Memur-Sen Hakkari İl Başkanlığının düzenlediği “Yetkide İstikarın 10.Yılı” teşkilat buluşması, iftar programına Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul, AK Parti Hakkari İl Başkanı Emrullah Gür, AK Parti MKYK Üyesi Taner Avşar ve birçok STK temsilcisi katıldı.

Memur-Sen Hakkari teşkilatlarına hitap eden Tonbul; “27 Mayıslardan, 12 Eylüllerden, 28 Şubatlardan, 15 Temmuzlardan bugüne geldik. Anayasal zemini olmadan kurulduğumuz zamanlardan, toplu sözleşmesiz emek mücadelesi verdiğimiz yıllardan, birlerle başlayıp küçük bir odaya sığdığımız günlerden, bugün toplu sözleşmeli günlere, 1 milyonu aşan zeminlere vardık. Memur sendikacılığı olsa da “bi’ numarası” olmaz diyenlere inat sendikacılığın “bir numarası” olmamızı sağlayan, kamu görevlileri sendikacılığına yol açan, omuz veren, itibar kazandıran teşkilatımızın yiğitlerini saygıyla selamlıyorum” dedi. Milli mücadele yıllarından beri Türk halkının çetin sınavlardan geçtiğini belirten Tonbul, Nene Hatun’un “Bu millet, 'Bebem anasız büyür vatansız büyüyemez' sözünü hatırlatarak 7 düvele karşı ayak çıplak, el çıplak savaşarak nice bozgunlardan nasıl selamete çıktını örnek gösterdi. Tonbul “Savaşlar bitti ama savaşımımız hep sürdü. Kökü dışarda gözü içerde ihanet şebekeleriyle muharebelerle ezemedikleri irademizi darbelerle ezmeye kalktılar. Biz irademizden onlar ihanetten vazgeçmediler. 15 Temmuz ihanetine 16 Nisan iradesiyle verdiğimiz cevap kemale ermeden son kozlarını sahaya sürüyorlar” diyerek sözlerine devam etti;

“Zorlu zamanlardan geçiyoruz. İmanımıza saldırıyor, ruhumuza vuruyor, değerlerimize ve irademize hücum ediyorlar. 16 Nisan büyük kuşatmaya karşı büyük huruç ve yarma hareketiydi. Başardık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini hayata geçirmeden son hamlelerini yapıyorlar. 24 Haziran son umutları, son kozları. Hedef kazanımları geri almak! Zer’le, zor’la, tezvir’le geldiler. Zor’u 15 Temmuz’da atlattık.  Tezvir’i toza çevirdik. Şimdi zer’le geliyorlar. Bizi fakirleşmekle, rızıkla korkutuyorlar. Rızkı veren Allah’tır, böyle gözümüzü korkutmaya çalışıyorlar ama başaramayacaklar”

Memur-Sen 10 yıldır yetkide istikrarın tek adresidir.

“Memur-Sen, kamu görevlileri sendikacılığında 10 yıldır kesintisiz yetkili konfederasyondur.” Diyen Tonbul, Memur-Sen’e bağlı tüm sendikaların da kendi hizmet kollarında yetkili sendika olduklarını ifade etderek “Bu, Memur-Sen açısından yetkide istikrardır.  Bu, emekçilerin gözünde itibar, Memur-Senliler için iftihardır” dedi.

Tonbul “Memur-Sen; sendikal alandaki prangaları kırarak, engelleri aşarak Türkiye’de sendikal tarihin akışını, kamu görevlilerinin sendikacılığa bakışını değiştirdi. Sendikal vesayet kadar siyasal vesayetle de mücadele ettik” diyerek, Memur-Sen’in kamudaki yasakları, sınırlamaları, dayatmaları hedef alan, yasakçı zihniyete muhalifliği kuşanan farklı, iddialı, güçlü bir sendikal duruşu esas aldığını söyledi. 

“Bütün toplu sözleşmelerde kendimizle yarışıyor, çıtayı belirliyoruz” diyen Tonbul konuşmasını şu sözlerle sürdürdü;  Masada aşamadığımız sorunları her fırsatta gündeme taşıyoruz. Toplu sözleşme düzenindeki sorunların giderilmesini, memura siyaset ve grev hakkının tanınmasını istiyoruz.  Mülakat sisteminin kaldırılması, sözleşmelilerin kadroya alınması gibi onlarca konunun takipçisiyiz. Kamu görevlilerinin ek göstergelerinin artırılmasına ilişkin vaadi önemsiyoruz. Bunun en kısa sürede ve en geniş kapsamla ve beklentileri karşılayan oranlarla hayata geçirilmesini bekliyoruz.

Biz 1 milyon üyemizle herhangi bir partinin değil hakkın, adaletin, ümmetin, milletin, Türkiye’nin yanında durduk her zaman. Bir partinin değil, millete hizmet, hakka hizmet fikrinin yanında yürüdük. Köhne ve karanlık geçmişi değil, aydınlık geleceği temsil edenleri yoldaş edindik. 16 Nisan’da istikrar dedik, istikbal dedik, istiklal dedik. Bugün de aynı şeyi söylüyoruz: istikrar, istikbal, istiklal diyoruz. Kazanımlarımıza gözümüz gibi bakamazsak, gözümüzün yaşına bakmazlar!

