkes bunu takip ediyor ama Memur-Sen olarak ‘yağma yok’ diyoruz. Dün geride kaldı. Bugün, dünden başlayıp bugüne kadar yaptıklarınızın hesabını vereceğiniz günlerin eşiğindeyiz. 16 Nisan bu anlamda bir milat olacaktır” diye konuştu.