Acısıyla tatlısıyla bir Eğitim-Öğretim döneminin sonuna geldiğimiz şu günlerde Milli Eğitim çalışanları olarak sorunlarımızın bir kısmına çözümler bulabilirken, bir kısmına çözüm bulabilme ümidi içerisinde, bir kısmına ise kronik vaka olarak bakıyor, kazanım ve kayıplarımızı vicdan tartısında muhakeme ederek 1.dönemi kapatıyoruz. 2. dönemi umutla, aşkla ve şevkle beklemeye geçiyoruz.

Peki, biz Milli Eğitim çalışanlarının yani işin mutfağında olan kişilerin beklentileri, sorunları ve çözüm önerileri nelerdir?

1-) Atanamayan öğretmenler kadro ve atama bekliyorlar ki haklı beklentilerinin karşılanmasını temenni ediyoruz.

2-)Özür grubu atama bekleyen öğretmenlerimiz eşine, çocuklarına kavuşacağı günü sabırsızlıkla bekliyor.  Aile bütünlüğünün sağlanması bakanlığımızın en temel görevi olmalıdır.

3-)Vefakâr, cefakâr, çalışkan ve azimli okul müdürlerinin sorunlarını saymaya kalksam Edirne‘den Bağdat’a yol olur. Hâsılı en önemli sorun ekonomik sıkıntılar, okullara bakanlıktan yeterli ödenek aktarılmaması, okullarda kadrolu personellerin olmaması, Okul Aile Birlikleri marifetiyle çalıştırılan personelin aybaşı geldiğinde maaşının +sigortasının + üç ayda bir stopajının nasıl ödeneceğinin düşünülmesi, modern dilencilik yolu ile okulların ayakta tutulmaya çalışılması okul müdürlerinin sorunlarından yalnızca birkaçı…

4-)Köylerde çalışan öğretmen arkadaşlarım bir sonraki yıl acaba görev süremi tamamlayıp merkezde bir yerde çalışabilir miyim diye düşünüyor.

5-)Merkezde çalışan öğretmen arkadaşım acaba Bakanlık rotasyon uygulamasını tekrardan gündemine alıp bize ve ailemize rotasyon kâbusu yaşatır mı diye düşünüyor.

6-) Milli Eğitim Müdürlüklerinde çalışan eğitim emekçilerimiz,  yani isimsiz kahramanlar özlük haklarının iyileştirilmesini, eşit işe eşit ücret ödenmesini, görevde yükselme haklarının adaletli bir şeklide verilmesini istiyorlar ve bakanlıktan böyle bir beklenti içerisindeler bizden söylemesi.

7-)Eğitim çalışanlarının verilmesini istedikleri 3600 ek gösterge bir lütuf değil, eğitim çalışanlarının en temel haklarıdır. Unutulmaması gereken şey ‘’Nesilleri yetiştirenler ancak ve ancak öğretmenlerdir.’’ 3600 ek göstergede nesil yetiştiren öğretmenlerin hakkıdır. 

Bu noktada sadece eğitim çalışanlarının değil emniyet çalışanlarının da bu konudaki haklı talepleri değerlendirilmeli, bu ülkenin güvenliği için gecesini gündüzüne katan, zaman mefhumu gözetmeden çalışan ve görevi esnasında canını ortaya koyan emniyet personelinin tümüne de bu hak verilmelidir.

8-)Öğretmenlerimiz, okullarımızda ders saati sayısının arttırılarak daha çok teorik bilgiye dayalı eğitim sisteminin dayatıldığını ve işin özünü oluşturan pratik kısmının uygulanmasına imkân veren bir zamanın, programın ve mantalitenin olmadığını düşünüyorlar. Bu sorunun seçmeli ders sayısının ve saatinin arttırılarak çözülemeyeceğinin bilinmesi gerektiğine inanıyorlar. Bakanlığımız, ders sayısı ve saatinin arttırılması yerine, öğrencilere öğrendiklerinin pratiğini yaparak -yaşayarak, sorumluluk duygusu kazandırarak bu sorunu aşmaya çalışmalı. Toplum Yararına Çalışma faaliyetlerine daha çok önem vermeli, sözde olan ancak özde, uygulamada, çok ciddi sorunların yaşandığı Kulüp Çalışmalarının daha etkin ve verimli hale getirilmesi için gerekli yasal düzenlemeleri yapmalıdır.

9-)Bakanlığımızın “Ulusal Eğitim Politikasının (Stratejisinin)” Macro düzeyde ve Micro düzeyde belirlenmesi gereklidir. Belirlenen hedeflerin Eğitimin paydaşları ile birlikte şekillendirilmesi sağlanmalıdır. Macro düzeyde belirlenen hedeflerin sıklıkla değiştirilmemesi, bunun için yasal düzenleme yapılıp, Macro Hedeflerin güvence altına alınması gereklidir. Micro düzeyde hedeflerin değiştirilmesi sırasında çağın ve şartların gerekleri ön planda tutularak, tüm paydaşların öneri ve düşünceleri alınarak değiştirilmesi gereklidir. Bakanlığımız gerçekleştireceği değişiklikleri önce Pilot Bölgelerde uygulayarak hayata geçirmelidir. Kervan yolda düzülür(hazırlanır)mantığından bir an önce vazgeçilmesi gereklidir.

Kısaca sorunlar çok, sorunlara çözüm olacak iradenin ortaya konulmasının, eğitim çalışanlarının yarınlara umutla bakmasını sağlayacağını düşünüyor, saygılar sunuyorum.

          Barbaros DOĞAN