Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Vesayetten arınmış, dışa karşı güçlü, içe karşı adaletli bir sistemin peşindeyiz. Aslında böyle bir Türkiye, bugünkü köhne dünya sistemine karşı da bir örnek olacaktır. Adil paylaşımın olduğu bir dünya için, model ülke Türkiye olmalı. Bizim tek isteğimiz budur. Onun için Anayasa reform paketini destekliyoruz. Onun için tercihimiz evet” dedi.

 

Memur-Sen tarafından ülke genelinde başlatılan 'Memur-Sen’e Davet Tercih Evet” buluşması Bolu’da gerçekleştirildi. Programa Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Büro Memur-Sen Genel Başkanı Vecdi Yanbaz’ın yanı sıra, Ak Parti Milletvekili Ali Ercoşkun, Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Memur-Sen İl Temsilcisi Ahmet Koçak ve Memur-Sen Konfederasyonu’na bağlı sendikaların şube başkanları ile çok sayıda davetli katıldı.

Programda konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Memur-Sen, tıpkı Köroğlu gibi, emperyalizme karşı mücadele eden bir konfederasyondur. Köroğlu, bizim medeniyetimizin yiğit yüzüdür. Bozuk düzene karşı, adaletin temsilcisidir. İşte biz de bugün kapitalizmin oluşturduğu bozuk düzene karşı, adaleti yerine koymak için mücadele veriyoruz” dedi.

 

Vesayetten Arınmış Bir Sistemin Peşindeyiz

“Bizler bu toprakların yerli değerleri için yollara düştük” diyen Yalçın, 16 Nisan’da gerçekleştirilecek olan halk oylaması hakkında değerlendirmelerde bulundu. Yalçın, “Değerlerimiz üzerinden vesayet kalkana kadar mücadele etmek için söz verdik. Darbeleri tarihe gömmek için tüm çabamızı gösteriyoruz. Yeni bir sistemle, güçlü bir Türkiye’nin önünü açmak için gecemizi gündüzümüze katıyoruz. Vesayetten arınmış, dışa karşı güçlü, içe karşı adaletli bir sistemin peşindeyiz çünkü. Aslında böyle bir Türkiye, bugünkü köhne dünya sistemine karşı da bir örnek olacaktır. Adil paylaşımın olduğu bir dünya için model ülke Türkiye bizim tek isteğimiz. Onun için Anayasa reform paketini destekliyoruz. Onun için tercihimiz evet diyoruz” şeklinde konuştu.

 

İdeolojik Tutumlardan Vazgeçilmelidir

Anayasa değişikliği paketini doğru zeminde tartışmak istediklerinin altını çizen Yalçın, “Fakat ezberlerden, ideolojik tutumlardan bir türlü doğru zemine geçemiyoruz. İşte, Sayın Kılıçdaroğlu’nun radyoda yaptığı konuşma ortada… Malum CHP, referandum için Şilili reklamcı Ferrada’yı davet etmişti.  Hatırlıyorsunuz, Ferrada 'Ben bir haftadır buradayım, 'Hayır' oyunun ne önerdiğini anlamış değilim' demişti. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını duyunca, CHP’nin de neden hayır demesi gerektiğini anlamadığını öğrenmiş oldu. Maalesef üzücü bir durum bu. Hayır’ın amiral gemisi CHP lideri Anayasa reform paketinin en temel gerekçesini, yeni dönemin sorunu olarak lanse ediyor. Diyor ki, yeni dönemde Cumhurbaşkanı ile başbakan arasında çatışma çıkarsa ne olacak? Allah aşkına olacak iş mi bu. Buradan Kılıçdaroğlu’na ben de sesleniyorum: Sayın Kılıçdaroğlu, çift başlılığı ortadan kaldırmak için bu paket önümüze geldi. İstikrar ve hızlı karar alma süreci için bu paket halk oyuna sunuldu” dedi.

 

Sistem Değişirse Muhalefet de Güçlenir

Türkiye’nin vesayeti ve vesayetin oluşturduğu ezberle muamele edilecek bir ülke olmadığını konuşmasında vurgulayan Yalçın, “Biz siyaset arenasında güçlü iktidar-güçlü muhalefet ilişkisinin kurulmasını istiyoruz. Eğer sistem değişirse, muhalefetinde güçlendiğini göreceğiz. Çünkü onun üzerindeki vesayet de kalkacak. Çünkü iktidarın hızına yetişmek için projeler geliştirmek zorunda kalacak.  Demokrasimiz de böyle güçlenecek. Temsilde adalet, ancak güçlü iktidar, güçlü muhalefetle sağlanır.  Eğer bu denge sağlanırsa, pasta da büyür, pastadan alınacak pay da. Gelir dağılımında adalet için bu denklemin hayata geçirilmesi şart” diye konuştu.

 

Bize Göre Acının ve Gözyaşının Rengi Olmaz

Konuşmasında geçmişte dönemlerdeki sendikal anlayışı eleştiren Yalçın, “Sendikacılığı kutuplaştırmanın ve ikilemlere sıkıştıran anlayışı yıktığımız ve Akif İnan’ın dediği gibi, ‘Türkümüz dünyayı kardeş bilendir, gökleri insanın ortak tarlası’ şiarıyla hareket ettiğimiz için bugün bu noktalara ulaştık. Bize göre, acının rengi olmaz, gözyaşının rengi olmaz, dini, dili, ırkı olmaz. Bizim ideolojimiz, alnımızın terinin karşılığını almaktır. Biz dünyada sermayenin adil dağılmasını önceliyor ve mücadele alanımızı bu perspektiften yürütüyoruz” ifadelerini kullandı.

 

15 Yıllık İstikrara Değer Veriyoruz

Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Biz istikrar istiyoruz. İktidarıyla, muhalefetiyle istikrarlı bir yönetimin bu ülkeyi daha da geliştireceğini, uluslararası rekabetini artıracağını biliyor, inanıyoruz. Küresel ölçekteki krizlerde nasıl ayakta kaldık. Çok değil, bundan on beş yıl önce, yaşadığı krizlerden dolayı dünyayı göremeyen bir ülke vardı. Bizim derdimiz bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek. Fakat birilerin derdi bağcı. Bir anayasa kitapçığından nasıl kriz çıktığını hatırlayın. Bir gecede ülkeden milyarlarca dolar uçtu gitti.  Kimin cebi boşaldı?  Kim bir kat daha fakirleşti? Sermayenin ağababalarının hesapları bir kat daha artarken, bu ülkenin evlatları faiz hatlerinin altında ezim ezim ezildi. İşte biz bu verilerden dolayı, 15 yıllık istikrara değer veriyoruz. Ve istiyoruz ki, istikrar kurumsal bir zemine taşınsın. Onun için de ‘Evet’ diyoruz.”

 

Bu Konu Millet ve Memleket Meselesidir

Şu ana kadar siyaset konusunda hassasiyetlerini ifade ettiklerini belirten Yalçın, referandum konusunun siyasi parti tekelinde olan bir konu olmadığını vurguladı. Anayasa konusunun bütün sivil toplumu ilgilendiren bir konu olduğunu belirten Yalçın, 'Onun için bunu iktidar partisi, muhalefet partisiyle sınırlayarak 'ya oradansın ya buradansın' yaklaşımıyla insanları farklı kulvarlara çekme yarışı olarak görenler hata ediyor. Bu konu millet ve memleket meselesidir' dedi.