Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, ÇSGB Bakan Yardımcısı Orhan Yeğin, Eski Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Çorum Milletvekili Salim Uslu, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanı Adem Ceylan, İŞKUR Genel Müdürü Cafer Uzunkaya, TOBB Başkanvekili Faik Yavuz ve çok sayıda davetlinin katıldığı çalıştayın açılış töreninde ayrıca Mesleki Yeterlilik eğitimine katılan katılımcılara sertifika verildi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından düzenlenen Mesleki Yeterlilik Çalıştayı’nın 2.si Ankara’da gerçekleştirildi. Çalıştayın açılışına Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Aslan, ÇSGB Bakan Yardımcısı Orhan Yeğin, Emrullah İşler, Salim Uslu, Bendevi Palandöken ve çok sayıda davetli katıldı. Açılış töreninde ayrıca mesleki yeterlilik eğitimine katılan katılımcılara sertifikaları verildi.

Çalıştayda konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, programın çalışma hayatının bütün tarafları açısından hayırlı sonuçlara vesile olmasını temenni ederek “Ülkemiz açısından mesleki yeterliliğin tarihini kavramsal açıdan 90’lardan, kurumsal olarak da 2000’li yılların ikinci yarısından itibaren başlatmayı açıkça yanlış bulurum. Gerek İnanç-medeniyet ilişkisi bağlamında, gerekse kurumsal yapılanma ve toplumsal karşılık olarak  “mesleki yeterlilik”, çok eski tarihsel içeriğe sahiptir” dedi. Ahiliği Yeni ve Özgün Modellerle Yeniden Kurgulamalıyız

Yalçın, Ahilik sisteminin yeni ve özgün bir model ile kurgulanması gerektiğini ifade ederek “Tarihi bir değerimiz olarak Ahiliği; övünç gerekçesi bir nostalji kaynağı olarak kullanmaktan vazgeçmeliyiz. Aslolan Ahilik Kurumu’nu; yeni ve özgün modellerle güne taşımak ve bugünün ihtiyaçlarıyla yeniden kurgulamaktır” şeklinde konuştu.

Yalçın, çalışma hayatında liyakate önem verilmesi gerektiğini vurgulayarak “MYK, hem mesleklerin standartlarını hem de mesleği icra edenlerin yeterliklerini belirlemek gibi, ‘nitelikli işgücü’ noktasında doğrudan sonuç üreten faaliyetleri nedeniyle stratejik öneme sahiptir. Çünkü malumunuz, toplumumuzun neredeyse çoğunluğunu oluşturan İslam inancının, doğrudan bireye yönelen emirlerinden biri ‘Emaneti, ehline veriniz’ ayetidir. Bu emrin içeriğindeki iki kavram, ‘emanet ve ehliyet’ genelinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın özelde İş Kurumu ile MYK’nın faaliyet alanıdır” diye konuştu.

Yalçın, bu noktada Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun önemli bir yere sahip olduğunu belirterek “Emaneti yani iş, görev ya da sorumluluğu insanla ilişkilendirmek İş Kurumu’nun, iş, görev ve sorumlulukla ilişkilendirilecek insanın, sahip olması gereken nitelikleri, yeterlikleri, özellikleri ya da vasıfları belirlemek ise Mesleki Yeterlik Kurumu’nun görev sahasında yer alıyor. Kamu hizmetini üretenlerin, yönetenlerin ve politika çerçevesini belirleyenlerin bütününü kapsayan “liyakat” kavramı, 657 sayılı Kanunun temel kavramlarından. Burada altını çizmek istediğim husus,  mesleki yeterlilik ya da liyakat veya ehliyet adına her ne dersek diyelim bizim açımızdan 30, 40 yıllık bir maziden ibaret değildir” ifadelerini kullandı. Yalçın: AB Standartları Bizi Telaşa İtmemelidir

Yalçın, Avrupa Birliği müzakereleri çerçevesinde verilen taahhütlerin çalışma hayatında telaşa sürüklememesi gerektiğine değindi. Yalçın, “Özellikle AB müzakere sürecinde ‘İş Kurma ve Hizmet Sunumu Faslı’ kapsamındaki taahhütlerimiz, bizi bir telaşa itmemelidir. Bu bağlamda; meslek standartları ve mesleki eğitim konusunda AB müktesebatına uyum çabasını, tek taraflı direktifler ve dayatılan ödevlerden ibaret bir süreç olarak algılanmasını doğru bulmuyoruz” diye konuştu.

