Büşra Yenidünya, Artvin Yusufeli’nde doğdu. Önce Yusufeli Anadolu Öğretmen Lisesi’ni sonra da Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi sınıf öğretmenliği bölümünü bitirdi. Üniversiteden mezun olur olmaz “Ülkemin neresi olursa olsun orada görev yapmak isterim” diyerek öğretmenlik yapmak için atanmayı bekledi. Pandemi döneminde Siirt Pervari’de bir dağ köyü olan Keskin’e tayini çıktı. 22 Ağustos’tan itibaren de ilk görev yeri olan bu köyde öğrencileriyle birlikte hayatı öğreniyor. “Köyde bir Çalıkuşu, diye adlandırdılar beni çok da memnun oldum. Evet, ben köyde yeni başlayan bir Çalıkuşuyum. Kimine göre ilk heveslerin içindeyim ama bence güzel bir başlangıç yaptım. Geleceğe dair şunu söyleyebilirim. Daha yeni başlıyoruz. Umudumuzu hep diri tutmalıyız yoksa başka türlü üzülmek için çok neden var” diyor. 

OKULA ADIM ATAR ATMAZ İŞE KOYULDU

Bir ve ikinci sınıfların olduğu birleştirilmiş sınıfta öğretmenliğe başlayan Büşra öğretmen, okula adım atar atmaz işe sınıfını boyamakla başlamış. Hayatında ilk defa duvar boyamış. Ve yaptığı bu ilk boyada maviyi seçmiş. Örtüler dikmiş, sıraların, masaların ufak tefek tamiratını yapmış. Şimdi duvarları masmavi pırıl pırıl bir sınıfı var. Bu sınıfın adını da ‘Şirinler Sınıfı’ koymuş. Sınıfının mavi duvarlarında minik öğrencilerinin sesleri yankılansın istemiş hep. El emeği göz nuruyla yaşam verdiği sınıfını gördüklerinde öğrencilerinin de mutlu olacağını, buradan ayrılmak istemeyeceklerini düşünmüş.

BENİM DE ÖĞRETMENLİKTE İLK GÜNÜM

Ve sonunda Çalıkuşu Büşra öğretmen, geçen pazartesi başlayan “Uyum haftasında” birinci sınıftaki 9, ikinci sınıftaki beş öğrencisiyle buluştu. Çocukları, öğrencileri rengarenk çiçekler gibiydi. Şirinler Sınıfı’na çok da yakıştılar. Onlara ilk sözleri “Okulda sizin de ilk gününüz benim de öğretmen olarak ilk günümüz” oldu.

KÖY EVİNDE VELİ TOPLANTISI

Ancak ailelerine geldiğinde Büşra öğretmen pek umduğunu bulamadı. Veli toplantısı için önce onları tek tek aradı, her birinin bir mazereti vardı. Yine de toplantı saatini umutla bekledi fakat özenerek süslediği, onardığı sınıfına hiçbir veli adım atmadı. Toplantı 12.30’daydı, bekleyişi 14.00’e kadar sürdü. Ama Büşra öğretmenin kitabında yılmak yoktu. Okuldan çıktı, velilerinin tek tek evlerine gitti. İlk gittiği evde birkaç veliyi bir arada buldu, onlara okulu anlattı, çocuklarıyla nasıl ilgilenmeleri gerektiğini aktardı. Sonra diğer evleri gezdi. Öğretmenlerini evlerinde gören aileler şaşırdı. Kanepesi, minderi olmayan köy evlerinde Büşra öğretmen de yoklukla mücadele eden aileleri tanıdı. Çocuklara bütün bildiklerini aktarma sözü vererek çıktı. Köy evlerinde öğrencilerinin ailelerini ve koşulları tanıdığı için şimdi mesleğine daha farklı bakıyor. Omuzlarındaki yükün daha da ağırlaştığını hissediyor. Ama hem kendine hem çiçekler gibi rengarenk çocuklarına hem de onların artık daha iyi tanıdığı ailelerine, anne babalarına güveniyor. Bir de tabii pandemi bitip de Şirinler Sınıfı’nın mavi duvarları her gün çocuk sesleriyle yankılanmaya başladığında artık herkesin eğitimden keyif alır hale geleceğini düşünüyor ve geleceğe umutla bakıyor.

‘HAYATIMDA İLK KEZ BOYA YAPTIM’

Keskin virajlarla ulaşılan dağ köyü Keskin’de 9 meslektaşı ile birlikte yaklaşık 80 öğrencisi olan Büşra öğretmen, hayatında ilk kez eline fırça alıp badana yapmış. Çok da güzel iş çıkarmış.

Nuran ÇAKMAKÇI / Hürriyet