2014-2015 Eğitim ve öğretim yılının birinci dönemi 23 Ocakta sona eriyor. Eğitimde 4+4+4 modeli, FATİH projesi ve yüzlerce yenilik ile birlikte bünyemize uygun bir sistem arayışında süreç devam ediyor. Bir taraftan e-devlet uygulamalarının yansıması MEBBİS, E-okul, Web siteleri ve diğer teknoloji yansımaları ile dijital çağa geçilirken diğer taraftan da kâğıt kullanımından kurtulamıyoruz. Hatta okullarda teknoloji ile işler daha hızlı ve seri olarak yapılacak sanılırken, aksine iş yoğunluğu daha da artmış durumdadır. Yıllardır söylemekten ve yazmaktan bıkmadığımız bir acı gerçek var ki karne haftası okulların yaşadığı bunalımlı dönemler hiç değişmedi. Notlar verildi artık, iş bitti anlayışından vazgeçemiyoruz. Eğitimi nedense ikinci plana atamaya devam ediyoruz. Yumurta tavuk hikâyesinde olduğu gibi öğrencilerin isteksizliği mi öğretmenlerin motivasyonunu bozuyor? Ya da öğrencileri bahane eden öğretmenler derslerin kaynamasına seyirci kalmayı mı tercih ediyor? Cevabını sizler verin.

Okullara toplama kampına çevirdiğimiz yetmedi, birde ders saatlerinin sürelerini artırdık. Seçmeli derslerin uygulamalarında okulların yaşadığı olumsuzluklar işin aslını, maksadını alt üst etmektedir. Demokrasi seçim rejimi, çocuklar testlerde çoktan seçmeli bir seçim yapıyor. Alt yapı hazırlamadan yaptığımız seçimlerin bedelini idareciler ödüyor. İkili öğretimlerde gecenin sabahında başlayan dersler yatsı namazında sona eriyor. Reklamlardaki gibi sabah 7’ den akşam 7’ye görev yapanlara birde hafta sonu kurslarını eklediğimizde eziyet ötesinde zulüm oluyor. Devlet memuru mesaisinin ötesinde on iki saatlik bir çalışma süresinin karşılığı olmadığı gibi bozulan morallerin, yorulan bedenlerin, yıkılan gönüllerin tedavisi de, tamiri de çok zordur. Akıllara ziyan bu uygulamalarla eğitimcilerdeki mesleki tükenmişliği artırmaktan daha başka bir sonuca ulaşamayız. Günde 7-8 saat ardı ardına derse giren bir öğretmenin verimliliğini hesaba kattığımızda sonucu varın siz tahmin edin.

Karne haftasında not kontrolü, belge hazırlığı derken cuma günü karnelerin verilmesiyle iki haftalık bir tatil dönemi başlayacak.10 yılı aşkın süredir e-okul sistemini bakanlığımız kullanılıyor. Artık karne vermenin öğrenciler ve veliler için fazla bir cazibesi kalmadı. Ülkemizin büyük bölümünde kare notları ve sonuçlar internetten öğrenilebiliyor. Öyleyse bundan böyle karne dağıtmanın bir gereği yok. Sistem olarak artık e-karneye geçilebilir. Hatta okullardaki birçok belge bundan böyle e-devlet gereği elektronik olarak verilebilir. Biraz iddialı olacak öğrenci belgesi, öğrenim belgesi, lisans ve diplomaya kadar her şey artık dijital ortamda yapılabilir. E-imza il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinde kullanılmaya başlandı. Okullarda da elektronik imza kullanımına geçilmesi yakındır. Ağaçları azaltan ormanları bitiren anormal kâğıt tüketimini durdurmanın yolu sanal evrak tanziminden geçiyor. Zaruret oluştuğunda sanal ortamdan evrak kâğıda dönüştürülebilir. Bu çok önemli teklif ağaç severlere duyurulur.

Okullarda çalışma ortamını olumsuz etkileyen ek ders süreleri konusunda önemli bir teklifim var. Milli eğitim hafta içinde ek ders uygulamasını kaldırıp öğretmenlerin maaşlarına ek 500 tl ilave zam yapabilir. Hafta sonu yapılacak sosyal faaliyetler, kurslarda ise ek ders ücreti ödenmesine devam edilmelidir. İkili öğretimlerde öğretmenlerin mesaisi dersi sabah olanlar için saat 16’ya kadar, öğlenci olanlar için ise sabah saat 9’dan akşam ders bitimine kadar sürmelidir. Normal öğretimlerde ise mesai sabah 8 ‘de başlamalı akşam 16’da bitmelidir. Böylece okullarda nöbet, ders programı, boş ders gibi önemli problemler çözülmüş olur. Öğretmenlerde işlerini okulda yaparlar eve iş götürmekten kurtulmuş olurlar. Okul idareleri de biraz daha fazla eğitime zaman ayırma imkânı yakalar. Öğrenci sayısına göre okullara ödenek verilerek veli okul ilişkilerini normalleştirmek şarttır. Veli okula gelmekten korkmamalı, okul eksiklerini gidermek için velilerle pazarlık etme pozisyonuna düşmemelidir. Öneriler bizden gerisi etkili ve yetkili büyüklerden…
 http://ilhamifindik.com