Eğitim ülkemizin değişmeyen gündemi ve Milli Eğitim Bakanlığımızda sürekli bir hareketlilik var. Üniversite yerleştirme sistemi alarm veriyor. 2017 ÖSYS Ek Yerleştirme sonuçlarına göre üniversitelerde 373 bin 414 kontenjandan 322 bin 14’ü boş kaldı. Boş kontenjanların nasıl doldurulacağı, sistem-sistemsizlik, yeni müfredat, başarı-başarısızlık tartışılıyor. Herkes şu soruyu soruyor: Eğitimde başarısı kanıtlanan ülkeler neyi iyi yapıyor ve Türkiye neyi kaçırıyor? Bu soruların cevabı McKinsey & Company’nin, ‘Eğitimde Başarı Faktörleri’ raporunda var. Raporun sunumunu, Ankara’da gerçekleştirilen ‘TAIEX Workshop on Smart School’ çalıştayında konuşuldu. Buna göre eğitimde başarı için, dünya genelinde yüksek başarı kaydetmiş eğitim sistemleri incelendikten sonra ortaya çıkan,beş kilit ortak etken var.

Birinci etken öğretmenin niteliğidir. Öğretmenlerin niteliği, öğrencinin öğrenme düzeyini etkileyen ve okuldan kaynaklanan en önemli faktör olarak öne çıkıyor. Burada ‘nitelik’ uçtan uca ele alınması gerektiği vurgulanıyor. Yani eğitimde ‘öğretmen niteliğinin’ artırılması, yetenekli insanların öğretmen olmaya özendirmeyi, bu kişileri meslekte tutulmasını, gelişim fırsatları sunulmasını ve performans yönetiminin yapılmasını kapsıyor.

Eğitimde başarıda ikinci kritik etken öğretim metodolojisidir. Usul esastan önce gelir. Bu ikinci etken, iyi bir sistem kurulması gerektiğine işaret ediyor. Yani eğitimde hedefler net bir şekilde ortaya konulmalı, öğrenci ve öğretmen merkezli bir eğitim sistemi yürütüleceğine karar verilmelidir. Hangi konuların en verimli şekilde nasıl öğretilebileceği belirlenmelidir?

Üçüncü etken eşitliktir. Buna göre bir ülkenin eğitimde başarılı olması için cinsiyeti veya ekonomik koşulları ne olursa olsun tüm çocukların sistemden yararlanabilmesini garanti eden spesifik gösterge ve hedefleri belirlemesi gerekiyor. Yani tek bir gruba ya da coğrafi bölgeye odaklanan değil, ülkenin tümünde eğitim kalitesini artırmaya odaklanan sitemler daha başarılı oluyor.

Dördüncü etken toplumsal katılımdır. Eğitimin toplum nezdinde saygı gördüğü ülkeler yüksek performanslı eğitim sistemlerin kurulmasında daha başarılı. Ayrıca velilerin çocuklarının eğitimine ve okulların karar verme süreçlerine dâhil edilmesi, sistem üzerinde fark yaratıyor.

Beşinci etken dijitalleşmedir. Dijitalleşmeye, hem daha iyi veri toplama ve verileri yönetme, hem de öğretme, değerlendirme ve öngörmeye yönelik yenilikçi araçlarla yeni fırsatların kapısını açtığı önem veriliyor. Rapora göre eğitimde başarılı ülkeler, bu etkenlerden en az birinde fark yaratıyor. Yani tüm bu unsurların hepsinde en iyi olmak gerekmiyor.

Bir iki etkeni merkeze alıp bunlara odaklanıldığı zaman diğer pek çok etken çerçevesinde başarılı sistemler oluşturabiliyor. Örneğin bir ülke, “En iyi nitelikte öğretmenleri istiyoruz ve bunu bütün ülkede yaygınlaştırmayı hedefliyoruz?” dediği zaman, diğer etkenlerde de başarıya yaklaşıyor. Eğitimde başarısını kanıtlayan ülkeler, neyi iyi yapıyor?

Singapur, öğretmen kalitesine odaklanıyor! Singapur, eğitimde başarı için yüksek kalitede adayları çekerek ve elde tutarak öğretmen kalitesinde mükemmelleşmeye odaklanıyor. Öğretmenlere yılda 100 saatlik eğitimler veriyor. Her bir akademik alandaki mezun grubunun ilk yüzde 30’luk kısmı içinden seçim yapılıyor. Başvuranların 6’da 1’i kabul ediliyor. Üst düzey eğitim tek bir merkezi kuruluş (Ulusal Eğitim Enstitüsü) tarafından veriliyor. Singapurlular, öğretmenlerin topluma en fazla katkıda bulunan kişiler olduklarını düşünüyorlar.

Finlandiya'da test yok, ev ödevi az! Finlandiya’nın eğitim alanındaki sürekli başarısı, “ne” öğretildiğinden çok “nasıl” öğretildiği ile alakalı. Yüksek beceri sahibi öğretmenler ders kitaplarını ve materyallerini seçmekte, dersleri nasıl işleyeceklerine karar vermekte özgür. Temel eğitimde standart/ulusal test yok. Değerlendirme, öğretmen tarafından sınıfta yapılıyor. Rekabetten ziyade işbirliğine odaklanılıyor. Okul dışı aktiviteleri teşvik etmek amacıyla minimum ev ödevi yükü var. Daha az sayıda konu işleniyor, ancak daha detaylı ve kapsamlı öğretiliyor.

Estonya, 'eşitlik' konusunda duyarlı! Eşitlik konusundaki duyarlılık, Estonya’nın dünya çapında en başarılı eğitim sistemlerinden biri olmasında önemli bir unsur. Estonya’nın eğitim sisteminin temelinde ‘eşitlik’ var. Farklı çevre ve gelir seviyelerinden gelen tüm öğrenciler aynı eğitimi alıyor. Genellikle performansa dayalı olarak öğrenciler arasında ayrım yapılmıyor. Öğretmenler, ulusal müfredat sınırları içinde otonomi sahibi. Estonya halkı eğitime büyük değer veriyor.

Uruguay, Öğrencilerin yüzde 83'üne 'online' ulaşıyor! Uruguay, tüm sistem genelinde, çığır açan dijitalleşme ve eğitim teknolojilerini kullanıyor. PISA 2015’te ortalama puanını en çok artıran 5 ülkeden biri. Ülkedeki Öğrencilerin yüzde 83’üne ulaşabilen sistem kurmuşlar. Öğretmen ve öğrencilerin sorunsuz bir şekilde işleyen online bağlantısı sayesinde sınıf dışında da devam eden eğitim ve öğretim sistemleri var. Türkiye’mizde kendine özgü yeni bir sistem kurduğunda her şey daha iyi olacak.([email protected])