TEOG sınavının kaldırılmasının ardından hemen uygulamaya konulacağı duyurulan yeni ortaöğretime geçiş sınavı hakkında velilerin görüşlerine başvurduk. Web sayfamızdan duyurduğumuz ankete katılan 1372 velinin düşüncesine göre, yeni ortaöğretime geçiş sistemi sınıfta kaldı.


Anketimize katılan velilerimizin büyük çoğunluğunu üniversite mezunları oluşturdu.

 

1372 kişinin 966’sı üniversite, 171’i lisansüstü, 137’si lise, 53’ü ortaokul, 44’ü ilkokul mezunu ve 1 kişi de diploma sahibi olmadığını ifade etti.

Anketin “Sizce sınav sisteminde değişiklik yapılması gerekli miydi?” sorusuna verilen yanıtlara bakıldığında 931 kişinin hayır, 414 kişinin evet ve 27 kişinin fikrim yok yanıtını verdiği görülmektedir.

 

Ancak sınav sisteminde değişiklik yapılması gerektiğini düşünenlerin sayısal düzeyinin, diğer sorulardaki yeni sisteme onay oranına yansımamış olması, bu kişilerin TEOG sistemine de karşı olduklarını göstermektedir. Diğer bir ifade ile bu soruya “Evet gerekliydi” diyenlerin, TEOG sisteminin yarattığı sorunların farkında olan ve bundan dolayı oluşan mağduriyetlerin giderilmesi gerektiğini düşünen veliler olduğunu sonraki sorulara verilen yanıtlardan çıkarabilmekteyiz.

Nitekim “Sizce sınav sisteminin değiştirilmesinde rol oynayan en önemli etken nedir?” sorusuna verilen yanıtların %92,6’sı, bu değişikliklerde toplumsal taleplerden ziyade siyasi iktidarın politika tercihlerinin temel belirleyici olduğunun düşünüldüğünü göstermektedir.

 

Ankete katılanların büyük çoğunluğu söz konusu sistem değişikliğinin AKP hükümetinin gereksinimlerini gidermek amacıyla yapıldığını belirtmektedir. Bu sonuç, sınav sistemindeki değişikliğin AKP’nin 2023 vizyonunun bir parçası olarak algılandığını göstermekte, MEB Müsteşarı’nın “İlk evreyi tamamladık, ikinci evreye geçtik” açıklamasındaki politik hedefin farkındalığına işaret etmektedir!

Kaldı ki “Sizce sınav sisteminin değiştirilmesinin temel amacı nedir?” sorusuna verilen yanıtların birbirini dışlamayan, aksine eğitimdeki durumu gözler önüne seren iki gerçeği ifade eden maddelerde toplanması da bu durumu pekiştirmektedir.

 

Söz konusu iki maddeyi işaretleyenlerin ankete katılanlara göre oransal dağılımı %96 düzeyindedir. Dolayısıyla katılımcıların %96’sı, söz konusu sınav sistemindeki değişiklikle öğrencilerin hükümetin tercihlerine göre yönlendirildiği ve eğitim sistemindeki başarısızlıkların üzerinin örtülmek istendiği biçiminde bir algı taşımaktadır.

Böylesi bir yüksek oranı destekleyen bir başka yanıt ise sınav sisteminde değişikliğe gidilmesinde velilerin ikna edilememiş olması durumunda karşımıza çıkmaktadır.

 

Katılımcıların %96’sı MEB’in ya da siyasi iktidar çevrelerinin açıkladığı gerekçelerle ikna olmamıştır. Dolayısıyla Bakanlığın söz konusu değişiklik için velilerden talep geldiği iddiası, anketimiz sonuçlarına yansımamış, hatta tam tersi bir tablo ortaya çıkmıştır.

Kopya skandallarının toplumsal hafızamızdaki yeri halen tazeliğini korurken, sınav güvenliği ve sınavın ne kadar adil olduğuna dair düşünceler de hayati önem kazanmaktadır.

 

Anketimize katılan velilerin ezici bir çoğunluğu, yeni ortaöğretime geçiş sistemini güvenilir ve adil bulmamaktadır. Bu durum dahi, MEB’in eğitim politikalarındaki dayatmacı uygulamalardan vazgeçmesini, politika belirlerken toplumsal mutabakatı önemsemesi gerektiğini göstermektedir.

Üstelik velilerin yine ezici çoğunluğu söz konusu sistem değişikliğinin “tepeden inme” bir değişiklik olduğunu ifade etmektedir.

 

Yukarıdaki sorumuza verilen yanıtlara bakıldığında, “fikrim yok” seçeneğinin işaretlenmesi dahi böylesi önemli bir değişikliğin kamuoyunda yeterince tartışılmadığını göstermektedir. Kaldı ki velilerin büyük çoğunluğu yeni ortaöğretime geçiş sistemi için ilgili kurum, kuruluş ve kişilerin görüşlerine başvurulmadığını açıkça ortaya koymaktadır.

Eğitim sisteminin “yapboz tahtasına” dönüştürüldüğü gerçeğine yönelik sendikamızın en temel uyarısı, sorunların çözülmek bir yana daha fazla derinleştiğidir. Anketimize katılan 1372 veliden 1326’sı yeni sistemin sorunları çözeceğine dair bir umut taşımadığını göstermektedir.

 

Yaşanan tartışmalar ve ortaöğretime geçiş sisteminde yapılan değişikliklerin öğrenciler üzerinde yarattığı etkileri tespit etmek için sorulan soruya verilen yanıtlara bakıldığında, 1140 katılımcının öğrencisinin/çocuğunun kaygı düzeyinin arttığını, okula gitme hevesinin ve derslere karşı ilgisinin azaldığını belirtmiştir. Yeni sistemin uygulanacağı açıklamasının yapıldığı 5 Kasım 2017 tarihinden bu yana, yaşanan sürecin öğrenciler üzerinde yarattığı olumsuz etkiler, değerlendirme yapılırken mutlaka dikkate alınmalıdır.

Ortaya çıkan tablonun sadece yeni sınav sistemine dair değil, MEB’in genel politika tercihlerinde de değerlendirilmesi gerektiği, 16 yıllık iktidarı boyunca AKP hükümetinin sorunlara kalıcı çözümler üretmekteki başarı grafiğinin oldukça düşük olduğu gerçeğini bizlere sunmaktadır.

Eğitim Sen olarak taleplerimiz, yeni sınav sisteminin bu yıl uygulanmasından vazgeçilmesi, böyle önemli konularda toplumsal mutabakat ile politika üretilmesidir. Öğrencilerin daha fazla mağdur edilmemesi için MEB, hızla sorunun tarafı olan kesimlerle bir araya gelerek, en makul ve geçerli çözümün üretileceği bir yöntem geliştirmelidir.

EĞİTİMSEN