Aile toplumun en küçük birimidir. Geniş aile modelinin yerini çekirdek aileye bırakalı yıllar oldu. İnsanlığın varoluşundan bu güne kadar sosyologlarca belirtilen aile tiplerine baktığımızda anaerkil ve ataerkil aileler biçiminde tasnif edilmiştir. Çağımızda bu aile modellerinin yanına çocukerkil aileler eklendi. İnanmıyorsanız etrafınıza bir bakın. Çocuk merkezli bu tür anne-babalar çocuklarının isteklerine kolaylıkla boyun eğen, fazlasıyla özgürlük tanıyan, kural koymayan bir tutum sergilerler. Çocuğuna neyi yapıp neyi yapmaması gerektiği anlatmazlar. Kesin kurallar belirtilmez. Çocuk kendisine zarar verebilecek davranışlar da bile etkili denetimden uzaktır, uyarılmaz. Anne babalar sadece çok büyük bir problem olduğunda sert çıkışlarda bulunurlar, gözdağı ya da nedenini tam olarak açıklamadıkları cezalar verirler.

            Aşırı hoşgörülü tutuma, çocuklarının gittikleri bir yerde etraftakileri sesi ya da davranışları ile rahatsız ettiğini halde, çocuk olduğundan bu tip şeyler yapabilir düşüncesiyle yaklaşıp uyarıda bulunmayan bir aile örnek verilebilir. Aşırı hoşgörülü tutum ile yetiştirilen çocuklar bir süre sonra anne babasını denetim altına alır, onları tehdit ederler. Dedikleri olmayınca da tehditlerini uygularlar. Benmerkezcidirler. Eleştiriye açık olmadıkları için kendilerini geliştiremezler. Sosyal iletişimde gecikmeler yaşanabilir. Kuralsızlığa alışan çocuklar, okuldaki kurallarla karşılaşınca okula ve arkadaş çevresine uyum sağlamakta zorluk çekebilirler. Her istediğini elde ettikleri için belli bir süre sonra doyumsuzluk yaşamaya başlarlar. Doyumsuzlukları, ileride zararlı alışkanlıklar edinmelerine sebep olabilir.Bencil, sorumsuz, kırılgan, her dediğinin anında olmasını isteyen, sabırsız ve anti sosyal olabilirler. Sosyal ortama girdiklerinde ve her dediklerinin olmadığını gördüklerinde hayal kırıklığına uğrar, kendi kabuklarına çekilebilir ya da agresif olabilirler. Her isteklerini yaptırmayı alışkanlık haline getirir ve zamanla kural tanımazlar.

             Çocuğunu merkeze alan ailelerin tam zıddı olan başka bir aile tipi var ki, iyilik yaptığını zannederken kötülüğünün farkında bile olmayan koruyucu ailelerdir. Düşüp, taktığı gözlüklerinden dolayı zarar görmesin diye ailesi ne koşmasına ne de kendi başına dolaşmasına izin vermeyen aileyi aşırı koruyucu tutum sahibi olarak değerlendirebiliriz. Çocuklara gereğinden çok özen gösterirler. Ağlamasın, üşümesin, terlemesin, hasta olmasın, yorulup incinmesin diye büyük bir çaba gösterilir. Her şey çocuk adına yapılır. Anne babaların çocuklar için geliştirdikleri aşırı kaygı, çocuklarını aşırı korumaya yönlendirir. Çocuğa evde seçim hakkı verilmez. Anne-baba fazla kontrollüdür. Kazandırmak istedikleri davranışları duygu sömürüsü ve aşırı şefkat yöntemini kullanarak geliştirirler. Çünkü çocuğu mutlu edememe endişeleri vardır.

             Kararlar, çocuk adına aile tarafından alındığı için, karar alma ve seçenekleri değerlendirme becerileri gelişemez. Anne-babaya bağımlı kalırlar. Bu çocuklar belli dönemlerde yerine getirmesi ve kazanması gereken davranışlar ve görevleri yapamadıkları için, aşırı bağımlı, ürkek ve çekingen olabilir, kendine güvensiz görünürler. Kendilerini topluma kabul ettirmek için zaman zaman isyankâr davranışlar sergileyebilirler. Sosyal ilişkileri zayıftır. Mutluluğun ne olduğunu bilmediklerinden hiçbir zaman mutlu olmazlar. Bağımlı bir kişilik sahibi olduklarından kendi başlarına hiçbir işe girişemezler, kısacası kendileri olamazlar.

              Ne çocuk erkil aile modeli ne de aşırı korumacılık iyi bir çocuk eğitim modeli değildir. İyi bir karakter için önce yaptıklarımızla örnek olmalı, sonra yaşına uygun işlerin tecrübe edilmesine fırsat verilmelidir. Çocuğun yapacağı hataları öğrenme fırsatı olarak görmeli, en önemlisi onu olduğu gibi kabul etmeli, gelişimine uzlaşarak birlikte destek verilmelidir. Çocuklarımızı sevelim ve bunu davranışlarımızla gösterelim.([email protected])