Ok yaydan çıktı. Hiçbir ok havada kalmaz, ya düşer yere ya varır hedefe. Marifet ne okta sadece ne de yayı
çekende, hedefi vuran ve menzile varan her okun ardında oka inanmış ve ona güç veren bir yay var elbette…
Merkezi Kudüs olan fakat İstanbul’dan yönetilen batıl krallığı kurabilmek için Türkiye’de iktidar değişikliğine
muhtaç olanlar bir yandan Trump dönemini bitirmeye hazırlanırken diğer yandan Türkiye’de iktidarı yıkmaya
çalışıyor.

Trump, siyonizm günahlarının insanlığı vuran gayrı meşru uzantısıdır. Trump, İslam dünyasının kutsallarına
saldırması için sokağa salınmış azgın batıl tetikçidir. Trump, siyonizmin insanlıktan ve İslam’dan intikam almak
için kurgulanmış modern Hitler’idir. Trump, Ortadoğu’da savaş çıkarmak için kullanıldıktan sonra Kennedy
misali yok edilmesi gereken ucuz bir piyondan başka bir şey değildir.

Domuzlar burnu ve Kennedy ne ise Ortadoğu ve Trump aynı şeydir.
Hedef sadece Kudüs değil, Kudüs üzerinden Ortadoğu’da savaş çıkarmaktır. İran ile İsrail arasında çıkarılacak
yapay Kaos ile savaş kutsal topraklara taşınmak istenmektedir. Kabe ve kutsal topraklara savaşı sıçratmakla
beraber Arabistan’ın en az üçe bölünmesi planlanmaktadır. Kudüs ile İslam ve Müslümanları tehdit edenlerin
diğer bir gayesi Ayasofya’yı putperest batıla teslim etmek için Türkiye’ye şantaj yapmaktır. Türkler İslam öncesi
ve İslam sonrası tüm dönemlerde putperestliğin ve paganlığın yegane düşmanıdır.

Türkler İstanbul’u aldığında aynı zamanda Pagan Batı medeniyetini yok ederek yeni ve aydınlık bir çağ açmıştı.
Kafası kesilerek tarihe gömülen pagan yılanın tohumları yeryüzüne savruldu. Kudüs’ten sürüldükten sonra
İstanbul’un fethi ile bir kez daha yenilgiye uğrayan pagan şövalyeler tarihin intikamını almak için bugün kutsal
toprakları kana bulamak istiyor.

Dünyanın gözleri önünde yeryüzünü kan gölüne çeviren Siyonizm, katliamlarına her geçen gün yenilerini
eklerken Türkiye dışında kendisine dur diyecek bir güç bulunmamaktadır. Bu sebepledir ki kıyametle
hedeflerine ulaşacağını düşünen iblisiler Türkiye’de iktidarı yıkmak adına kendilerine ana muhalefet denen
hainlerle işbirliği içine girmişlerdir.

Binlerce yıllık planlarının son adımı olarak yüz yıl önce Ortadoğu’da dünyanın tek terör devletini kurmak için
Osmanlı’ya ihanet eden kriptolarla harekete geçen İBLİSİLER, 50 yıl önce yendikleri Arap ülkeleri ile Türkiye’yi
bir tutma hatasının bedelini bugün ödeyecektir elbette…

Her karanlığın bir sabahı olduğu gibi, Türkiye bu kara günleri de geride bırakacaktır. Tüm bu zor günler milli
birlik ve beraberlik duygumuz ile aşılırken bir kez daha bizi kuşatan düşmanlarımız ile içimizi kemiren hainleri
görmemizi sağlamıştır.

Ülkemiz her yandan kuşatılırken sahte belgelerle siyasi kaos çıkarmaya çalışırken hırsızlıklar üzerine kurulu ve
batıl kurgulu ana muhalefet günahlarının ve ihanetinin bedelini bir kez daha ödeyecektir. Batıl bürokrasi ile
devlet makamlarını millete karşı kullanıp batıl güdümünde bir devlet oluşturmak için Hakk’a ve Halka ihanet
edenler kendi hazin sonlarını da kendi elleriyle hazırlamışlardır.

Ana muhalefet, düşmanlarımızın istihbarat servislerinin oyuncağı haline gelmiştir. FETÖ uzantısı Amerikan traşlı
kopya Hillary kılıklı elma kurtlarının ve ana muhalefet elemanlarının küfre teslim olmuş satılık ruhları da
anlayacaklar ki, millete ve memlekete ihanetin bedeli milli irade tokatını sandıkta yemek olacaktır. FETÖ
militanlarını ilk seçimlerde aday yapmak için ön seçimleri dahi kaldıran ana muhalefet daha önce Amerikan

mandası altında işbirliği yaptığı bölücü teröristlerden sonra şimdi Siyonist gölgeler altında huzur aramaya
devam ededursun, ilk seçimde aldığı hezimetle batıla hizmetin diyetini de ödeyecektir.

Akademik kadrolaşma ve Truva modeli ile iktidarı içerden ele geçirmek isteyenlerle işbirliği yapan kripto çete,
önümüzdeki ilk seçimlerde referandumdaki sessizlikleriyle muhalefete gizli destek olmuş kişilerin çatı
adaylığından medet ummaktadırlar. Siyonizmin yılmaz bekçileri Amerikan ve İngiliz siyasetinin temsilcisi olarak
ilk seçimlerde ana muhalefet ve FETÖ uzantısı elma kurtlarına abilik yapacak olan akademik kadrolaşma
mimarları, Türkiye ve iktidar karşıtlarının heyetleri ve muhalif güçlerle yaptığı gizli görüşmelerle ülkeyi kaosa ve
istikrarsızlığa sürüklemekle abilerine ve biraderlerine hizmet ederken yeni Siyonist nişanlara da göz kırpmaya
devam ediyorlar.

Tüm bu kuşatma ve gizli teşkilatlanmalara rağmen milletimizin sağ duyusu ve istiklal aşkı ile hem batıl kuşatma
yıkılacak hem de içimizdeki hainler bir kez daha yenilecek olsa da unutulmamalıdır ki; kötü ve kötülük gücünü
iyiler ve iyiliğin özünden uzaklaşmış olmasından alır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından öncede devam
eden bu savaş ancak biz milli ve manevi değerlerimizden uzaklaşırsak bizi yenebilmiştir. Bugünde sadece
ülkemiz ve milletimiz için değil, ümmetimiz içinde güçlü, iri ve diri olmak zorundayız.

Eğer kötülüğe karşı verilen savaş zafer kazanacaksa bu iyilerin iyiliğe ve sevgiye samimi ve karşılıksız
yönelmesiyle mümkün olacaktır…