Güneş Doğudan Yükseldi

Ülkemizde gündem o kadar sıcak ki; yaz mevsimi başlamadan gündemin sıcaklığı mevsim normallerinin üzerine çok önceleri çıkmış vaziyette. Bu sıcak gündem de asıl gündem eğitim meseleleri maalesef kendine bir yer açabilme kabiliyetinde değil. Biz her şeye rağmen asıl gündemimizi takip etmeye, konuşmaya devam ettik, devam ediyoruz ve dahi devam da edeceğiz.

Öğrencilik yıllarımda (1980’ler…) bilgiye ulaşmanın yolu ansiklopedilerden geçiyordu. Bunu çok iyi gözleyen süreli yayınevleri ve kitabevleri de fasikül fasikül veya gazetelere ek olarak ansiklopedi veriyor ve satışlarını böylelikle artırıyordu. Konumuz tam da bu değil fakat girizgâh için bu satırlar gerekliydi diye düşünüyorum.

Ben de bu hengâmede iyi bir ansiklopedi takipçisi idim. Verilen ansiklopedilerin %100’e yakını yabancı kaynaklı idi. Biriktirdiğim, fasikülleri okuduğumda muasır medeniyet seviyesine ulaşmaya çalıştığımız âleme hayranlığım maalesef daha da artar; bizler için bu seviyenin ulaşılmaz bir Kaf Dağı Masalı’ndan başka bir şey olmadığını ister istemez düşünürdüm. Niye mi? Çünkü basılı evraklarda bütün icatlar, bütün buluşlar hep bizim geleneğimizden farklı yerlerde kotarılmıştı da ondan. Bizim değerlerimizden, topraklarımızdan yetişen ne bilim insanı, ne sanat insanı yoktu. Sanki insanlık tarihinde bizim değerlerimizin hiçbir esâmesi okunmuyordu.

Bu ezilmişlik psikolojisi sadece ansiklopedilerden değil; resmî eğitim kurumlarındaki ders müfredatlarından da zihinlerimize yavaş yavaş enjekte ediliyordu. Bu bilgi ve görgü ile yetişen nesillerden büyük işler beklemek ne kadar doğrudur varın siz düşünün.

Bu ne zamana kadar böyle devam etti/ediyor diye soracak olursanız; ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite eğitimimiz süresince devam etti der ve devamını getiririm. Öğretmen olduktan sonra da bizler bu öğretiyi ister istemez öğrencilerimizle paylaşmaya devam ettik.

Geçtiğimiz günlerde Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’ni ziyaret ettiğimizde, ziyaretimizin somut göstergesi olarak yukarıdaki satırlar bilgisayarımızın ekranına dökülüverdi. Fakat oradaki güzel insanların gayretli çalışmaları bu algının değişmeye başladığını; ilk taşın atıldığını görmek yüreklerimize büyük bir serinlik üfledi.

“Güneş Doğudan Yükseldi” proje çalışması ve elimizde somut olarak bulunan kitabı bizleri; Anadolu’nun sahibi kavruk çocukları yürekten sevindirdi. Bu proje gençliğin öze dönüş hareketi. Okulun azimli ve gayretli öğretmenleri Şerife Türkeli ve Volkan Türkeli’nin öğrencileri ile birlikte başlattıkları bir öze dönüş hareketi. Okul idaresi de bu güzel projeye zemin ve imkân hazırlamış. Duran Cankatar hocamızı ve çalışmaya omuz veren tüm eğitimcilerimizi, öğrencilerimizi yürekten kutluyorum.

İslam Medeniyeti’nin bilime katkılarını araştırmışlar. Bunun için İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi’nin kurucusu Prof. Dr. Fuat Sezgin ile görüşüp uzun uzun fikir alış verişinde bulunmuşlar. Ardından öğrencileri ile birlikte “Güneş Doğudan Yükselir” çalışmasını kütüphanelerimizin raflarına kazandırmışlar.

Bu çalışmadan yıllardır bize tekrarlattırılan Amerika’yı Kristof Kolomb’un keşfettiği repliğinin pek de doğru olmadığını anlıyoruz. Çünkü çok daha önceleri Amerika’yatekrar tekrar gidilmiştir. Yine dünyanın en zeki insanı olarak aktarılan Albert Eistein’den çok önceleri El Kindi’nin teorilerinin var olduğunu öğreniyoruz.

Güneş Doğudan Yükselir’de Akşemseddin’den Biruni’ye 30 İslam Bilim İnsanı’nın çalışmaları bizlere haber veriliyor.

‘Cabir Bin Hayyan’ adını bile bir çoğumuzun duymadığı bu İslam bilgini; kimyanın atası olarak tarihin tozlu sayfalarında yerini almıştır. Batılılar Hayyan’ın eczacılık alanındaki bilgilerinden ölümsüzlük iksirini keşfettiğini düşünmüşler ve tüm eserlerini yutarcasına didik didik araştırmışlardır. Bir çok çalışmasını da bu arada kendilerine mal etmeyi ihmal etmemişlerdir.

Tıbbın babası olarak bilinen batılıların Avicenna diye adlandırdıkları İbn-i Sina’yı maalesef yıllarca bize tanıtmayanlar yaptıkları hatayı anlar da hatalarından geç de olsa dönüş yaparlar ümidindeyiz.

Dünyanın ilk mühendisi El-Cezeri, bize haber verilenlerden sadece bir kaçı…

İşte yıllardır ezik bir kişilikle yetiştirilen bu toprakların insanı artık kabuğunu kırmıştır. Bu küçük, basit gibi görünen çalışmalar insanımızın kendi benliğine, öz güvenine kavuşmasına zemin hazırlamaktadır. Bu öz güvenle yetişen yeni nesiller geleceğe dair büyük hülyaların peşine düşme gayretine artık düşebilirler.

Vesselam. (18.5.2016)

Not: Kitaba ve çalışmaya http://tenzileerdogankaihl.meb.k12.tr/ internet adresinden ulaşabilirsiniz.

www.facebook.com/ekrem.aytar.9                                                   

www.twitter.com/ekremaytar