2011 yılında yapılan yasal düzenlemelerle zorunlu temel eğitimin süresi 12 yıla çıkarılırken kademeli bir geçiş sistemine geçilmiştir. Bu yeni sistemde ilkokula başlama yaşının küçülmesi, ortaokula başlama yaşının 5. Sınıfa çekilmesi, liselerin de zorunlu olmasına bağlı birtakım yeni önlemlerin alınmasını zorunlu kılmıştır. Hem sınıf öğretmenlerinin, hem ortaokullardaki branş öğretmenlerinin hem de velilerin çocukların gelişimleri ve bakanlığın uygulamaları konusunda doğru bilgilerle bilgilendirilmelidir. 2012-2013 Eğitim ve öğretim yılı başında ilkokula başlama yaşı kamuoyunda tartışıldı. Son yapılan düzenleme ile bu konu gündemden kaldırıldı. Önceden yılsonu itibariyle 72 ayını dolduran öğrenciler okula kayıt yaptırabilirken son değişiklikte getirilen esneklik ile 30 eylül itibariyle 60 ayını dolduran öğrenciler okula başlayabiliyorlar. Bu aradaki süre aslında altı aylık bir süredir. Bu durumda öğrenci gelişimleri konusunda birinci sınıf okutan öğretmenlerin bir hizmet içi eğitime almakta fayda vardır. Geçen eğitim ve öğretim yılında ortaokula başlama sınıfı 5. Sınıf oldu.1997 yılından önce ortaokula başlama sınıfı 6. Sınıftı. Hem birinci sınıfa başlarken altı ay önce başlanması hem de ortaokula erken başlanması nedeniyle ortaokullarda derse giren öğretmenlerin çocuk gelişimleri konusunda haziran ayında eğitime tabi tutulmalıdır. Okutulacak derslerde ve müfredatta yapılan düzenlemeler konusunda dönüşüm yapıldı, ancak daha fazla irdelenmeli çocukların gelişimleri ve öğretim programları arasında paralellik sağlanmalıdır. İlkokullarda sınıfta kalma uygulaması kaldırılmıştır. Bu durumda öğrencilerin aşağıdan temel becerileri ve alt yapıyı doldurmadan gelme ihtimalleri artmıştır. Bu son gelişme ortaokullarda öğretim sorunlarına yol açacaktır. Karma bir sınıf olduğu için öğretmen seviyesi yüksek ve seviyesi düşük öğrencilere yeterli zaman ayıramamakta orta düzeyi esas alan bir öğretim yapmaktadır. Okullarda seviye grupları yapılmasına ise hem mevcut mevzuat hem de bu güne kadar yapılan uygulamalar imkân vermemektedir. Bu sorunların azaltılması için birinci ve dördüncü sınıflarda sınıfta kalma uygulamasına geçilebilir. 4+4+4 sisteminde ilk iki dörtte okula devam zorunludur. Son dörtte ise açık öğretim seçeneği de bulunmaktadır. Bu uygulama küçük işletmelerde çırak, kalfa sıkıntısını artıran, hatta bazı mesleklerin ölümüne yol açan bir hastalıktır. Bu durumda yapılacak ikinci dörtte de açık öğretim sistemine yol verilmesidir. Böylece hem çalışıp hem de okumak isteyenler için bir fırsat doğmuş olacaktır. Ağaç yaşken eğilir. Atasözümüze inat kurduğumuz sistemde küçük işletmelerin ara elaman bulmaları nerdeyse imkânsız hale getirilmiştir. Bu ise ekonomiye vurulmuş ağır bir darbedir. Kendi üretemediğimiz her şeyi dövizle dışarıdan almak zorunda kalıyoruz. İlkokullarda haftalık 30 saat, ortaokullarda haftalık 35 saat, liselerde ise son değişiklikle haftada 35 saat olan ders çizelgesi uygulama birliği açısından önemlidir. Hatta ilkokullarda bu süre hafta da 25 saate düşürülmelidir. Dönüşemeyen okullar bu öğretim yılı sonunda mutlaka dönüşmeli ve gelecek öğretim yılından itibaren sistem her yerde uygulamaya geçmelidir. Seçmeli derslerde uygulamalarda önemli problemler yaşanmaktadır. Seçimlik derslerin olması öğrenci ve veliler tarafından seçilmesi oldukça demokratik bir uygulamadır. Ancak ders programlarında ortaya çıkan aksaklıklar okul idarecilerini zor durumda bırakmaktadır. Derslikten fazla seçimlik dersin olması uygulamayı imkânsız kılmaktadır. Okulların zorunlu olmasını anladık diyelim ancak devamlı olmasının mantığını anlayamıyoruz. Okullara devamın zorunlu olması, okullarda çok fazla sorunun oluşmasına yol açmaktadır. İlgililere ve yetkililere duyurulur.([email protected])