Anne-baba ve çocuk ilişkisinin temeli anne ve babanın tutumuna bağlıdır. Anne-babaların çocuklarına karşı sergiledikleri tutumlar onlar arasında sağlıklı bir iletişim kurulmasını sağlar. Aile de atılan temellerin üzerine inşa edilen okuldaki tutumlar ile birey topluma katılır. Ruhsal yönden sağlıklı bireyler yetiştirmek için anne-baba ve öğretmen tutumları son derece önemlidir. Hayatımızda takındığımız tutumların kaynağı evden ve okuldan aldıklarımızda saklıdır. Bu durum yaşantımızın kalitesini belirler. Öyleyse nedir tutum? Türkçe sözlükte “Tutulan yol, davranış, tavır ” olarak adlandırılmaktadır. Sağlıklı anne baba ve öğretmen tutumları olan çocuklar özgüveni yüksek, özgürce düşünüp karar verebilen, bu kararların sorumluluğunu alabilen, atılgan, hoşgörülü bireyler olarak yetişirler.    

               Otoriter anne babanın gözleri sürekli çocuklarının üzerindedir. Davranışlarında oturuşlarında, kalkışlarında, konuşmalarında, gülmesinde, yemesinde, içmesinde kısaca çocuğun yaptığı her türlü harekette bir kusur bir yanlış arayıp dururlar. Sürekli kusur aradıkları içinde çocuk devamlı baskı altındadır. Streslidir. "Acaba yine mi hata yaptım? Yoksa yaptığım yanlış mı? Annem babam bunu duyarsa ne der?" kaygısını çocuk devamlı yaşar. Devamlı tedirgin olduğu için de (çocuk bu durumdayken), anne-baba hata bulmakta hiç de zorlanmazlar. Çocuğa sürekli kızıp, azarlarlar. Onu hor görürler. Çeşitli olumsuz özelliklerle çocuğu nitelendirirler. Hatta daha da ileri giderek "Çocuğumu eğitiyorum, terbiye ediyorum" mantığıyla çocuğa bu tür ailelerde şiddet uygulanır. Böylece çocuğu kendi istedikleri kalıba sığdırmak için devamlı zorlayıp dururlar. Yaptırım gücü anne babadadır. Onlar daima haklıdırlar. Anne-baba isteklerinden en ufak bir ödün vermek istemezler. Çocuğu anlama çabasını hiç göstermezler. Belki sonuçta çocuğun aileye gösterdiği direnç kırılır ve ailenin istediği kılıfa, kalıba zorda olsa çocuk girer. Aile istediği gibi uzaktan kumandalı bir çocuğa sahip olur. Ama geriye çocuktan çok fazla bir şey kalmaz. Anne baba başarıya ulaşmıştır. Ama silik, konjonktürel kişilikli bir çocukları olmuştur bu arada. İşte ortaya çıkan istenmeyen bazı sonuçlar

• Genellikle sosyal yetenekleri, iletişim becerileri zayıf, özgüvenleri düşük, edilgen bireyler olmaya eğilimlidirler.

• Kötü muameleye maruz kalmaktan korktukları için anne ve babaya karşı edilgen ve uysal davranırlar.Fakat içten içe anne babaya karşı düşmanlık duyguları geliştirilebilirler.

•Kendisi dışındaki insanlarla yeterli iletişimi kuramadıkları için saldırganlığı kendisine yönlendirebilirler.

•Yeniliklere açık değildirler, yeni şeyler üretmekte, yaratıcı fikirler geliştirmekte zorlanırlar.

•Sık sık kusurları aranan çocuk streslidir ve stresliyken hata yapma olasılığı artar.

•Hata yapan kişileri affetmeyi bilmezler, hoşgörülü olamazlar.

•Kendilerine ve çevrelerindeki kişilere güvenmedikleri için kendilerine iyi davrananlara şüphe ile bakarlar ve sosyal ilişkilerinde sorun yaşayabilirler.

•Yardım duygusundan uzak, sinirli, inatçı, hırçın, uyumsuz olabilirler. Kurallara uymayan veya otoriteye boyun eğen, kendi duygu ve düşüncelerini ifade edemeyen bir kişilik geliştirebilirler.([email protected])