Yargı iptalleri, norm kadro değişikliği derken olan müdür yardımcılarına oluyor. İki yılı aşkın süren belirsizlik ortamı, bir müddet daha devam edeceğe benziyor. Dört yılını dolduran ya öğretmenliğe dönüyor ya da geçici görevle müdür yardımcılığına devam ediyor ve geçici olmanın dezavantajlarını yaşıyor.

Bakanlığın son uygulaması, yaşanan mağduriyeti daha da artıracak cinsten. Dört yılını dolduran tüm müdür yardımcıları önce norm fazlası olup olmadığına bakılmaksızın öğretmen olarak kendi okullarına atandı. İkinci adımda norm fazlası olanlar ilçe içine; ilçe içinde yer bulamayanlar, bir sonraki adımda da ilçe dışına dışına atanıyor / atanacak. Bu uygulamayla birlikte devam etmesi uygun görülenler geçici görevlendirmeyle eski okulunda ya da bir başka okulda müdür yardımcılığına devam edebilecek.

Bütün bu işlemler, birileri tarafından çözüm olarak görülebilir. Müdür yardımcıları penceresinden bakıldığında durum hiç de öyle değil. Bir an önce kendilerini demoralize eden bu sürecin bitmesini istiyorlar.

Bu uygulama, norm kadrolarda ciddî karışıklığa ve gereksiz görevlendirme trafiğine yol açabilir. Çünkü Türkiye genelinde bu uygulamaya tabi binlerce müdür yardımcısı söz konusu. Norm kadrosu öğretmen olarak filancı okulda, kendisi geçici görevlendirme ile müdür yardımcısı olarak falancı okulda. Bakanlık, filancı okulun öğretmen normu dolu olduğu için oraya öğretmen atayamayacak, mecburen görevlendirme yoluna gidecek. Görevlendirme bulamazsa ücretli öğretmen görevlendirecek.

Bu süreçte en büyük olumsuzluk dezavantajlı okullarda yaşanacak. Geçici müdür yardımcısı bulmakta çok zorlanacaklar, yük okul müdürlerinin omuzuna binecek.

Bakanlık, mağduriyeti azaltma anlamında norm fazlası olarak atandığı okulda geçici görevlendirmeyle müdür yardımcısı olarak çalışanların öğretmen kadrosunu o okulda tutabilir, tutmalıdır da.

Bu arada mağduriyetin asıl faillleri olarak yargı bağımlılığı hastalığına düçar olmuş sorumsuz sendikaları da unutmamak gerekir. Zira bazen insanlar hem mağdur olabiliyor hem de suçluyu yanlış adreste arayabiliyor.

Bu surecte yargı kararları doğrudan belirleyici olmuş, işin içinden çıkılmaz hâle gelinmiştir. Sistemin tıkanmasında önemli bir rol oynayan yargı, nihaî kararını mağdurların durumunu düşünerek vermelidir.