Dünya’nın kilidi Anadolu, sırrın cevabı Türkiye ve kilidin anahtarı Türkiye’dedir. Ülkemizin etrafını çeviren işgal gücü, gözünü yurdumuza dikmiş harici batıl işgal kuvvetleridir. Devletimize ihanet edenler ise gücünü işgalcilerden alan dahili hainlerdir. Dahili ve harici hainlerin gayesi, sadece
topraklarımızı ele geçirmek değil, Anayurdumuz olan Anadolu’dan İslam’ı yok ederek istedikleri batıl düzeni kurmaktır. Batının batıl emelleri önündeki tek engel Türkiye’dir.

En mühim ve vahim konu İslam düşmanlığının başlangıç ve bitiş noktasıdır. Bugün dünyada Şeriat ile yönetildiği söylenen ve düşünülen farklı milletlerden ülkeler var iken neden Cumhuriyet sistemi ile yönetilen ve tüm İslam ülkeleri içinde en çağdaş ve gelişmiş olan Türkiye ve Anadolu’ya karşı savaş açılmıştır?
Neden Ortadoğu’da cetvelle çizilmiş sınırları ile bir kabile reisi tarafından yönetilen Suudi Arabistan denen bölge dururken batıl oklar ülkemize çevrilmiş durumda? Nasıl oluyor da İslamofobi eylemlerini körükleyenlerin en sıkı dostu şeriat ile yönetildiğini söyleyen devletler olur? Niçin şeriatla yönetildiğini iddia
eden İran, İslam düşmanı ve Müslüman katili Siyonistler yerine mezhep çatışması maskesiyle Müslüman katliamına ortak olur.

Tarihte kurduğumuz tüm Türk Devletleri yıkan tehdit bugünde karşımızdadır. 1800’lerin sonunda İngiliz siyasetine sadece Osmanlı İmparatorluğu kurban verilmedi. Osmanlı ile beraber Babür Devleti yine İngiliz siyaseti ile yok edildi. Bu iki devletle Orta Asya’dan Cebelitarık boğazına ulaşan Türk İslam coğrafyası aynı
zamanda Batıl ile İslam arasındaki sınır ve Batıl Egemenliğinin yeryüzünden silinişinin nişanesi idi. Yıkılan bu iki devletten sonra kurulan Türkiye ve Pakistan bugün de aynı düşmanlarla boğuşan ve aynı kaderi paylaşan iki ülkedir. Osmanlı Pakistan’ın kuruluşunda ve Pakistan Osmanlı’nın kurtuluş savaşında birbirine destek vermiş iki kardeş ülkedir.

Bugün de Türkiye Cumhuriyeti sınırları Misak-ı Milli sınırları ile ifade edilmiş olsa dahi, görülmeyen fakat asıl olan sınır, batıl ile İslam arasındaki sınırdır. Her nerede Müslüman katliamı yapılıyorsa orası Türkiye’dir ve her nerede İslam düşmanlığı yapılıyorsa Türkiye orada olmak zorundadır. Türkiye’nin doğal sınırları Siyonizm tarafından parçalanmış tüm İslam coğrafyasıdır.

Öyle bir noktaya gelindi ki, artık Müslüman görünümlü ülkeler Müslüman katlediyor, Müslüman görünümlü ülkeler siyonizme hizmet ediyor ve İslam adına verilen mücadeleyi Müslüman görünümlü ülkeler terör olarak nitelendiriyor. Hepsinin arkasında ise İngiliz siyasetinin kurgusu olan batı planları saklıdır. Tüm bu acı tablo gözler önünde iken Anadolu’dan İslam’ın silinmesi demek dünyadaki tüm direnişin yok olması demektir. İşte bu yüzden Türkiye demek dünya demektir. Türkiye’de verilen mücadele tüm insanlık adına verilen mücadeledir.

Bugün yüz sene öncesinden farklı olarak karşımızda sadece düşman devletleri değil; devlet görünümlü kabile toplulukları, NATO şemsiyesi altında toplanmış ülkemizi işgali bekleyen düşman ülkeler, batılı devletler tarafından beslenen terör örgütleri, devlet kurumlarına sızmış Kriptironik FETÖ teröristleri, yüz
yıldır devletimizi kontrol altında tutmaya çalışan Siyonist Bürokratik Kelepçe ile ana muhalefet içinde kadrolaşmış hainler bulunmaktadır.
Yurdumuz Anadolu olsa da sınırlarımız Anadolu ile sınırlı olamaz. Sırlarıyla dolu tarihimiz insanlık tarihinin de başlangıcı ve sonudur aslında. Medeniyetler oluşurken ve tarih yazılırken çağ açıp çağ kapayan milletimiz, Bizans veya Roma İmparatorluğu’nu değil, binlerce yıllık batıl karanlık çağı tarihten silmiştir.

Bugün ülkemize savaş açanlar işte o batıl karanlık çağları yeniden açmak için kötülüğe hizmet eden kötülerdir. İçimizdeki hainler ise o kötülüğe hizmet eden kiralık hainlerdir. Türkiye düşmanı olmak İslam ve İnsanlık düşmanı olmak demektir. Türkiye düşmanları ile işbirliği yapmak ise İslam ve İnsanlık düşmanlarıyla işbirliği yapmak demektir.