Yozgat’ta konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Balfour Deklerasyonu, ortadoğunun tüm coğrafyalarına sirayet eden, yenidünya düzenine kapı aralayan, siyonizmin ve emperyalizmin bölgedeki tahakkümünü güçlendiren yüzyıllık bir süreci başlattı. Deklerasyon, siyonizmin, emperyalizmin ve dolayısıyla, kaosun, sömürünün mazlum coğrafyalara sirayetidir, ülkeleri bölmenin, insanları ayrıştırmanın başlangıç noktasıdır” dedi.

 

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, temaslarda bulunmak ve Memur-Sen teşkilatıyla buluşmak için Yozgat’a geldi. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Yalçın, daha sonra sırasıyla; Yozgat Valisi Kemal Yurtnaç, Yozgat İl Milli Eğitim Müdürü Yusuf Yazıcı, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Abdullah Neşeli, Yozgat Bozok Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Salih Karacabey’e ziyaretlerde bulundu. Son olarak Yalçın, Bozok Üniversitesi'nde Eğitim-Bir-Sen Temsilciliği’nin açılışını gerçekleştirdi.

Teşkilat buluşma programında coşkulu kalabalığa hitap eden Ali Yalçın, önemli konulara değindi. Toplu Sözleşme sistematiğine eleştirilerde bulunan Yalçın, konuya ilişkin düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirtti. Yalçın’ın gündeminde, Balfour Deklerasyonu ve hakkında gözaltı kararı bulunan eski KESK Başkanı Lami Özgen’in yurtdışına kaçması ve iltica talebinde bulunması da vardı.

 

Balfour Deklerasyonu, Herzl’in Kurguladığı İsrail Projesinin Adımıdır

Yüzyıl önce 2 Kasım’da imzalanan Balfour Deklerasyonu’nun, Sykes-Picot anlaşmasıyla eşdeğer olduğunun altını çizen Yalçın, deklerasyonun Teodor Herzl’in kurguladığı büyük İsrail projesinin bir adım ilerisi olduğunu kaydetti.

Yalçın, “Balfour Deklerasyonu, ortadoğunun tüm coğrafyalarına sirayet eden, yenidünya düzenine kapı aralayan, siyonizmin ve emperyalizmin bölgedeki tahakkümünü güçlendiren yüzyıllık bir süreci başlattı. Deklerasyon, siyonizmin, emperyalizmin ve dolayısıyla, kaosun, sömürünün mazlum coğrafyalara sirayetidir, ülkeleri bölmenin, insanları ayrıştırmanın başlangıç noktasıdır” dedi.

Coğrafyanın yüzyıl önce cetvellerle çizildiğini belirten Yalçın, “Yüzyıl önceki plan yeniden devrede ve aktörler, Siyonistler ve emperyalistler. Bu coğrafya yeniden çizilmeye, dizayn edilmeye çalışılıyor” diye konuştu.

 

Toplu Sözleşme Sistematiği Değişmeli

Mevcut kanunun çözümsüzlük ürettiğini dile getiren Yalçın, “İşçilerin toplu sözleşme görüşmelerinde yetkili olan konfederasyon dışında muhatap bulunmuyor. Ancak memurların toplu sözleşmesinde yetkili olmayanlar da yasanın merhametiyle masada oturabiliyorlar. Zaten yetkili olmayanlar, kimseye hesap vermeyecekleri için alanı karıştırıyorlar. Bu sistematiğin değişmesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

Yalçın, “Toplu görüşme denilen ve bizim bazen ironi olarak toplu gülüşme dediğimiz yasanın o kaotik haliyle devam etti. Amir koltuğunda hükümet siz de ziyaretçi koltuğunda oturuyordunuz. Siz teklif sunuyorsunuz, hükümet bakanlar kurulu ile görüşüp size geri dönüyordu. Sonra toplu sözleşmeye geçildi. Bu hak geldikten sonra kazanımlar oluşmaya başladı. Ne alındıysa geçtiğimiz 4 toplu sözleşmede alındı. Daha iyisi olabilir mi olabilir ama öncelikle bu sistemin değişmesi, toplu sözleşme kanunu uluslararası normlara uygun hale gelmesi gerekir” dedi.

 

Memur-Sen Sendikacılığa Nefes Olmuştur

KESK Başkanı Lami Özgen’in terör operasyonları kapsamında hakkında gözaltı kararı çıktığını belirten Yalçın, “Bir sendika başkanı farklı bir ülkeye kaçıyor ve iltica talebinde bulunuyor. Konu ne? KCK. Detayı nedir? Ülkemizin çocuklarına kurşun sıkanların arkasında durmak, ülkemiz hakkında kara propaganda yapmak. Bunu ülkemizde emek örgütü adı altında faaliyet gerçekleştiren bir kuruluş yapıyor, bu kuruluşun başkanı yapıyor. Bir defa PKK’yı sayfalarından kınayamayanlar yapıyor. Sendikacılık işte tüm bu nedenlerden dolayı yeni bir nefes bekliyordu, işte Memur-Sen sendikacılığa böyle bir nefes olmuştur. Bizim derdimiz, eşit dağılım ve adil paylaşımdır. Ham demokrasinin, tam demokrasi olmasıdır” şeklinde konuştu.

İsviçre’deki ILO toplantısında yaşadığı bir olayı anlatan Yalçın, “ILO’da bazı ülkenin yetkilileri, konfederasyonumuz dış ilişkiler departmanında görevli arkadaşlarımıza, ‘biz yetkili kişilerle görüştük, Çalışma Bakanımızla görüştük, sizin hükümeti perişan edecekler, size şunları şunları yapacaklar’ demişti. Bizi Türkiye’den farklı bir sendikayla karıştırmışlardı ve tüm bunlar böylece ağızlarından dökülmüştü işte. Bunların bir nedeni de Türkiye hakkında bu tür organizasyonlarda oluşturulan algılardır” ifadelerini kullandı.

Yalçın, Memur-Sen’in sosyal kazanımların birçoğunda terinin olduğunu belirterek, Memur-Sen teşkilatlarına minnettar olduğunu belirtti.

Teşkilata uyarılarda da bulunan Yalçın, “Üye çalışmalarında, sendikal alandaki hassasiyetli çalışmalarımız sürsün. Dik durmaya, adaleti savunmaya, ‘Kral çıplak’ demeye devam edelim” diye konuştu.