Adana’nın Aladağ ilçesinde ortaokul ve liselerde öğrenim gören özel öğrenci yurdunda elektrik kontağından çıkan yangın sonucu 12 kişi feci biçimde yanarak can verdi. Türkiye bir kez daha yurtlar gerçeğiyle yüzleşti.Zorunlu temel eğitimin 12 yıl çıkarılması nedeniyle kırsal kesimlerdeki öğrenciler okuyabilmek için evinden, ocağından ayrılıp bulursa devlet yurduna bulamazsa özel öğrenci yurduna yerleşir.Fakirliğin ocak yaktığı Anadolu’nun bir köşesi Aladağ ilçesinde aynı tabloyu bir kez daha yaşadık.Olay sonrasında yapılan haberler ve sosyal medyadaki yorumlara baktığımızda herkes kendi cephesinden sorumlu ya da suçlu aramaya başladı.Devleti, yetkilileri suçlayanlar olduğu kadar yurt açan cemaatin şahsında tüm cemaatleri hatta dinimizi sorumlu tutacak kadar çıtayı aşanlarda oldu, maalesef.

Ölüm hem de çocuk ölümü büyükler olarak bizleri derinden sarstı.Eğer sorumlu arayacaksak ayna bakıp önce kendimizden başlamalı daha sonra da etki ve yetki çerçevesinde görevde ihmali veya kusuru olan ilgili kamu görevlisini araştırıp gereğinin yapılmasına yardımcı olmak toplum vicdanının gereği olacaktır.Nitekim yurt müdürü, dernek yetkilisi ve diğer sorumlular tutuklandı.Ancak yurdun kullanımına onay veren, yurdun denetimini yapan ve yurtta görülen eksiklikleri tespit ettikten sonra takip etmeyen sorumlular içinde disiplin soruşturması,yargı süreci başlatılmalıdır.Bu tür olaylar ülkemizde ne son olacaktır ne de kaybettiğimiz canları geri getirecektir.Millet olarak başımıza kötü şeyler gelmeden tedbir almıyoruz.Ancak canımız yandıktan sonra can havliyle birilerini suçlamayı, bütün günahı birilerine yıkmayı, bu yolla vicdanımızı susturma telaşına düşüyoruz.Ateş düştüğü yeri yakar.Evlat acısı acıların en dayanılmazıdır.Ölüm her faninin beklediği hazin sondur.Ancak ölenlerin genç olması ve ölüm şekli acımızı kat be kat arttırmıştır.

Olay yeri incelemelerinde çıkan rapora göre yurdun yangın merdivenin olduğu ancak çocukların bu merdiveni kullanımını bilmediği, kaçak akım rulosunun olmadığı, enerji sa tarafından çok yakın zamanlarda genel bakım yapılsa da akım yükselmesine bağlı elektrik kaçağının olabileceği gibi bir dizi eksiklikten söz ediliyor. Eğitim boyutundan baktığımızda öğrencilere yangın tatbikatının yeterince yaptırılmadığı, yurdun büyük bölümünün ahşap olması nedeniyle şartlara uygun gerekli tedbirlerin alınmadığı ortaya çıkıyor.Bütün özel ve resmi kurumlarda özellikle yangın, deprem ve diğer felaketlere karşı ilk yardım başta olmak üzere rutin aralıklarla tatbikat yapılması ayrıca itfaiye ekiplerinin çalışmalarını kolaylaştıracak bir mimari yapı ile felaketle mücadele edecek kişilerin vasıflı olması, teknik bakımdan donanımlı olması şarttır.Her alanda olduğu gibi bilgili ve bilinçli çalışanlar zor zamanlarda daima hayat kurtarır.

Aladağ’da vefat eden, şehit olan yavruların cenazesinde bazı köylere ulaşımda zorluklar yaşanması acının yaktığı yüreklere bir acı daha kattı. Cenazeye katılmak isteyen kişilerin bir kısmı araçlarını bırakıp yaya yürümek zorunda kaldı. Kuş konmaz, kervan göçmez köşelerde yaşayanlar da varmış dedik. Bazen kendi hayatlarımızdan bunaldığımızda kalkıp Aladağ görsek sanırım iyi olacak. Yolu olmadığı için, aşı olmadığı için, devleti uzak olduğu için hiç bir zaman halinden şikayet etmemiş o yüzdende unutulmuş sessizlerin de var olduğunu unutmayalım.Gitmediğimiz, gidemediğimiz yer bizim değildir.Bu asil insanlar her türlü çileyi yaşadıkları halde bir gün olup kendini yönetenlere kafa tutmamıştır.Bu tespitten sonra artık onları yönetenlerde başka hayatlarda varmış demeli ve yaralara merhem olmalıdır.

Acıları istismar eden art niyetlileri de iyi tanımak gerekir.Millet ve devlet olarak yaşadıklarımızdan ders çıkarmalı, benzer olayların olmasının önüne geçilecek çalışmalar yapılmalıdır.Bir varmış, bir yokmuş:Aladağ.Bizden hatırlatması ne dersiniz? ([email protected])