16 Nisan’da kazandıklarımızı 24 Haziran’da kaybetmemek temel ölçümüz olacak. Atacağımız oylar FETÖ’ye saadet, PKK’ya memnuniyet, Suriyeli kardeşlerimize mağduriyet Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya ihanet, emperyalistlere cesaret, Mazlumlara mahrumiyet, Düşmanlarımıza galibiyet kazanımlarımıza mağlubiyet olmasın.

Fransa'da 300 yazar ve siyasetçi, Kur’an’dan bazı ayetlerin çıkarılması kampanyası başlatmışlar. Avrupa’da camilerimize saldırıyorlar. Taşları bağlamış, köpekleri serbest bırakmışlar. ABD, İsrail’in güvenliği için bütün İslam güvensizliğe sürüklüyor. Buradan açıkça söylüyorum; İsrail’in güvenliği demek Türkiye’nin güvensizliği demektir. Türkiye’de ise bazı dernekler 27 Mayıs’ı öven ilanlar yayınlıyor, eski Türkiye’nin faşizan uygulamalarına özlemlerini sayıklıyorlar. Biz Eski Türkiye’yi hiç sevmedik. Biz turnikelere sıkıştırılan hayalleri ikna odalarında imha edilen erdemi vicdana hapsedilen inanç değerlerini geç değil hiç gelmeyen adaleti İle Eski Türkiye’yi hiç sevmedik. O nedenle biz; Eski Türkiye özlemiyle yanmayı, İsrail’le dost olmayı, Suriyeli kardeşlerimizi kovmayı, Kudüs’ü İsrail’e sunmayı, Katil Sisi’yi dost saymayı, 16 Nisan iradesine taş koymayı, FETÖ’yü baş tacı etmeyi, Ekonomiyi faiz lobisine teslim etmeyi vaat edenleri mi yoksa millet iradesine sırtını dayayanları mı destekleyeceğimizi iyi biliyoruz. Ne dediklerine bakmıyoruz, çünkü biliyoruz ki, Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz. Sapı çok olup danesi olmayanlarla işimiz olmaz.

Bizim için belli konular siyaset üstüdür. Siyasi rekabet ve yarış adına; 15 Temmuz darbesinde şüphe uyandırılması, milletin 16 Temmuz şahlanışının karalanması, FETÖ ve PKK’nın masumlaştırılması, milli güvenlikle ilgili konuların sulandırılması, emperyalizmle kol kola durulması inancın tahrif, kardeşliğin tahrip, istikrarın ihmal, istikbalin imha edilmesi bu millete, bu ülkeye ihanettir. Bu meseleler bütün siyasi mülahazaların üzerinde kırmızı çizgimizdir. Biz kırmızı çizgilerimizle savaşanlarla değil, istikamet çizgisinde buluşanlarla yol yürür, yoldaş oluruz. Biz siyasetin değil hakikatin, ikbalin değil istikbalin peşindeyiz. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyecek, doğruyla yol alıp, yanlışla vedalaşacağız. Memur-Sen Türkiye’ye karşı tuzakların, tezgahların, saldırıların karşısında bir dalgakırandır.  O nedenle, 24 Haziran'da milletle ihtilafı olanları değil, milletle irtibat kuranları, zalime sırdaş olanlar değil mazluma yoldaş olanları, emperyalizme destek olanları değil köstek olanları, müstekbirlerle değil mustazaflar saf tutanları tercih edeceğiz. Bizimle aynı ufka, aynı geleceğe bakan, aynı istikamette yol alanlarla yürüyeceğiz.” Çiftçi: Tüm Hizmet Kollarında Yetkili Olmanın Gururunu Yaşıyoruz

Konuşmasında önceki hafta Memur-Sen’in üye sayısının 1 milyonu aştığını duyurmasının kamu çalışanları arasında büyük ses getirdiğini belirten Memur-Sen Hakkari İl Başkan Veysel Çiftçi; “1 milyon Allah’a hamd olsun Mehmet Akif İnan büyüğümüzün kurucusu olduğu Memur-Sen bugün 1 milyonu aşan üye sayısı ile Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü olmayı başarmıştır. 1 milyon üyeli bu büyük çatının altında Türk, Kürt, Çerkez, Laz hepsi kardeşçe omuz omuza birlikte yaşama ve mücadele etme gayretindedir. Türkiye genelinde durum böyle iken Hakkari’de 11 hizmet kolunun tamamında yetkiyi almış bulunmaktayız. Gayretlerinden ve azimli çalışmalarından dolayı tüm şube başkanlarımızı tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı. Tunç: Azim ve kararlılık içinde çalışmaya devam edeceğiz

Toç Bir-Sen Hakkari İl Başkanı İsmail Tunç ise, kamu görevlilerinin mali, sosyal hak ve menfaatlerini savunan, değerler bütünü olarak gerçek bir sivil toplum kuruluşu anlayışıyla, içinde bulunduğu coğrafyadaki sorunlara kayıtsız kalmayan Memur-Sen ailesinin ferdi olmaktan gurur duyduğunu ifade ederek “Memur-Sen’i bugünlere taşıyan büyüklerimizin hatırasına sahip çıkmaya devam ederek Memur-Sen’e yakışır bir şekilde azim ve kararlılık içinde çalışmaya devam edeceğiz” dedi.