“Devlette ve özel sektörde Engelli vatandaşlarımızın sosyal ve çalışma hayatına kazandırılması için çıkarılan kanunlarda belirlenen istihdam zorunluluğu alt sınır üzerinden uygulanmakta ve bir çoğunda ise kağıt üzerindedir” diyen Kadın Kolları Başkanı Betül Ayhan,  657 ‘de belirtilen %3 engelli çalıştırma zorunluluğunun engellilerin işe alınması için azami bir sınır teşkil etmemesi, aksine asgari bir sınır olarak belirlenmesi gerektiğini ifade etti.

Kadın Kolları Başkanı Betül Ayhan mesajında;

“Ülkemizde 8 milyon dolayında engelli vatandaşımızın olduğu bilinmektedir ki, bu rakam ülkemizde her yüz kişiden onunun çeşitli nedenlerle kendi kendine yetemeyecek durumda olduğunu ortaya koymaktadır. 

Ülkemizde  bu denli yüksek oranda engelli vatandaşımız olmasına rağmen, sosyal ve çalışma hayatında engelli vatandaşlarımızı aynı yoğunlukta göremiyoruz. Gerek fiziki ortamın ve yaşam alanlarımızın engelli vatandaşlarımızın rahat hareket etmeleri ve toplum hayatına katılabilmeleri için gerekli şartları taşımıyor olması, gerekse söz konusu vatandaşlarımızın çalışma hayatında yeterince yer edinmelerini sağlayacak özel eğitim ve istihdam imkânlarının sınırlı olması, bugün engelli vatandaşlarımızın toplumdan tecrit edilmesine ve kaderleriyle baş başa kalmalarına sebep olmaktadır.    

Kamu kurum ve kuruluşlarında dahi engelli memur kadrosu açığı bulunmaktadır. Kamu istihdamında dahi engelli çalıştırma zorunluluğu, alt sınırdan uygulanırken özel sektörden engelli istihdamını artırmasını beklemek doğru bir yaklaşım olmayacaktır.

Ayrıca Devlet, fiziki alanları ve işyerlerini de engelli vatandaşlarımıza göre dizayn etmeli, engelli vatandaşlarımıza yeni engeller çıkarılmamalıdır. Bu nedenle yardımcı hizmetler sınıfında görev yapan diğer personelimizle birlikte engelli çalışanlarımızın da bir defaya mahsus olarak genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmesi, engelli personelimizin durumlarına uygun çalışma ortamına kavuşması bakımından önemli bir adım olacaktır. Bununla birlikte terör olaylarından dolayı engelli hale gelen kamu görevlilerinin de gazi statüsünde değerlendirilmesi son derece önemlidir. Bizler de engelliliği acınacak bir durum olarak görmekten vazgeçip her sağlıklı bireyin, bir gün engelli hale gelebileceği gerçeğini kabul ederek bu bilinçle hareket etmeliyiz.

Engelli vatandaşlarımız siyasette, sivil toplum örgütlerinde, sosyal ve kültürel yaşamda, çalışma hayatında diğer insanlar ile eşit bireyler oldukları unutulmamalıdır. 

Engelli vatandaşlarımızı yalnızca tüketen değil, üreten ve bağımsız yaşayabilmeleri sağlanmalıdır. 

Bu duygu ve düşüncelerle engelli vatandaşlarımızın tüm sıkıntılarının çözülmesini diliyor, Engelliler Haftası’nı kutluyor, tüm engelli vatandaşlarımıza mutlu bir hayat sağlıklı bir ömür diliyorum.” dedi.