Doksan yıllık cumhuriyetin ilk yıllarında devrim kanunları adı altında çıkarılan 8 yasadan üçünün yürürlükte olmasına rağmen hiçbir yerde kullanılmadığını müşahede ediyoruz. Bu kanunların çıkarıldıkları dönemde hangi gereklilikten çıkarıldığı, haklı mıydı gereksiz miydi olduğunu burada tartışmadan asıl meramımıza geçmek istiyorum. Anayasalar milletlerin mutabakat metinleridir. Milli mücadelenin modaretörlüğünü yapmış ve yeni devletin kurulmasında zoru başarmış ilk meclisin ilk anayasası 1921 yılında sivil olarak yapılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra ise 1924 yılında temel değişikliğe uğrayan ve devrim kanunlarının çıkarılmasına dayanak sayılan anayasa değişikliği yapılmıştır. İkinci mecliste devrimleri gerçekleştirecek düşünce yapısına sahip kişiliklerin meclise taşındığını görüyoruz. Diğerleri ise çıkarılan yasalarla kuşatma altına alınmış, toplumdaki etkilerini azaltacak uygulamalara imza atılmıştır. Yeni cumhuriyetle CHP dışındaki kurulan partiler kısa zamanda kapatılmış, milli mücadelenin önemli isimleri Mareşal Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir ve diğerleri geri plana düşürülmüştür. Evde ya da iş yerinde kullanılmayan eşyalar bulundukları yerden kaldırılır. Tertip ve düzen açısından ya yerine yeni şeyler konur veya yeri boş bırakılır. Büyük bir organizasyon sayılan devlette varlığını kuralarından aldığı güçle devam ettirir. Devletin kuralları sayılan kanunlarda toplumsal hayatta karşılık bulamadıklarında ya güncellenmeli ya da meclis kararıyla yürürlükten kaldırılmalıdır. Aşağıdaki yasaların yürürlükten kaldırılmalarının vakti çoktan gelmişte geçiyor. Ne dersiniz? İşte bu kanunlar. Efendi, Bey, Paşa gibi Lakap ve Unvanların Kaldırılmasına Dair Kanun (1)Kanun No: 2590 Kabul Tarihi : 26/11/1934 Yayımlandığı R. Gazete : Tarih : 29/11/1934 Sayı : 2867 Madde 1 – Ağa, Hacı, Hafız, Hoca, Molla, Efendi Bey, Beyefendi, Paşa, Hanım, Hanımefendi ve Hazretleri gibi lakap ve unvanlar kaldırılmıştır. Erkek ve kadın vatandaşlar, kanunun karşısında ve resmi belgelerde yalnız adlarıyla anılırlar. Madde 2 – Sivil ve rütbe ve resmi nişanlar ve madalyalar kaldırılmıştır ve bu nişan ve madalyaların kullanılması yasaktır. Harb madalyaları bundan müstesnadır. Türkler yabancı Devlet nişanları da taşıyamazlar. Madde 3 – Askeri rütbelerden adın başına gelmek üzere kara ve havada Müşürlere Mareşal, Birinci Ferik, Ferik ve Livalara General, Denizde Birinci Ferik, Ferik ve Livalara Amiral denilir. Generallerin ve Amirallerin derecelerini gösteren unvanlarla Deniz Müşürleri unvanlarının ve diğer askeri rütbelerin karşılıkları Ali Askeri Şûrası kararı ve İcra Vekilleri Heyetinin tasdiki ile konulur. Madde 4 – Bu kanun neşri tarihinden muteberdir. Madde 5 – Bu kanunun icrasına İcra Vekilleri Heyeti memurdur. Şapka İktizası Hakkında Kanun (Kanun No: 671) (25. 11. 1925) Madde 1. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ile genel ve yerel idare ve bütün kurumlara mensup memur ve müstahdemler, Türk ulusunun giymiş olduğu şapkayı giymek mecburiyetindedir. Türkiye halkının da genel başlığı şapka olup, buna aykırı bir alışkanlığın devamını hükümet engeller. Madde 2. Bu kanun yayın tarihinden itibaren geçerlidir. Madde 3. Bu kanun Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar kurulu tarafından icra edilir . Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun (Kanun no : 2596 Kabul Tarihi: 03/12/1934) Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 13/12/1934 Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 2879 Madde 1 - Her hangi din ve mezhebe mensup olurlarsa olsunlar ruhanilerin mabet ve ayinler haricinde ruhani kisve taşımaları yasaktır. Hükümet her din ve mezhepten münasip göreceği yalnız bir ruhaniye mabet ve ayin haricinde dahi ruhani kıyafetini taşıyabilmek için muvakkat müsaadeler verebilir. Bu müsaade müddetinin hitamında onun aynı ruhani hakkında yenilenmesi veya bir başka ruhaniye verilmesi caizdir. Madde 2 - Türkiye’de kanuna tevkifan teşekkül etmiş ve edecek olan izcilik ve sporculuk gibi topluluklar ve cemiyet ve kulüp gibi heyetler ve mektepler mahsus kıyafet, alamet ve levazım taşımak istedikleri zaman yalnız nizamname veya talimatname ile muayyen tiplere uygun kıyafet, alamet ve levazım taşıyabilirler. Madde 3 - Türkiye’de bulunan Türklerin ve yabancıların, yabancı memleketlerin siyaset, askerlik ve milis teşekkülleri ile münasebetli kıyafet ve alametlerini ve levazımını taşımaları yasaktır. Madde 4 - Ecnebi teşekkül mensuplarının kendi kıyafet, alamet ve levazımları ile Türkiye’yi ziyaret etmeleri, İcra Vekilleri Heyetince tayin olunacak mercilerin müsaadesine tabidir. Madde 5 - Türkiye Devleti nezdine memur bulunanların kıyafetleri beynelmilel mer’i adetlere tabidir. Müsaadeyi mahsusa ile gelen yabancı memleketler kara, deniz, hava kuvvetlerine mensup kimselerin resmi üniformalarını nerelerde ve ne zaman taşıyabilecekleri İcra Vekilleri Heyeti kararıyla tayin olunur. Madde 6 - Bu kanunun tatbik suretini gösterir bir nizamname yapılır. Madde 7 - Birinci maddenin hükümleri bu kanunun neşri tarihinden itibaren altı ay sonra ve diğer maddelerin hükümleri kanunun neşri tarihinden itibaren mer’idir. Madde 8 - Bu kanunun icrasına İcra Vekilleri Heyeti memurdur.