Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın Gezi davasına ilişkin yaptığı açıklamalar yankı uyandırdı. Kendisine "Sen niye Gezi olaylarında davacı olmuştun?" diye sorulduğunda verdiği yanıt polemik konusu oldu.

Babacan, "Ben davacı değildim, şikayetçi değildim, mağdur da değildim. Savcı, tek taraflı olarak bütün bakanları mağdur olarak değerlendirdi. Araştırdım, davadan çekilmek kanunen mümkün değildi. İşte bugün buradan savcılara sesleniyorum: Ben bu davanın mağduru değilim. Silin benim adımı." diye yanıt verdi.

"Babacan 'O zaman işime gelmedi koltuk tatlıydı' deseydi" alkışlıyor olacaktım"

Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, "Ali Babacan işte budur bundan ibarettir" başlıklı köşesinde Babacan'ın Gezi davasıyla ilgili sözlerine tepki gösterdi. Bugünlerde "demokrat" ve "özgürlükçü" takılan Babacan'ın o yıllarda farklı tavır sergilediğine dikkat çeken Hakan, yazısına şöyle devam etti:

"AK Parti hükümetinin bir bakanı olarak...

Ekranlara çıkarak...

Savcılara...

"Ben mağdur değilim, ben müşteki değilim, ben davacı değilim. Benim adımı buraya yazan savcılara sesleniyorum: Silin benim adımı" diye seslenmedin ki?

Neydi seni tutan?

Neydi seni böyle mertçe bir tutum almaktan alıkoyan?

Neydi seni hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya iten?

Size bir şey söyleyeyim mi:

Eğer Ali Babacan...

Bugün kendisini sütten çıkmış bir ak kaşık gibi göstermeseydi.

Ve çıkıp delikanlıca...

"O zaman korktum... O zaman işime gelmedi... O zaman aklım başımda değildi... O zaman koltuk tatlıydı... O zaman Gezi olaylarını dış güçlerin oyunu gibi görüyordum... O zaman bırakın 'Konuş Türkiye' demeyi, 'Konuş Ali Babacan' demeye bile cesaretim yoktu... Şimdi aklım başıma geldi..." deseydi...

Şu anda avuçlarım patlarcasına Ali Babacan'ı alkışlıyor olacaktım.

Ama Ali Babacan, asla böyle bir tavır koymaz, koyamaz.

Çünkü ontolojik olarak böyle biri değildir."

Yazının tamamı için TIKLAYINIZ