Eğitim alanındaki her türlü yetersizliğin, Türkiye’nin farklı bölgelerinde, değişik şekillerde karşımıza problem olarak çıkacağını görmek zorundayız.

Eğitim derken genel anlamda aile okul ve çevrenin kişilik üzerinde bilinçli veya bilinçsiz olarak meydana getirdiği etkileri kastediyoruz. Türkiye’nin en önemli probleminin eğitim olduğunu ve eğitim alanında reform yapılması gerektiğini iş adamlarından akademisyenlere; siyasetçilerden sokaktaki sıradan vatandaşlara kadar herkesim dile getirmektedir.

     Eğitim reformunun, eğitimin bütün alanlarını kapsaması gerektiği de bir gerçektir. Uygulanan ve geliştirilmekte olan müfredattan tutunda, ders kitaplarına, eğitim alanındaki teknolojilere ve en önemlisi öğretmen zihniyetine kadar her alanda reformların yapılması elzemdir. İnsanın yaşlandıkça kalıpların sarmalına girdiği, farklılıkları, değişimleri kabullenmekte zorlandığı göz önüne alınırsa yukarıda belirttiğimiz dönüşüm alanlarından en zor olanı öğretmenlerin eğitim politika ve uygulamalarındaki zihniyetini değiştirmek olacaktır.

      Eğitim kalitesinin batıdan doğuya doğru düştüğü birçok bilimsel araştırmada dile getirilmiştir. Bu başarısızlığın altında yatan nedenlerin başında geçmişten gelen kötü alışkanlıklar yatmaktadır. Doğu ve Güneydoğu illerinin bir çoğunda 26 Mayıs’tan itibaren çocukların okula gitmedikleri, öğretmenlerin havalar ısındı okula gelmeyin dediklerini çeşitli çevrelerden duymaktayız. Bu iller de hangi okula giderseniz gidin öğrenci görmeniz mucize kabilinden bir olaydır. Okula gitmeyen çocuklar internet kafelere gitmekte, çeşitli kötü alışkanlıklar edinmekte veya sabahtan akşama kadar evde bilgisayarın başında zamanını öldürmektedir. Okulun boşluğunu kötü arkadaşlıklar ve alışkanlıklar almaktadır. Öğretmenlerin TEOG sınavlarına hemen arifesinde 3. yazılıları yaparak öğrencilerin okula gelmemelerine zemin hazırlamakta, okul idareleri de yoklama almayarak bu uygulamayı desteklemektedirler.

      Bu olumsuz örneklere mukabil diğer okulların öğrencilerinin okula devam etmemesi nedeni ile kendi öğrencisi gelmeyen, idealist okul müdürlerinin ise velilerine mesaj çekerek okulların tatil olmadığını, eğitim öğretimin devam ettiğini belirtmeleri ise takdire şayandır.

        Bakanlığımızın doğu illerinde daha fazla önem vermesi, burada görev yapan öğretmenlerin mesleki kabiliyetlerini ve mesleğe olan bağlılıklarını geliştirici etkinlikler düzenlemesi, geçmişin kötü alışkanlıklarını değiştirecek takip mekanizmalarını oluşturması birçok problemi kaynağında çözecektir.