Değil Türkiye’nin, dünyanın en alçak, en sinsi terör örgütü olan FETÖ’nün, vaktiyle eğitim sistemimize sızması, yayılmasının sonucu olarak adam kayırmaların, torpilin, haksız ve liyakatsiz atamaların nirvanaya çıktığı bir dönemi yaşamıştık. Din kisvesi altında yapılanmaya çalışılan bu terör örgütü, dini değerlerden uzak bir tutum ve davranışları yüzünden birçok masum insanın hakkına girildi, vebali alındı. Mağdur edilmeleri için bilerek ve isteyerek soruşturma dosyaları açıldı, masum insanlar mağdur edildi. Bu haksızlıkları yapan Fetöcüler şu an ya cezaevinde ya da yurtdışına kaçmış durumda. Millet olarak topyekun bir mücadele verdik, seferberlik ilan ettik; devlet kurumlarıyla, yöneticiler ile birlikte. Ve şu an MEB, son yılların en saf en temiz halini yaşıyor ama yine de temkinli olmakta fayda var. Sinsilikte sınır tanımayan bu örgütün yeniden kendine alan açması ve palazlanması yeni taktiklerle mümkün olabilir. Ziya Hoca gibi yüksek bir öngörüye sahip bir Bakanın böyle bir ihtimali ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar yaptığını duyuyoruz.

Entelektüel derinliği, akademik bilgisi, mesleki tecrübesi ve rol model kişilik özellikleriyle eğitim sistemimize büyük katlıları olan Ziya Hoca’nın öngörüsünden, basiretinden faydalanmak geleceğimizin çocukları için son derece önemli. Gerek FETÖ olsun gerek fetövari yapılanmalar olsun, yeniden hayat bulmamaları için sıkı ve etkin bir denetime sahip,  “yeni bir teftiş modeli” ile mümkün kılınabileceği yönünde dönütler geliyor sahadan, eğitim paydaşlarından.

Bu yeni model, Ziya Hoca’nın liderliğinde 2023 Eğitim Vizyonuna uygun yeni bir sistematikle geliştirmeliyiz. Bu model, Fetö’nün en önemli taktiği olan adam kayırma, torpil, haksız atamalar, masum insanların mağdur edilmesi gibi adımların önüne geçebilecek bir misyona sahip olması hayati derece önemli. Bu konuda Eğitim yönetim ve denetimi alanında yüzlerce akademisyen, bilim insanı ülkemizde var iken nasıl bir model geliştirilmesi hakkında benim gibi birine pek söz düşmez esasında. Bence, YÖK demin bahsettiğim bu akademisyenlerin hepsine bir resmi yazı yazıp, belli bir süre tanıyıp, hepsinden bir model önerisi isteyip, daha sonra gelecek cevapları raporlaştırıp MEB’e verebilir. Muazzam fikirler ortaya çıkar, inanılmaz derecede ufuk açıcı olur, yeni projelerin hayata geçirilmesini tetikler. 2023 Eğitim Vizyonu’nun ruhuna mevcut teftiş sistemi hitap etmiyor. Yeni bir teftiş modeli geliştirdiğimiz zaman, adalet sorunu da liyakat sorunu da kendiliğinden çözüleceğine inanıyorum.

Yazının Devamı İçin TIKLAYIN