Bir milleti veya medeniyeti hizmetinize almak için sadece bir hamle hakkınız olsa, ne yaparsınız?

Hangi hamle diğer bütün hamleleri kapsar?

Neyi denetim altına alırsanız her şey istediğiniz gibi gider?

En uzun süreli ve en karlı yatırım nedir?

Cevap:

Eğitim.

Bir asırdan fazladır süren esaretin, batı karşısında ezilmişliğin ve kimliksizliğin sebebi teknolojide geri kalmak mıdır dersiniz?

Ya da “Batı”yı yeteri kadar taklit edememek?

En komiği de “batının teknolojisi yerine yaşam tarzını aldık.” mavrasına  sarılmak mıdır?

Değil kesinlikle.

Hem de hiçbiri değil.

Asıl mesele, eğitim sistemindeki hükümranlığı sayesinde zihinleri yönetmek.

Bunun en belirgin örneği nedir derseniz bir örnekle anlatayım:

Hangi ortamda bulunursanız bulunun, hangi ideolojik kapsamda olursanız olun… Çevrenizdeki insanları bir gözlemleyin bakalım; insanlar düşüncelerine referans olarak kimleri kullanıyorlar acaba?

Bulunduğunuz ortamda tezinizi güçlendirmek için bir özlü söz kullanın. Ardından bunu bir “doğulu” bilim insanına dayandırın. Başka bir zaman aynı ortamda bu sözü “batılı” bir düşünüre dayandırın.

Sonucu gözlemleyin ve karşılaştırın.

Göreceksiniz ki bütün sosyal kliklerde “batılı” bilim adamının adını kullandığınızda ilgi ve önemseme çok daha fazla olacaktır.

Alın size zihin kontrolü ve zihin yönetimi.

Bu ülkede neden bir şey üretmeyi düşünmüyoruz da batıyı doğru taklit edemediğimizden yakınıyoruz?

Çünkü beynimiz kontrol altında.

Son yıllarda halkın iradesinin hakim olmasıyla devletimizin yaptığı atılımlara ve yerli üretimlere neden kitlesel tepkiler oluyor?

Çünkü beyinleri kontrol altında.

Bu milletin himmeti ve parasıyla ve bu millete hizmet iddiasıyla beli bir noktaya gelenler, neden kurdukları paralel ağlarla bu ülkeyi düşmana peşkeş çekerler?

Çünkü beyinleri kontrol altında.

Bütün bunları düşündüğümüzde Sayın Cumhurbaşkanımızın dile getirdiği “Eğitim Sistemindeki Köklü Değişiklik” isteği aslında bu milletin kahir ekseriyetinin isteğidir.

Kaldı ki bu millet tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanımızın her sözü milletin yüreğinin terennümüdür.

“One minute” nasıl ümmetin asırlık birikiminin patlaması ise,

“Dünya beşten büyüktür” sözü nasıl dünya mazlumlarının asırlardır süren çilesinin haykırışı ise,

“Eğitim Sistemindeki Köklü Değişiklik” talebi de benliğinden, kimliğinden ve asıl kodlarından koparılmış bir milletin yeniden diriliş umudunun ifadesidir.

Evet, değişim şart…

Hem de eğitimden daha çok!