Okullar açıldı, maraton başladı.Bu ders yılında olağanüstü bir dönemde görev yapıyoruz.2 Eylülde meslekten ihraçlar yaşandı.Açıkta olan binlerce eğitimci var.PKK terör örgütü kapsamında açığa alınan ve tutuklananlar oldu.Bir taraftan atamalar,bir taraftan sözleşmeli öğretmen mülakatı derken bazı okullar zorunlu olarak ücretli öğretmen çalıştırmak zorunda kalıyor.Okullarda zaten hizmetli yok, olanları da ilçeler FETÖ’den devredilen özel kurumların bekçiliğine gönderdi.İş kur kapsamında alımlarda yapılmayınca okullar açıldı açılmasına da biraz garip açıldı.Devletin güvenlik refleksi her meseleyi gündem dışına itti.Milletçe resmen bir kurtuluş mücadelesi başladı.İrademizi zaptu rap altına almaya çalışan zorbalara karşı hep birlikte mücadele ediyoruz.

2015-2016 eğitim dönemi biterken gelecek dönem için bazı önemli hususlar gündeme gelmiş ve bakanlık müsteşarımız çalışmalardan bahsetmişti.Ancak 15 temmuz ibrenin yönünü değiştirdi.Haftalık ders saatlerinden, müfredatın yenilenmesine çok önemli sistematik sorunlar neşter vurulacak diye düşünürken beklenmeyen bir müdahale gerçekleşti.Fakat milletimiz bu sefer darbecilere buyur demedi, kendi iradesine sahip çıktı.Bedel ödedi, bedel ödetti.Darbe yapanlarla nasıl savaşılacağını bütün dünyaya gösterdi.Ardından devletimiz bir taraftan yaraları sararken diğer taraftan içindeki kanser hücrelerini temizlemeye başladı.Saldırıya karşı sert bir tepki verdi.Darbeye doğrudan ya da dolaylı destek veren herkesi incelemeye alındı.Açığa almalar,gözaltı kararları ve meslekten ihraçlar başladı.Bir taraftan devlet kurumları içerisinde rekabet eden memurlar arasında ihbarlar, karalayıcı ifadeler diğer taraftan kurunun yanında yaşta yanmasın nidaları yükseliyor.

15 Temmuzda yaşananları hiç kimsenin unutmaması gerekir.Milletin parasıyla kamu hizmeti yapan bir avuç densiz yine milletin vergisi ile alınmış silahları, kendi milletine karşı kullanma cüretinde bulundular.Bu alçaklığı yapan hainlerin içeride ve dışarıdaki destekçilerini de dikkate aldığımızda ülke düşmanlarının kimler olduğu sorusunun da yanıtını bulmuş oluruz.Ülkemiz bir haçlı taarruzuna maruz bırakılmıştır.Seçimle mağlup edemedikleri iktidarı silah zoruyla yönetimden uzaklaştırmak için emniyet güçlerini ve sivil vatandaşları acımasızca katleden sapkın gözü dönmüş ruhsuzların bir kısmı tutuklanıp ceza evine konulurken bir kısmı da illegal yollardan yurtdışına kaçmışlardır.Milletçe darbe savarlık yaparken dünyanın ikiyüzlülüğüne bir kez daha şahit olduk.Başta komşularımız olmak üzere medeni denilen Avrupa ve Amerika darbe püskürtüldükten sonra göstermelik bir biçimde bir açıklama yapmışlardır.

Son dönemde yaşananlar millet olarak yolun sağından gidenlerle, yolun solundan gidenlerin çokta farklı olmadıklarını bir kez daha göstermiştir.Bizi yönetebilmek için kurdukları sistemde farklılıkları tehdit olarak görme anlayışı bayatlamış bunun yerine biz insanlıkta eş, farlılıklarımızda zenginiz, anlayışına dönüşmüştür.bu andan itibaren farklılıklarımıza takılmadan ortak yanlarımızı görme ve tek bayrak altında toplanma zamanıdır.“İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi de helak eder misin, Allahım?” Sorusunun bir daha hiç sorulmaması için uyanık olmak ve çocuklarımızı iyi yetiştirmek mecburiyetindeyiz.Saldırıyı bir cemaatin gerçekleştiriyor oluşu tüm cemaatlere ya da İslam dinine saldırıya dönüşmemelidir. Sapla samanı birbirinden ayırmak şarttır. Cemaat, abi ,abla,ışık, hizmet gibi kelimeler vebalı duruma düşürülmüştür.Ehliyet, liyakat, ve sadakat ve devlet hizmetinde adalet tekrar önem kazanmıştır.İnsanlık ailesi olarak hepimiz ademin çocuklarıyız.Adem ise topraktan halk edilmiştir.Toprak ise yeryüzünde bir ocak gibi bütün canlıları besleyip büyüten, temizleyen, Varlık bulurken de yoklukta da bağrında yatıran ana gibi vefalı Aşık Veysel’in tabiriyle sadık bir dosttur.Allah’ın ipine sımsıkı sarılması gerekenler ... hocanın ipine sarılında ipte çürük olunca yere düşmek farz oldu.Allah bu millete bir daha istiklal marşını yazdırmasın, ([email protected])