Aslanın biri, bir koyunu yanına çağırır ve nefesinin kokup kokmadığını sorar. "Evet " diye yanıtlar koyun. Aslan bu yanıta kızar ve koyunu oracıkta parçalar. Daha sonra kurda seslenip yanına çağırır, ona da aynı soruyu sorar. " Hayır " diye yanıtlar kurt korkudan. Ancak o da yağcılık yaptığı için aslanın öfkesinden kurtulamaz. Sıra tilkiye gelmiştir. Aynı soruyu tilkiye de sorar. Tilkinin yanıtı şöyle olur; -Üzgünüm, üşütmüşüm biraz, o yüzden burnum koku almıyor. Hikayenin gerisini varın siz tamamlayın.

              Tarihte bu tarz durumların devamlı yaşandığı bir gerçek. Çağın hakim güçleri birini ortadan kaldıracağı zaman onunla ilgili bahane bulmasını her zaman bilmiştir. Fakat çağın hakim güçleri karşısında erdemlilerin işi hiçte kolay değildir.Bir tarafta her türlü yol ve yöntemin kullanıldığı ve çağın en güçlü hakim eli, diğer tarafta bu güce karşı sınırlı ve ilkeli durması gereken kişiler.Tabii ki temkinli olmak zorundadırlar. Bu sağduyuları kellesini kurtarmaktan daha çok ilkesini ve değerlerini kurtarmak içindir. Günümüzde ahlaklı olmak ve ahlaksızlara karşı göğüs germek durumunda kalan tüm ilkeli insanların zahmette rahmet olduğu gerçeğinden hareketle, imtihanının ihtişamını, kaldıramayacağı yükün yüklenmeyeceğini gerçeğini bilen kişiler olması esasına dayalı varoluşudur. Varlık zıtlıkla bir nehir gibi akarken tükenenler aslında tüketenlerdir. Bir otomobil yakıtını tüketirken aslında kendini de tüketmektedir.

               Bir milletin yakıtı da değerleridir. Değerlerini üreterek medeniyet oluşturabilirken tersine tüketerek insan tüketen canavara dönüştürebilir. Akif’in deyimiyle “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” Üç kıtaya hükmetmiş bir medeniyetten elimizde kala kala Anadolu kaldı. Buradan yeni bir medeniyet inşa etmemiz için kendi kültürel değerlerimize, kökümüze ulaşmamız ve kendi öz değerlerimiz üzerine yeniden yoğrulmamız gerekiyor. Bunu da ancak içimizde hakkı yaşayan ve tavsiye eden bir topluluk ile sağlayabiliriz. Değerlerimizi tahrif eden insanımızı geçmişimizden koparan her türlü ideoloji, her türlü akıma karşı milli mücadele başlatmak zorundayız.

                Değerlerimizi değersizleştirenlerle mücadelemizde en önemli alan ailedir. Aileyi içerden yıkmak isteyen bu konuda sinema, dizi ve diğer sanatsal alanları kendine propaganda yeri olarak seçen egemen güçler ellerinden gelen tüm saldırıyı yapmaktadırlar. Bu saldırılarda çocukların ve gençlerin zarar görmelerini küresel ölçekte önlemenin yolu erken yaşlarda milli ve manevi besinlerini aile içinden başlayarak okullarımızda vermek zorundayız. Bu işte en önemli alan sanal dünya dediğimiz ve dünya algımıza yeni eklenen saldırıların dijital yapıldığı alandır. Bu alanın yasaklanması çözüm değildir.Bunun yerine bu alanında kültür ve medeniyetimize göre yeniden yapılandırılmasıdır.Medeniyetimizin çizgisinde natif ürettiğimizde zararlı dediğimiz bir çok unsurun etkisi azalacaktır.

                İletişim kanallarının en yaygın olduğu bu çağda yakınlarımızla iletişim kurmakta da bazı güçlükler çekildiği bir gerçek. Uzaktaki yakınlarımızla görüşürken yakınımızdaki dostlarımızı ihmal edebiliyoruz. Kalabalıkların içinde yalnız kalmak, kendine ve değerlerine yabancılaşmak günümüzün en önemli manevi hastalığı galiba. Teknoloji hayatımızı kolaylaştırırken insanlarla aramıza duvar örmemelidir. İnternet ve bilgisayar bağımlığı sosyalleşmemizi engellememeli doğa ile buluşmayı ertelememeliyiz.Aslımızın toprak olduğunu tabiat içinde daha huzurlu ve sağlıklı olacağımızı unutmayalım.

                Göçmen kuşlar için kuş evleri yapan bir ecdadın torunlarıyız. Kanadı kırılan kuşları ve yaralı hayvanları tedavi etmek için vakıflar kurmuşuz. Bizim medeniyetimizi en güzel biçimde anlatan Merhum Mehmet Akif’in şu mısralarına bir bakın “ Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz: Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz! Kapkaranlıkken bütün afakı insaniyetin, Nur olup fışkırmışız ta sinesinden zulmetin.”

                Dünya yine karanlık günlerinde; zulüm dört bir yanımızda, zalimler görev başında.Tarih bizi dünyayı yeniden adaletle yönetmeye,inleyen insanlara barış ve saadet götürmeye davet ediyor.Bu kutlu davette bulunmak ve asrı saadet kadar olmasa da yeniden huzur ve barışın hakim olduğu bir dünya kurmak için;Yeni Medeniyet İnşasının fedakar işçileri olmaya var mısınız?Gazanız mübarek olsun, davetiniz / davetimiz kutlu olsun ([email protected])