2 Şubat  2018 tarihinde Hükümet tarafından TBMM Başkanlığına sunulan “Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı”nın 80 inci maddesinde yer verilen, bu öğretim yılında çalışmış ücretli öğretmenler arasından mülakatla 5000 öğretmenin sözleşmeli personel olarak istihdam edilmesi hususu, atama bekleyen yarım milyon öğretmen için hayal kırıklığıdır.

Öncelikle hatırlamamız gerekenler: bakanlık tarafından itiraf edilen öğretmen ihtiyacımız 100 binin üzerindedir, 2017 KPSS puanı ile henüz atama yapılmamıştır, 2018 yılı için ilan edilen ilk atama rakamı 20 bin olup, 80 bin civarındaki ücretli öğretmen arasından mülakatla seçilen 5 bin kişiye ek atama parantezi yalnızca bu öğretim yılının ilk döneminde çalışmış olanlara (sigortalılık geçmişi 3 yıl olan) açılacaktır.

Başbakanlık tarafından 2 Şubat 2018 Cuma günü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmek üzere Meclis Başkanlığına sunulmuş olan kanun tasarısı içeriğinde amatör sporun teşvikinden vergi tabanının genişletilmesine, enerji uygulamalarından, hurda araçlara, koruma altındaki çocuklardan, KDV istisnalarına kadar pek çok bakanlığın alanına giren birçok konuyla ilgili düzenleme vardır.

Milli Eğitim Bakanı İsmet YILMAZ’ın aylar önce “düşünüyoruz” dediği, Bakanlık Müsteşarı Sayın Yusuf TEKİN’in “gündemimizde yok” dediği bir kısım ücretli öğretmenin sözleşmeli istihdamı konusu sendikamız gibi eğitime taraf pek çok kurum ve kişi tarafından tartışılmış, liyakat ve adalet noktasında haklı bir tepki oluşmuştu. Bugünkü haliyle; sözleşmeli dahi olsa atanma liyakatinde olmayan on binlerce işsizin bir şekilde ücretli öğretmenlik yapabilmesi bu tepkilerin ana gerekçesidir. 5 bin ücretli öğretmen mülakatla sözleşmeli kadroya alınacak dendiğinde herkesin aklına öğretmen dahi olmayan kimi yandaşların mülakat torpiliyle hak edenlerin önüne geçebileceği gelmiştir.

Mevcut taslağa baktığımızda, bazıları için erken sayılabilecek bu tepkiyi iyi ki vermişiz diyorum. Zira önce sezdirilen sonra tartıştırılan bu durum sarı sendikaları bile “öğretmen niteliği ve KPSS üstünlüğü” noktasında ortaklaştırmıştır. Hazırlanan taslağa göre ücretli öğretmenlerin mülakata çağırılma koşulu öğretmen olarak atanabilme kriterleriyle örtüşmekte (mezuniyet, formasyon) branş bazında atamaya esas taban gözetilmektedir. Her ne kadar 657 sayılı DMK’nın 48inci maddesinde  öngörülen genel şartlar ile öğretmenliğe atanabilmek için aranan özel şartları taşımaları  isteniyorsa da aşağıdaki sorular yanıt beklemektedir:

Bu taslakta ilk karanlık taraf, hangi yılın KPSS ve Alan sınavların geçerli olacağıdır. Muhtemelen 20 bin öğretmen atamasıyla tümleşik olarak MEB tarafından ilana çıkıldığında branş bazında ilan edilecektir. Avantajlı branşlarda taban genişlemekte, kimi branşlar derece yapsalar dahi mülakata çağrılma şansını bile yakalayamamaktadır.

Branşlar arasındaki bir diğer tutarsızlık da; kendi branşında atanma şansı bulunmayan kimi öğretmenlerin başka branşlarda yıllardır ücretli öğretmen olarak çalışıyor olmasıdır. Örneğin bir felsefe öğretmeni branşı yerine sınıf öğretmenliğini on yıla varan sürelerde üstelik başarıyla yapıyor olabilir. KPSS başarısı da yetebilir. Bu öğretmeni on yıl sonra hangi branşta değerlendireceksiniz? Değerlendirecek misiniz?

Aynı şekilde taslakta 540 günlük sigortalılık şartından söz edilmekte olup, bu sigortalılık işle ilişkilendirilmemiştir. 3 yıl babasının dükkanında çalışan, bu yıl ücretli öğretmenlik yapmaya başlamış biri kadroya alınabilir mi?

Yine; 180 iş günü üzerinden toplamda 3 yıllık bir çalışma süresi ile 540 günlük sigortalılığı doldurmuş ücretli öğretmen bir şekilde ve ne hikmetse 2017-2018 Öğretim yılında ücretli öğretmenliğe başvurmamış, başvurduğu halde görevlendirilmemiş de olabilir. Sendikamız bilgisinde olan bir çok örnekte liyakat sahibi olanlar yerine öğretmenliğin yakınından bile geçmemiş kimilerinin ücret karşılığında derse sokulduğu bilinmektedir. Niteliksiz kişilere öğretmenlik yaptırılmasında rekor bir yıl yaşadığımızı söyleyebilirim. Söz konusu artışın bir nedeni de kadroya alınabileceklerine dair söylemler kimi yerel parti teşkilatlarını hareketlendirmiş, ücretli öğretmen olarak çalışma karşılığında ücret ödeyenlerin olduğu dahi söylenmektedir.

5000 kişinin, kanun yürürlüğe girdiği tarihten 6 ay içinde bakanlıkça belirlenecek esas ve usuller çerçevesinde alınacak olması ayrı bir garipliktir. Burada by pass edilmek istenen  “Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik” hükümleri ise durum vahim demektir. Bu yönetmeliğe göre; KPSS’nin “geçerlilik süresi”  başlıklı 11 inci maddesine göre öğretmen adayları için KPSS’de elde edilecek puanın geçerlilik süresi bir yıldır. Ücretli öğretmenlerin kaçı bu öğretim yılında böyle bir piyangoya katılacağını öngörerek 2017 de sınava girmiştir, kaçı branşı nedeniyle umudunu yitirip ücretli de olsa sınıfa girebildiğine şükretmiş, sınavı pas geçmiştir, bilmiyoruz. 

Özetle; hurda araçlar ve amatör sporcularla aynı torbaya sokuşturulan öğretmenler siyasilerin seçim promosyonu değildir. Mesleğimizin saygınlığı yeterince sınanmışken sözleşmeli kadroya piyango çektirmek kimseye oy falan da kazandırmaz. Atama bekleyen yarım milyon öğretmen, üç otuz paraya derse giren on binlerce ücretli öğretmen torpil gölgesinde mülakat sıralarına girmesin. Öğretmen yetiştirme ve öğretmen atamalarında bilimsel, uygulanabilir, adil, net ve kalıcı bir sistem oluşturmak ne kadar zor olabilir? Dünyadaki başarılı örnekler yanında ülkemiz koşullarına uygun milli bir sistem için önerilerimizi defaten paylaştık, sırf bu başlıkta bir milli eğitim şurası için de talebimizi yineliyoruz. Öğretmen yurttaş yetiştirir efendiler, onu hurda araçlarla aynı çuvala sokmayın, torpilinize mülakatı kılıf yapmayın!