Yalçın ilk olarak Makedonya Bağımsız Sendikalar Birliği’ni (UNASM) ziyaret ederek, konfederasyon genel merkezinde gerçekleştirilen seminerde bir sunum gerçekleştirdi. Yalçın daha sonra, Makedonya FON Üniversitesi’yle protokol anlaşması imzaladı.

Makedonya, Arnavutluk, Kosova, Karadağ, Sırbistan, Bulgaristan’dan farklı konfederasyonların Genel Başkanları ve temsilcileri ile Makedonya Çalışma Bakanlığı temsilcisinin katıldığı seminerde bir sunum gerçekleştiren Yalçın, “Kendi namına çalışma ve Güvencesizlik” konusuna değindi.DDAeuS8WAAA_50F
Güvencesiz Çalışma, Geleceğe Güvenli Bakamamak Demek
Güvencesiz çalışmanın geleceğe güvenli bir biçimde bakamama ve insana yakışır bir işe devamlı sahip olmama anlamını taşıdığını belirten Yalçın, “Güvencesizliği tek boyutlu bir kavram olarak değerlendirmemek gerekir” şeklinde konuştu.

Yalçın konuşmasında kadın, çocuk ve göçmen işçilerin diğer gruplara nazaran daha fazla güvencesiz istihdama tabi tutulduğunun altını çizdi.DC7gui2XYAEbtgn
Sendikalar Olarak Güvencesiz Çalışmaya Karşı Mücadelemizi Sürdürelim
Türkiye’deki sendikacılıkla ilgili bilgi veren Yalçın, “Ülkemizde çalışma hayatı ve sendikacılık iki temel gruba ayrılır. Birinci grupta işçilerin çalışma hayatını düzenleyen kanunlar ve işçi sendikacılığı, İkinci grupta kamuda çalışanların çalışma hayatını düzenleyen kanunlar ve kamu görevlileri sendikacılığı var. Güvencesiz çalışmada da bu fark kendini göstermektedir. Türkiye’de özellikle işçilerde güvencesiz çalışma biçimleri olarak şunlara sayabiliriz: Taşeronlaşma, Göçmen İşçilik ve Kayıt-Dışı İstihdam, Part-Time Çalışma, Esnek İstihdam, Ev eksenli çalışanlar, Mevsimlik ve Geçici İşçilik. Kamu görevlileri bakımından güvencesiz çalışma biçimleri olarak da şunları sayabiliriz: Sözleşmeli Personel (4-B), Geçici Personel (4-C), Taşeronlaşma, Üniversitelerde 50/D istihdamı. Görüldüğü gibi ülkemizde uygulanan güvencesiz çalışma biçimleri aslında neredeyse tüm dünya sendikalarının mücadele ettiği emeğin yeni sömürü biçimleridir. Bu nedenle sendikalar olarak emeğin sömürü aracı olarak kullanılan bu politikaları değiştirmeleri için işverenlere ve hükümetlere karşı mücadele etmeliyiz. Bu çerçevede Memur-Sen olarak kamu görevlisi olarak 4/B statüsünde çalışan yaklaşık 300 bin sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesini sağladık. Hükümetle sosyal diyalog çerçevesinde 4 Haziran 2011’de yaklaşık 200 bin, 2 Ağustos 2013’te ise yaklaşık 100 bin sözleşmeli kamu görevlisinin kadroya geçirilmesini sağladık. Güvencesiz çalışanların güvenceli ve kadrolu bir çalışma hayatına kavuşmasında Memur-Sen olarak verdiğimiz mücadele karşılık buldu. Dolayısıyla sendikalar olarak güvencesiz çalışmaya karşı mücadelemize güçlendirerek devam ettirmeliyiz” ifadelerini kullandı.

Seminerde her konuşmacı, seminer konusu kapsamında temsil ettikleri ülkenin durumunu değerlendirdi. Sunumlardan, Güvencesiz Çalışma tüm bölgenin ortak sorunu olduğunu ve hükümetler bu sorunla baş etmek için yeterli araçlara veya politikalara sahip olmadıklarını ortaya çıktı. 
DDAeuS8XgAANalx
Memur-Sen ve Fon Üniversitesi Arasında İşbirliği Protokolü
Seminerdeki sunumunun ardından Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen ve Fon Üniversitesi arasındaki işbirliğini sağlayacak olan protokolü imzaladı. Protokole göre, tüm Memur-Sen üyeleri ve ailelerinin, Fon Üniversitesinde, daha uygun şartlarda (indirimli fiyatlarla) okuma sansı tanınacak.DC73zywWAAAQnTy