MEB Öğretmene Şaşı Bakmayı Bırakmalı!

Ülkemizin personel sayısı ve hitap ettiği kesim itibariyle en büyük bakanlığı olan milli eğitim bakanlığı yaptığı her bir uygulamayla kamuoyunun gündemine oturmuştur. Bazı gündemleri ise gündemden düşmemekte hatta düşürülememektedir. Bunlardan birisi sınavlardır. Yakın bir gelecekte de bu değişmeyen gündemin, gündemden düşmeyeceği görülmektedir. Büyüklerimizin iftiharla söz ettiği genç nüfusun, okumak için yarışmak zorunda olduğu gerçeği ve yüzbinlerce okulda yüzbinlerce eğitim çalışanı, bağlı bulunduğu bakanlıktan adil uygulamalar beklemektedir.

Bir  takvim yılı  boyunca milli eğitim bakanlığı Açık öğretim, MTSAS test ve uygulama sınavı, SBS, PYBS, Resmi Kurumlar sınavı ve Özel kurumların sınavı gibi yüzlerce sınavı okul ve öğretmenleriyle başarıyla gerçekleştirmektedir. Bu sınavlarda okuldaki yönetici ve öğretmenlerle birlikte ,il ve ilçe  milli eğitim  temsilcileri, okulun hizmetlisi ve güvenlik güçleri de görev almaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığı  yaptığı merkezi sınavlarda her türlü sorumluluğun omuzlarına yüklendiği öğretmenlere, sınavda görev yapan diğer personelden daha düşük ücret verilmesi ve bu konuda ciddi talepler olmasına karşın iyileştirme yapılmaması yetkililerce  öğretmenlerin sorunlarına kulak tıkadığının açık belirtisidir. Bu konuda kurum olarak Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ve birazda özerk bir kurum olan ÖSYM yaptığı sınavlarda  ödediği ücretlerle sınav görevlilerinin emeğini karşılarken  Türkiye’nin en büyük  bakanlığının kendi çalışanına cimri davranması kabul edilemez.

Bir diğer durum ise ÖSYM yaptığı sınavlarda görev vereceği okulları ve sınav görevlilerini gis işlemleri adlı bir programla tayin ederken şehir merkezindeki eğitim çalışanları arasında ayrıcalık tanımakta köy ve kenar mahallede çalışıp şehir merkezinde oturan eğitim çalışanlarını sisteme dahil etmemekte ücrette gösterdiği hassasiyeti görevlileri atamada göstermemektedir.. Başka bir  açıdan bakıldığında ihtiyacı olan sayının üzerinde sisteme kayıt yapmakta ve bunlar dışındaki çalışanlara görev vermemektedir. Israr edenlere ancak görev iadelerinde görev verebileceğini beyan etmektedir. Bu kapalı sistemle eğitimcilerin talepleri karşılanmamaktadır. Bunun yanında sistemin bakanlığın MEBBİS sistemine  eklemlenmesi ve isteyen her öğretmene sınavlarda görev verilebilmesi daha doğru olacaktır.

Eğitim öğretim iş kolunda sendikaların yaptıkları   toplu sözleşme görüşmelerinde öğretmenlerin özlük haklarında  iyileştirme talep ettikleri dönemlerde halkın nezdinde öğretmeni küçük düşüren (öğretmenler ne yapıyor ki!) ve halkı yanlış bilgilendiren(Öğretmenler yarım gün çalışıyorlar!)  yetkilileri öğretmenlerin görev aldıkları sınavlarda aldıkları ücretlerle ilgili olarak da bu yanlış tutum ve davranışlarına devam etmektedirler. Bir öğretmenin MEB’in yapmış olduğu merkezi sistem sınavlarında aldığı ücret 5 (beş) ek ders saatidir. Bu beş saatlik ek ders de yaklaşık 43 (kırk üç) TL’ye tekabül etmektedir. Aynı sınavlarda görev alan emniyet personelinin ücreti yaklaşık 68 (Altmış sekiz) TL, yardımcı hizmetler grubundaki bir çalışanın aldığı ücret ise 62 (altmış iki) TL civarındadır. ÖSYM'nin MEB'e eşdeğer yapmış olduğu sınavlarda bir öğretmenin aldığı en düşük ücret -sorumluluğa göre- 90 (doksan)- 120 (yüz yirmi)  TL civarındadır. Tüm bu farklı  rakamlar öğretmenlere yapılan haksızlığı gözler önüne sermektedir. Bizim Milli Eğitim Bakanlığından iltimas ya da lütuf beklentimiz yok. Aksine  talebimiz ve beklentimiz "eşit işe eşit ücret” vermesidir. Bu beklentimiz ve talebimiz olumlu sonuçlanıncaya kadar kamuoyu oluşturma  mücadelemizin süreceğini  bir kez daha beyan ediyorum. MEB bundan böyle  emektar öğretmenine şaşı bakmayı bırakmalı, hak edilen her şeyi hak sahiplerine teslim etmelidir.([email protected])