Kamuda yıllardır asgari ücretle çalışan taşeron işçiler 657 kadrosuna girmek istiyor. Son günlerde ard arda gelen taşeron açıklamalarının ardından kamuoyunun merakla beklediği taşeron çalışma sisteminin kamuda bundan sonra ki işleyişi tam bir merak konusu oldu.

Daha önce eski Başbakan Davutoğlu'nun seçim öncesi kamuda çalışan tüm asıl ve yardımcı işlerde ki taşeron işçilere kadro sözü vermesi, seçim sonrasında bu sözün sekteye uğraması kamuoyu nezdinde hayli dikkat çekmişti.

Son günlerde basının ve kamuoyunun yakinen takip ettiği taşeron işçilik konusunda Başbakan Binali Yıldırım başta olmak üzere Maliye Bakanı Naci Ağbal, Çalışma Bakanı Jülide Sarıeroğlu tarafından defalarca açıklama yapıldı. Ancak yapılan çalışmalar henüz kamuoyu ile paylaşılmadı. Detaylara girilmedi. Çalışmaların tamamlandığı ve sona gelindiği defaatle vurgulandı.

Yapılan tüm bu açıklamaların ardından kafalarında soru işaretleri biriken taşeron kamu çalışanları kadro taleplerinin beklentiler seviyesinde karşılanmasını ve memurlarla aynı statüde sürdürülmesini talep etmektedirler.

Özellikle taşeron kamu çalışanları adını verdikleri platformdan hükümet yetkililerine seslenen taşeron işçiler, senelerdir kamuda en ağır iş yükünü omuzladıklarını, düşük maaşla, asgari ücretle geçinmeye çalıştıklarını, tüm hukuki, sosyal ve özlük haklarından yoksun bırakıldıklarını vurguladılar. 

Devletimize en güzel şekilde hizmet ediyoruz, emeğimizin karşılığı asgari ücret olmamalı, kazancımız, alınterimiz şirket patronlarının hesabına yatırılmamalı, bu yanlıştan bir an evvel dönülmeli, en doğal hakkımız olan kadro talebimiz esaslı haliyle karşılanmalı, şeklinde açıklamalarda bulundular.

Taşeron işçilerin kamuoyunda oluşturdukları kadro sloganı son günlerde sosyal medyanın en çok konuşulanları arasına girmeyi başardı. Twitter gibi sosyal ağlardan hükümet yetkililerine ve bürokratlara seslenen taşeron işçilerin kadro beklentisi için geri sayım başladı. Yıl sonuna kadar tüm çalışmaların tamamlanması ve 2018 itibari ile kadrolu olarak çalışması planlanan taşeron işçilerin, yapılan vaatlerden ve verilen müjdeli haberlerden de sıkıldığı gözleniyor.