Eğitimin merkezi, kalbi kısacası her şeyi öğretmenler odasıdır kanaatimce. Bu, bir kanaat olmaktan da öte, 26 yıldır bi'lfiil farklı okullarda öğretmen / yönetici konumunda hizmet etmiş, tecrübeli kabul edilebilecek bir eğitimci bakışıyla gözlemim ve tespitimdir.

Hani, Nasreddin Hoca "dünyanın ortası Akşehir'dir, ayağımın bastığı burasıdır" demiş ya onun gibi. Hoca'ya "hadi canım, sen nereden biliyorsun bunu" diye sorulunca Hoca Nasreddin, o bilinen meşhur sözünü söylemiş: "İnanmıyorsanız ölçün bakalım."

Tereddüdü olan varsa, beri gelsin. Yani bi okula, o okulun da merkezine, öğretmenler odasına uğrasın, bi baksın bakalım o ortama, bi dinlesin öğretmenleri, neler diyecekler, neler anlatacaklar, eğitim sistemi ve eğitim-öğretim faaliyetleri ile ilgili görüşleri neler? 
Öğretmenler odasında memleket meseleleri dahil her şey konuşulur. Spor, kültür, sanat, ülke gündemi, ekonomi, toplumsal sorunlar, günlük hayat...

Kısacası, Türkiye'nin ve dünyanın gündeminde ne varsa, çay eşliğinde sıcak ve samimi bir ortamda ele alınır öğretmenlerin odasında. Fakat birinci gündem, her zaman eğitim-öğretimdir. Eğitimin sorunları, eğitimde belirlenen hedefler, eğitim sistemi, ders müfredatları, mülakat sistemi vs. vs. 
Genel olarak ülke eğitiminin durumu, özelde ise görev yaptığı okulun eğitim / öğretim durumu, uygulanması planlanan proje ve faaliyetler, okullar arası yarışmalar ve sonuçları, öğrencilerin başarısı ve davranışları vs.vs.

Demem o ki, eğitim politikaları belirlenirken ya da eğitime yön veren hayatî kararlar alınırken "öğretmenler odalarına" mutlaka kulak kabartılmalı, o odanın aslî unsurları olan öğretmenlerin görüş, öneri ve tespitlerine öncelik verilmelidir. 
Bu yapılırsa - ki yapılmalıdır - hem öğretmenlerin itibarının arttırılmasına katkıda bulunulmuş olur, hem de yerinde tespitler ile daha isabetli kararlar alınmış olur.

Hep söylüyorum, eğitime yön veren Milli Eğitim Merkez Teşkilatı'nda görevli bürokratlar, herhangi bir ilimize ziyaret gerçekleştirdiklerinde ilk olarak ve mümkün olduğunca seçerek değil, önlerine gelen okullara uğramaları ve mutlaka öğretmenler odasında bir çay içmeleri, o odanın sakinleriyle sohbet etmeleri, onların tespit ve önerilerini dinlemeleri, inanın eğitim sistemimizi ve mevcut işleyişi tespit açısından yerinde ve faydalı olacaktır.

Hakeza, il ve ilçe müdürlerimizin okullarda ilk uğramaları gereken yerler okulların öğretmenler odası olmalıdır. Eğitimin sahadaki en önemli unsurları olan öğretmenleri kendi makamlarında (!) ziyaret etmelidirler. 
Sadece onları motive etmekten, bir bardak çaylarını içmekten, hal hatır sormaktan, gönüllerini almaktan bahsetmiyorum ben. Bunlarla birlikte öğretmenlere hitap etmekten ziyade öğretmenleri, onların düşüncelerini, sorunlarını, tespit ve önerilerini birinci elden dinlemelerini kasdediyorum.

Netice-i kelam, öğretmenlerin gündemi mutlaka dikkate alınmalı, bizzat bu mesleği icra edenlerin serdettiği görüşlerine daha fazla değer verilmeli / itibar edilmelidir. Öğretmenlerin de beklentisi bu yöndedir.

Neticede, marifet iltifata tabidir.