Afrin operasyonu sürecinde ABD’nin yaptığı açıklamaları sırasıyla verelim…

1-Afrin, operasyon alanımız değil. 2- Bu operasyon bölgede DEAŞ ile mücadele sürecini dinamitler. 3-Operasyon süresi belli ve süreç sınırlı olmalı. 4- PYD unsurları Afrin’e yönelirse ortaklığımız biter. 5-Rusya, müttefikimiz Türkiye ile aramızı bozmaya çalışıyor. Son olarak da Tillerson aracılığıyla 30km’lik güvenli hat (bölge) kuralım açıklaması geldi. Hatırlarsanız bu son öneri Erdoğan’ın beş yıl önce sunduğu bir öneriydi.

Şimdi de kısaca Rusya’nın açıklamalarına bakalım…

1- Endişeyle karşılıyoruz, itidal çağrısı yapıyoruz. 2- Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı gösterilmeli. 3- Afrin’deki askerlerimiz farklı bölgeye çekildi. 4- Suriye'de ABD'nin tek taraflı eylemleri Türkiye'yi çıldırttı. 5-Türkiye’nin sınır güvenliği hassasiyetini anlıyoruz…

Bu açıklamaları sırası ile vermemin nedeni; değişen açıklamalara rağmen Türkiye’nin operasyon kararlılığını gözle görülür bir biçimde ortaya koymaktır. Nitekim Türkiye bu kadar açıklamaya karşın sürecin başından bu yana tek bir açıklama yaptı o da; ‘Bu operasyon Türkiye’nin güvenlik ve beka meselesidir. Sınırlarımızdaki tüm terör unsurlarını temizleyeceğiz.” Kısacası Türkiye asla taviz vermedi.

Diğer taraftan içeride de Türk Tabipler Birliği’nden, maaşlarını ve sendika aidatlarını devletin ödediği Eğitim-Sen adındaki bir öğretmen sendikasına, 170 adet yazar, sanatçı, aydın müsveddesinden terör yandaşı siyasetçilerine, mimarlar ve mühendisler birliğine varana kadar bu operasyonu “savaş” olarak gören ve “barış” kisvesi altında durdurulmasını talep eden bir yığın kirli odaklara ve propagandalara rağmen Afrin operasyonu milletin desteğiyle devam etmektedir.

TSK, operasyona başladıktan sonra yıllardır PKK/PYD'ye özgürlük savaşçısı muamelesi yapan dış aktörler Türkiye ile ittifaklarının ne denli değerli olduğunu birden hatırlayıverdi! Türkiye, çok ilginçtir dik duruşu sonrası bir anda tabir yerinde ise dünyanın 'egemen güçleri' arasında 'benim müttefikim, hayır benim müttefikim' şeklinde ergen kavgasına dönüştü.

Sürecin bundan sonraki kısmı ve gelecek tepkiler, Türkiye’nin operasyonu diğer bölgelere doğru genişletmesi ile farklılık gösterecektir. Fakat aşikâr olan Türkiye’nin sadece içeride değil dış politikada da ‘eski Türkiye’ olmadığını ve 'stratejik derinlik' çukurundan çıktığının göstergesidir.

Türkiye’nin dış politikası Davutoğlu döneminde olduğu gibi hamaset üzerine kurulu değil. Artık ne istediğini bilen bir Türkiye var. Kendine yönelik tehditleri biliyor ve onları temizlemeye çalışıyor. Kafası karışık değil. Kimin dost kimin düşman olduğunu da çok iyi biliyor. Bu bakımdan adımlarını sağlam atıyor.

Türkiye, istiklali söz konusu olduğunda gerektiğinde Amerika’ya, Rusya’ya ve diğerlerine de mesafe koymasını biliyor. Gerçek siyaset araçları devreye sokuluyor. Yeri gelirse askeri güç kullanıyor. Boş tehditler savurmuyor. Neyi kullanarak sonuç alabileceğini de çok iyi biliyor. Yani işini yapıyor. Kimse kendini ön plana çıkarmanın peşinde değil. Velhasıl devlet mekanizması adam akıllı çalışıyor.

Boş tehditler ve abartılı söylem yok. Diplomatik görüşmeler yapılıyor ve masada da sahada da kaybetmiyor. Kuşkusuz bu noktaya kolay gelinmedi.

Afrin’de hem Rusya hem de ABD’nin kendisini “sattığını” itiraf eden PKK/PYD’nin artık kendisini direkt olarak kimsenin desteklemediğini, sadece istedikleri yerde araç olarak kullanmak istediklerini anlamış olmaları gerekir.

Fakat anladılar mı? Belki sadece bir süre için… Büyük olasılıkla bu terör örgütleri 'kullanışlı aptal' olma durumundan, var oldukları sürece kurtulamayacaklar. Çünkü maşa/kukla/köpek olmak onların kaderinde var.

Afrin’de PKK terör örgütüne karşı yapılan bu operasyon aslında, ABD, İsrail gibi Türkiye düşmanlarının desteğine sahip olmanın bir terör örgütünü Türkiye’nin öfkesinden korumak için yeterli olmayacağını açık bir şekilde gösterdi. Artık hiçbir şey eskisi gibi değil.

Artık net bir gerçek var. Arap Baharı’nın bittiği gibi Türkiye etrafındaki terör baharı da bitiyor! Tüm dünya bu operasyon ile gördü ki Türkiye herkese-her şeye rağmen bekâsı için her türlü riski alır ve yapılması gerekeni yapar. Bir sonraki yazıda kaldığımızdan yerden devam edelim…

Ufuk COŞKUN / MİLAT