Yalçın, “Eğitim seviyeleri, sertifikalandırma, standartlar ve referanslama süreçleriyle ilgili atılan adımlar, kat edilen mesafeyi önemli bulmakla beraber; sıkıştırılmış takvimlerin, ayakları yere basmayan düzenlemelere neden olabileceği  kaygımızı da ifade etme ihtiyacı hissediyorum” ifadelerini kullandı. Yalçın, sürecin yalnızca verilen taahhütlerin gerçekleştirme aciliyeti ile değil aynı zamanda uzun vadeli gelişmenin de hesap edilerek yürütülmesi gerektiğini belirttiği konuşmasında “AB ile yürütülen projeler, AB müktesebatı ve tavsiyelerinin çalışma hayatımız, sosyo-kültürel yapımız ve eğitim dünyamızda tetikleyeceği değişiklikler; etki analizleri yapılarak , makul takvimler bağlanarak, rafine reformlara dönüştürülerek, uygulanabilir ve sürdürülebilir düzenlemelerle desteklenerek  yönetilmeli ve hayata geçirilmelidir. Aksi taktirde; bizim gerçeklerimizle örtüşmeyen tercüme düzenlemeler ve gerekliliğine inanılmayan ruhsuz değişikliklerden ibaret bir sonuca mahkum oluruz” sözlerini kullandı. İşsizliği Ortak Bir Zeminde Çözmeliyiz

Türkiye’deki işsizlik sorununa da değinen Yalçın, Türkiye’de işsizlik, istihdam, nitelikli işgücü, iş gücü piyasası arz ve talepleri konu olduğunda hem süreç hem de sonuç aşamasında kendisine tereddütsüz sorumluluk yüklenebilecek iki kurum olduğunu ve bunların MYK ve İş Kurumu olduğunu dile getirdi. Yalçın, MYK ve İş Kurumu arasında sağlıklı bir eşgüdüm ve sürekli bilgi ve veri paylaşımı kurmanın gerekli olduğunu vurgulayarak işi herkes için beğenilir hale getirmenin ve iş görenleri nitelikli hale getirmenin ortak bir zeminde gerçekleşmesi gerektiğini belirtti.

Temsil Sorunu Düzeltilmeli

MYK Genel Kurulu’ndaki temsiliyete ilişkin de konuşan Yalçın, “faaliyetlerinde kamu politikaları, kamu görevlileri ve kamu hizmeti gibi boyutlar bulunan MYK’nın ana gövde yapılarında ve alt birimlerinde kamu görevlilerinin temsilcisi konumundaki konfederasyonların bulunmamasını; sadece eksiklik olarak nitelemek yeterli olmaz” diye konuştu. Yalçın, sorunun düzeltilmesine olan inancı taşıdığını belirterek “MYK genel kurulunun ve yönetim kurulunun,  kamu görevlileri sendikaları konfederasyonlarının birikiminden mahrum kalması, haksızlığından mutlaka kurtarılmalıdır. İş Sağlığı Güvenliği Konseyi’nin üyesi olacaksınız, Türkiye İş Kurumu’ Genel Kurulu’nda temsil edileceksiniz, daha da ötesi Ekonomik ve Soyal Konseyi’in doğal üyesi sayılacaksınız, Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi’nin üyesi olarak katkı sağlayacaksınız fakat bu alanların tamamıyla teması bulunan Mesleki Yeterlilik Kurumu’nda münhasır temsil sıfatından yoksun tutulacaksınız. Bunu biran önce düzeltmemiz gerektiğine inanıyorum ve düzeltileceği umudunu taşıyorum” ifadelerini kullandı. Yalçın, son olarak “Yeniden Büyük Türkiye hedefinin ancak nitelikli insan ve güçlü toplum hedefiyle gerçekleşebileceğine olan inancımı ifade ediyor; ‘Çalışma Hayatında Mesleki Yeterlilik Çalıştayı’nın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diyerek sözlerini noktaladı. Arslan: Tarihi Bir Sorumluluğu Yerine Getirdik

Programda bir selamlama konuşması yapan Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ise  “Bu kuruluşun kurumsal anlamda kapasitesini geliştirmesi konusunda ve daha geniş anlamda görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi için desteklenmesi gerekiyor. HAK-İŞ olarak ilk defa bir işçi konfederasyonu olarak MEYEP gibi bir kuruluşu gerçekleştirerek yeterliliklerin, sınav ve belge merkezlerinin oluşturulmasıyla tarihi bir sorumluluğu da yerine getirmiş olduk” diye konuştu.

Çalıştayda katılan ÇSGB Bakan Yardımcısı Orhan Yeğin, Eski Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Çorum Milletvekili Salim Uslu, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanı Adem Ceylan, TOBB Başkanvekili Faik Yavuz da birer konuşma yaparak çalıştayın çalışma hayatında hayırlara vesile olmasını temenni ettiler.