Memleketin dört bir yanında Türkiye Kamu-Sen/Türk Eğitim-Sen üyeleri hiçbir dönemde kendilerine yakışmayan eylemlerde bulunmamış ve ilkelerinden asla taviz vermemiştir. Çünkü biliriz ki bizim için sayısal başarının önünde olan çok daha önemli ilkeler vardır. İşte biz, bu ilkelerimize sadık kaldığımızdan eminiz ve bu duruşumuzdan dolayı çok daha mutluyuz. Şartlar ne olursa olsun, ne türlü çirkinliklerle karşılaşırsak karşılaşalım, hiçbir şart altında bu duruşumuzdan ve ilkelerimizden asla taviz veremeyeceğimizin de bilinmesini isteriz. BİZİM İLKEMİZ ÖNCE ÜLKEMİZ diyerek yolumuza devam edeceğimizden emin olabilirsiniz.

İlkelerinden taviz vermeyen insanların makamlardan feragat etmek ya da uzaklaştırılmak zorunda kaldığı 'Mülakatlı' dönemleri yaşıyoruz. Doğru olduğunu bildiğimiz değerli yaşamaktan ve bu değerler için doğru olanları yapmaktan ve söylemekten vazgeçersek bundan sonra ne liyakat ne de adalet adına ağzımızı açma hakkımızın olmayacağının da biliyoruz. İşte tüm bunları bu yüzden söylüyoruz. Söylemiştik demek istemeyiz ama yine haklıyız ve yine haklı çıkacağız. Bilinmelidir ki bürokraside izler gelenlerle, yollar gidenlerle doludur.

İbni Sina derki: Zaman acıları unutturur, intikam duygusunu söndürür, öfkeleri yatıştırır, kinleri boğar, geçmişi unutturur. 15 Temmuz'da yaşanan menfur darbe girişiminden ders almayanları, 16 Nisan'da milletimizin verdiği mesajı algılamayanları, çarpıtmaya ve çürütmeye kalkışanları hayretle takip ediyoruz. Birleştirmeyi değil ayrıştırmayı, kucaklamayı değil ötekileştirmeyi devam ettirenleri ibretle izliyoruz. Kamusal alanda çalışma barışını bozanları, kurum kültürünü yok edenleri, bizden olmayana huzur yok diyenleri tarih huzurunda tek tek not ediyoruz. Bir karar alınmadan ya da bir yönetmelik yayımlanmadan önce bu kararla ilgili yaşanan her şeyin en ince detaylarına kadar incelenmesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz.

Tabi ne gördüğünüzü belirleyen nerede durduğunuz gerçeğinin bilinmesi. Çünkü ancak bunu bilerek sağlıklı bir değerlendirme yapabilirsiniz. Sizler; Milli Eğitim camiasına mülakatı getirenler, son iki yıl içinde yapılan mülakatlarda kimlere/nasıl/hangi şartlarda puan verildiğini biliyor musunuz? Bu gerçeği görmek adına realist bir bakışınız oldu mu? Sendikanı değiştir, bu sendikaya üye olmazsan işin olmaz, şu kişiden referans getirmezsen biz de bir şey yapamayız gibi cümleleri hiç duydunuz mu? Tüm eleştirilere rağmen halen bunu niye yapıyorsunuz anlamış değiliz. Mesele gurur meselesi mi? Eğer öyleyse bilin ki gurur sadece acıya sebebiyet verir ve hiçbir şeye yardımı dokunmaz.

Arkanızı güneşe çevirirseniz, gölgeniz önünüze düşer. Ve o gölge size referans olup her türlü yanlışı yaptırır. Gelin, bu yanlışlıklardan artık vazgeçin. Dönün güneşe, kovun gölgeyi, davranın, harekete geçin, bir zümreye değil herkese sahip çıkın. Cevizi çift görmese ağaca taş atmayacak olan fırsatçılara, kurnazlığın mahkûm elebaşlarına daha fazla şans tanımayın, fırsat vermeyin. Tüm bunlar ortadayken, gerçekler gün gibi apaçıkken bile Ankara'dan Anadolu nasıl görünüyor bunu bilemiyoruz ama Anadolu'dan Ankara nasıl görünüyor bilmek isterseniz, sizlere bunu kelime kelime, hece hece anlatabiliriz. Bugün geldiğimiz noktada umudun ötesinde gerçeğin kıyısındayız. Birileri artık gerçeklerle yüzleşmek ve sesimizi duymak zorundadır. Daha fazla uzatmadan sormalıyım ki getirmek isteğiniz sistemin YENİ KAPI RUHUNU DEĞİL KAPI KULU RUHUNU canlandırdığını bilmiyor musunuz?

Biz, tarihe not vicdanlara havale ediyoruz. Gelin; Yusuf Has Hacip’in duası hepimizin duası olsun: “Ya Rab, Devletimizi artır, dileğimizi ver. Her işimizde arka ol, desteğini ver.”

 

Selahattin DOLGUN

Türkiye Kamu Sen Adana İl Başkanı